Her yıl bir kelimeyi "Yılın kelimesi" olarak seçen Cambridge Dictionary de 2018 yılının kelimesini Nomofobi olarak açıkladı. Dünyada ve Türkiye'de hayatımızın odak noktasında yer alan cep telefonları insanların bağımlılık düzeyinde etkilemeye devam ediyor. Nomofobi, cep telefonu bağlantısını kaybetme korkusu olarak tanımlanıyor. Peki Nomofobi nedir?
Türkiye'de de giderek yaygınlaşan nomofobi pek çok Avrupa ülkesinde intihara yol açan sonuçlar doğuruyor. Nomofobi, telefonsuz kalma korkusu ya da cep telefonu yoluyla iletişimden kopmaktan korkma durumu olarak tanımlanıyor ve gençler arasındaki yaygınlığı ile dikkat çekiyor.
Özellikle gençler arasında daha sık karşılaşılan cep telefonundan mahrum kalma korkusu, yani İngilizce “no mobile phobia” kelimelerinden türetilen nomofobi günden güne artıyor. Batıda intiharlara yol açan, Türkiye'de de giderek yaygınlaşan nomofobi akıllı telefon ve internete ulaşma imkanlarının artmasıyla endişe verici bir boyut kazandı.
Akıllı telefonların zararlı kullanımı ve internette aktif olamama durumuna dair 15-24 yaş kuşağı arasında sanal bir bağımlılık oluşturduğunu belirten uzmanlar, bu bağımlılık türünün 2013’te literatüre "davranışsal bağımlılık" olarak girdiğini söyledi.
Nomofobi nedir?
Nomofobi, cep telefonu bağlantısını kaybetme korkusu. Terim, İngilizce "no mobile phobia" sözlerinin kısaltılmasından oluşur. Birleşik Krallık Posta Ofisinin yetkilendirmesi ile YouGov isimli pazar araştırması şirketi cep telefonu kullanıcılarına acı çektiren endişelere göz attı. Bu çalışmaya göre, Birleşik Krallık'taki telefon kullanıcılarının yaklaşık %53'ü "telefonunu kaybetme, batarya veya kontör bitimi, kapsama alanı dışında kalma" gibi durumlarda huzursuz olmaya eğilimliler. Araştırma erkeklerin %58'inin kadınlarınsa %48'lik kısmının bu fobiden acı çektiği tespit etti. Aynı zamanda %9'luk bir kesim cep telefonları kapalıyken stres hissediyor.
Nomofobi'nin tedavisi var mı?
Nomofobinin zihinde aşırı uğraş oluşturduğunu kaydeden uzmanlar, bu bağımlılık türlerinin beyindeki ödül-ceza sistemini bozduğunu vurguladı.
Özellikle ergenlik çağındaki çocuklarda akıllı cihazlar ve internette daha çok zaman geçirmek için okulu reddetme gibi eğilimlerin ortaya çıktığı da ifade edildi. Tedavinin ise iki aşamada gerçekleştiği vurgulandı.
"Beynin kimyası bozulduğu için 2-3 haftalık bir ilaç tedavisi uygulunıyor. Yani kişi hastaneye yatırılıyor. İlaçla beraber birey akıllı cihazlardan ve internetten yoksun bırakılıyor. Sonrasında ise bireysel ve grup terapileri ile tehlikeli ve zararlı kullanım algısı oluşturulıuyor"