Nefes darlığı ve parkinson sorunu hakkında açıklamalarda bulunan VM Medical Park Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniğinden Uzm. Dr. Adem Dirican, “Yeteri kadar verimli şekilde nefes alamadığınızı hissediyorsanız, ihmal edilmeksizin nedenini araştırmalısınız. Nefes darlığı, beklenmedik bir anda, zor ve boğucu şekilde kişiyi rahatsız etmesi hissine denmektedir. Başta akciğer olmak üzere, kalp, sindirim, böbrek hastalıklarının yanı sıra alerji ve obezite gibi durumlar da nefes darlığı sorunu oluşturabilir. Dispne olarak bilinen nefes darlığı belirtilerine eşlik eden diğer belirtiler, göğüs ağrısı, endişe (anksiyete), yorgunluk, baş dönmesi, hırıltılı solunum, öksürük, kanlı balgam ve göğüs sıkışmasıdır” dedi.
Nefes darlığının çeşitli şekillerde kendini gösterdiğini belirten Dirican, “Dinlenme halindeyken, bir işle meşgulken, uzanırken, gece uykudan uyandıracak şekilde bile etkisini göstermektedir. Parkinson hastalığı mevcut tedavi yöntemleri ile semptomları iyileştirebildiği nörodejeneratif bir hastalıktır. Parkinson, beyindeki dopaminin eksikliği ile ortaya çıkan nörolojik bir rahatsızlıktır. Yaşın artmasıyla birlikte dopamin salgılayan hücrelerin azalmasından kaynaklı oluşan hastalık, hareketlerin yavaşlaması ya da azalması, kas sertliğinin artması, karakterize hareket bozukluğu, el ve ayaklarda titreme ve yürüme güçlüğü ile karşımıza çıkmaktadır. Yavaş ilerleyici nörodejeneratif (beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden) bir beyin hastalığı olan parkinsonun tanısı, klinik bulgular ile konmaktadır. Hastanın şikayetlerinin dinlenmesi ile nörolojik muayene, tanının kriterlerini oluşturmaktadır. Hastalık belirtilerinde, yürümenin yavaşlaması, bir elde başlayan titreme ya da tutuklaşma, vücudun öne doğru eğilmesi ve yürürken bir elin sallanmaması bulunmaktadır. Bu klinik bulgular, vücudun bir yerinde başlayarak yavaş ve sinsi şekilde ilerleyip tüm vücuda yayılmaktadır. Genellikle orta ve ileri yaşın hastalığı olan parkinson hastalığı, ortalama 60’lı yaşlarda görülmektedir. Sinsi başlayıp yavaş ilerleyen parkinson, genç yaşlarda da başlayabilmektedir. Yapılan çalışmalarda Parkinson’un kadınlara oranla erkeklerde daha sık görüldüğü ortaya çıkmıştır.
Beyinde azalan dopamine bağlı gelişen bu hastalıkta ilaç tedavisi ile bu maddenin yerine konması sağlanarak hastalığın seyri iyileştirilmiş ve hastaların yaşam beklentisi uzatılmıştır. Kişinin bu hastalıkta duruş, yürüyüş ve dengesini korumasının en iyi yolu egzersiz ve hareket etmektir. Egzersiz yapan hastaların yapmayanlara oranla denge ve hareketlerinde gözle görülen farklılıklar olmuştur. Son yıllarda Parkinson’da cerrahi tedavi, önemini iyice artırmıştır. Medikal tedaviye yanıt alınamaması, ilacın etki süresinin çok azalması ya da yan etkilerden kaynaklı yeterli medikal tedavinin verilemediği durumlarda cerrahi müdahale değerlendirilmelidir. Hastalar, beyin pili ameliyatı ile zaman geri alınarak hastalıktan önceki yaşantılarına kavuşmaktadır” diye konuştu.