Çocuklarda görülen hastalıkların yüzde 75’ini üst solunum yolu enfeksiyonlarının oluşturduğunu belirten Alptekin, “Genelde hafif seyirli ve ciddi mortalitesi olmayan enfeksiyonlar olmakla birlikte uygun şekilde tedavi edilmediklerinde önemli komplikasyonlara neden olabilmektedirler. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının çoğunluğunun virüslerle meydana gelmesi nedeniyle viral bakteriyel ayırımının iyi yapılması, gereksiz antibiyotik kullanımının en aza indirgenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Çocukluk çağında en sık görülen enfeksiyonlardan olan üst solunum yolu enfeksiyonları; nazofarenjit, viral veya bakteriyel tonsillofarenjit, akut otitis media, akut rinosinüzit ve krup olmak üzere alt başlıklar altında incelenir” dedi.
"Nazofarenjitte en sık görülen etkenler virüslerdir"
Nazofarenjitin, boğaz ağrısı, öksürük, ateş, hapşırık, nasal konjesyon, burun akıntısı ve baş ağrısı ile karekterize kendi kendini sınırlayan bir klinik durum olduğunu ifade eden Çocuk Hastalıları Uzmanı Nazife Alptekin, “En sık görülen etkenler virüslerdir. Burun akıntısı, boğaz ağrısı, ateş ve öksürük tipik tabloyu oluşturur. Hastalık küçük çocuklarda ateş, huzursuzluk ve hapşırma şeklinde başlar ve birkaç saat sonra burun akmaya başlar. Daha sonra genellikle burun tıkanıklığı olur. Küçük bebekler burun solunumu yaptıklarından burun tıkanıklığı nedeniyle beslenmeleri zorlaşır, hatta solunum sıkıntısı ortaya çıkabilir. Ateş birkaç saatte kaybolabilir ya da üç gün kadar da sürebilir. Büyük çocuklarda ise ateş fazla yükselmez. İlk günden sonra burun akıntısı genellikle koyulaşır. Akut dönem 2-4 gün kadar sürer ve sonra belirtiler kaybolur. Eğer üç günden sonra ateş yine ortaya çıkmışsa otitis media gibi komplikasyonlar araştırılmalıdır. Altı yaşın altındaki çocuklarda yılda 6-8 kez soğuk algınlığı görülebilir ve genellikle semptomların süresi 14 gündür. Daha büyük çocuklarda ise yılda 2-4 atak görülür, semptomların süresi 5-7 gündür. Tedavide serum fizyolojikle burnun yıkanması ve biriken sekresyonların temizlenmesi yeterlidir” şeklinde konuştu.
"Akut tonsillofarenjit özellikle kış ve bahar dönemlerinde okul çağı çocuklarında görülür"
Uzm. Dr. Alptekin, akut tonsillofarenjitin ise özellikle kış ve bahar dönemlerinde okul çağı çocuklarında görüldüğünü kaydederek şunları söyledi: “Farenjit ile birlikte burun akıntısı, öksürük ve ses kısıklığı gibi belirtilerin olması genellikle etkenin viral olduğunu düşündürür. Ateş genellikle çok yüksek değildir ve genel durum çok bozulmaz. Buna karşın, bakteriyel farenjitte çocuğun genel durumu daha bozuktur, ateş 40 dereceye kadar yükselebilir. Baş ağrısı, karın ağrısı ve kusma gibi belirtiler olabilir. Bakteriyel tonsillofarenjit ani başlangıçlı boğaz ağrısı, tonsillerde eksudasyon, ağrılı servikal adenopati ve ateşle karekterizedir. Fizik muayenede eksudatif farenjit, büyümüş ağrılı servikal lenfadenopati, palatal peteşi ve kızıl benzeri döküntü görülebilir. Semptomlar genellikle 3-5 gün içerisinde spontan olarak iyileşir.”
"Akut otitis mediada tedavi süresi 7-10 gündür"
Akut otitis medianın da sıklıkla 6-13 ay arasındaki bebeklerde görüldüğünü ifade eden Nazife Alptekin, “AOM ataklarının yaklaşık yüzde 50’si geçirilmiş veya halen devam etmekte olan viral üst solunum yolu enfeksiyonu ile birliktedir. En sık görülen etkenler bakterilerdir. Klinik bulgular çocuğun yaşına göre değişir. Küçük çocuklarda huzursuzluk, ateş ve iştahsızlık gibi bulgular görülürken daha büyük yaşlarda kulak ağrısı ve ateş önemli bulgulardandır. Genellikle viral bir ÜSYE başlangıcından birkaç gün sonra çocukta aniden huzursuzluk, ateş ve işitme kaybı olması otitis mediayı düşündürür. Ateş, çocukların yaklaşık yarısında görülür. Bebeklerde ishal ve kusma gibi özgün olmayan belirtiler de görülebilir. Onun için, kulak muayenesi her çocukta normal fizik muayenenin ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Muayenede kulak zarı hiperemik, bombe ve hareketi azalmış olarak görülür. Viral üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren bir çocukta ateşin uzun sürmesi veya düşen ateşin tekrar yükselmesi durumunda akut otitis media gelişmiş olabileceği düşünülmelidir. Tedavi süresi 7-10 gündür” ifadelerini kullandı.
Akut rinosinüzit ve akut larenjit
Akut sinüzitin ise; bir veya daha fazla sayıdaki paranasal sinüslerin inflamasyonu olarak tanımlandığını belirten Uzm. Dr. Alptekin, “Sinüslerin inflamasyonu genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında görülür. Viral rinosinüzitteki klinik bulgular viral üst solunum yolu enfeksiyonuna benzer bulgulardır. Sıklıkla öksürük, nasal semptomlar, ateş, baş ağrısı, yüzde ağrı, ağız kokusu ve boğaz ağrısı vardır. Bu bulgular genellikle 10 gün içinde düzelir. Eğer ki bu bulgular 10 günden daha uzun sürerse akut bakteriyel rinosinüzit düşünülür. Ateş genellikle yoktur veya düşük düzeydedir” dedi.
Akut larenjitte inflamasyonun larinks ile sınırlı olduğunu ifade eden Çocuk Hastalıkları Uzmanı Nazife Alptekin, “Ses tellerinin olduğu bölgede ödem vardır. Hastalar öksürük ve ses kısıklığı ile gelir. Öksürük geceleri artar ve havlama tarzındadır. Fizik muayenede, burun akıntısı veya burun tıkanıklığı vardır. Öncelikle destek tedavi önemlidir. Hasta sakin ve güvenli bir ortama alınmalıdır. Hipoksisi olan hastaya oksijen desteği sağlanmalıdır. Hidrasyon (serum) çok önemlidir. Antibiyotik gereksizdir. Kortikosteroidler, vazokonstriktör ve antiinflamatuvar özelliklerinden dolayı krup hastalarında önerilmektedirler” diye konuştu.