Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ölüm nedenleri arasında 3. sırada yer alan hastalığın, ülkemizde yetişkin nüfusun yüzde 10 ila 20’sinde görüldüğünü aktaran İKÇÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Sertoğullarından hastaların oluşan akciğer hasarı sonucu tam olarak iyileşmeyen hava yolu darlığı ile karşı karşıya kaldığını ifade etti.
“KOAH olduğunun farkında değiller”
Doç.Dr. Sertoğullarından, “Hastalık öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı ile kendini göstermektedir. Bunun yanında hastalığın tanımlanmasında çok farklı özelliklerle karşılaşmaktayız. Bu farklı görünümler hastalığın tanınmasında algılanmasında zorluklar oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalarda her on KOAH hastasının yalnızca birinin tedavi için doktora başvurduğu belirlenirken, 5 milyon hasta içinden sadece 300 ila 500 bin civarında bir kesimin KOAH olduğunun farkında olduğu anlaşıldı. Farkında olunmadığı için tanı ve tedavi alamayan çok sayıda hasta var.” dedi.
“Tütün ürünlerinden uzak durun”
KOAH hastalarının yüzde 90’ının tütün ürünleri kullandığını veya dumanına maruz kaldığını belirten İKÇÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Sertoğullarından, bazı meslek gruplarında (maden, metal, odun, kâğıt, tahıl, çimento, tekstil işçiliği vb.) toz, duman ve zararlı gazlara maruz kalmanın da hastalık için risk oluşturduğunu kaydetti. “Toplumlarda yaygın sigara içilmesi sonucu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2030 yılında dünyada 3. en sık ölüme yol açacak hastalık olacağını tahmin etmektedir. Tamamen önlenebilir olan bu amansız hastalık, çok yüksek meblağlarda sağlık harcamasına, iş gücü ve mutlu bir yaşamdan kayıplara yol açmaktadır. Örneğin zamanla oluşan akciğer kayıpları nedeni ile kişiler iş, seyahat ve hareket kayıplarına maruz kalıyor. Dünyada 64 milyon KOAH hastası olduğu, her gün saatte 250, yılda yaklaşık 3 milyon ölüme yol açan bu hastalığı kimse hafife almamalıdır.
Sinsi olarak ilerleyen bu hastalığa karşı vatandaşlarımızın akciğer ile ilgili yaşadıkları rahatsızlıklarında mutlaka göğüs hastalıkları hekimlerine başvurmaları gerekir. Üfleme testi (spirometri) ile hava yolu darlığı saptanabilir. Gerekmesi halinde Akciğer filmi, kan oksijen seviyesi ölçümü ve bazı kan ve egzersiz testleri tanı ve tedavide yardımcı tetkiklerdir" diye konuştu.
“Havamızı temiz tutmadıkça KOAH sinsice ilerleyecek”
2002 yılından itibaren tüm dünyada KOAH’a karşı bilinç oluşturmak için farklı temalarla vurgu yapıldığını, bu yıl ki temanın ‘’KOAH’ın Yüzleri ‘’ olduğunu da kaydeden Doç.Dr. Sertoğullarından, yaşanılan şehrin hava kalitesinin KOAH hastalığına neden olabileceğini veya hastalığın seyri ve atakların sıklığında etkin rol oynayabileceğini söyledi.
Doç.Dr. Sertoğullarından, “Hastaların yaşamını kolaylaştırmak için sigarayı bırakmaları, düzenli egzersiz yapmaları, doğru beslenmeleri, nefes egzersizleri yapmaları ve doktorlarıyla sürekli iletişim halinde olmaları gerekiyor. Gelecek nesillerimiz için de ev içi ve dış ortam havasının korunmasına el birliği içinde katkı sunabiliriz ve sunmalıyız. Hava kirliliğinin azaltılmasında en etkili yöntem güneş enerjisi, jeotermal ve rüzgâr gibi alternatif enerji kaynaklarının kullanımıdır. Tütün dumanı, fabrika bacalarından çıkan atık gazlar, trafikteki arabaların egzozlarından çıkan gazlar, kömür, odun gibi fosil yakıtların bilinçsiz kullanımı havamızı kirletmeye devam ettikçe KOAH sinsi ve ölümcül ilerleyişini sürdürecektir.” şeklinde konuştu.