Gastrointrestinal bilim dalının, ağzından, yutak, yemek borusu, mide, onikiparmak bağırsağı, karaciğer, safra kesesi, pankreas, ince bağırsak, kalın bağırsak, rektum ve anüse kadar tüm sindirim sisteminin bozukluklarının baştan sona incelendiğini kaydeden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Halil Dinçer, “Muayenenin yanı sıra endoskopik tanı yöntemleri, ultrasonografi, tomografi ve MR gibi radyolojik tetkiklerin gastrointestinal rahatsızlıkların incelenmesinde kullanılan bir yöntemdir. Gastrointestinal sistem farklı konumlarda yerleşen, farklı fonksiyonları olan bedenimizin en büyük organ grubudur. Yapısal farklılıklarına rağmen hastalıklarındaki şikayetler benzerdir. Karın üst kısmındaki ağrı yemek borusu, mide, karaciğer, pankreas ve bağırsaktan kaynaklanabilir” dedi.
“Bazı hastalıklar ancak bu yöntemle saptanabiliyor”
Bazı hastalıkların gastrointestinal yöntemin daha kolay saptandığını da kaydeden Op. Dr. Halil Dinçer, “Örneğin hazımsızlık şikayeti mideden kaynaklanabileceği gibi, safra kesesi, karaciğer, pankreas ve bağırsaklardan da kaynaklanabilir. Muayene ve laboratuvar tetkikleri ile hastalığın kaynağını saptamak her zaman mümkün olmamaktadır. Bu yüzden radyolojik tanı yöntemleri ve endoskopik tanı yöntemleri gastrointestinal sistemin hastalıklarında sıklıkla kullanılır. Gastrointestinal endoskopi tanı ile birlikte tedavi için de kullanılır” diye konuştu.
Gastrointestinal yöntemin uygulanış biçimi hakkında da bilgi veren Op. Dr. Dinçer, “Gastroskopi 6-8 saatlik açlık sonrası yapılırken, kolonoskopi için kolon temizliği gerekir. Kolon temizliği bağırsakları boşaltan, ishal yapıcı ilaçlar ve boşaltıcı lavman ile yapılır. Hastalar özellikle kolonoskopiden bu hazırlık ve işlem sırasındaki ağrı nedeniyle çekinmektedir. Oysa kolonoskopi işlemi aneztezi ile ağrısız yapılabilmektedir. Temizlik için de birkaç günlük diyet, işlemi kolaylaştırmaktadır” ifadelerine yer verdi.