Milletvekili seçimleri, Cumhurbaşkanlığı 1. tur seçimleri, önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçimleri derken, baktık ki, vatandaş da siyaseti öğrenmiş.
Mevlana misali, ‘Ne olursan ol, kim olursan ol, nereden olursan ol’ gel demeye başladı.
Partilerin seçilen ama henüz mazbata almayan milletvekillerinin alanlarda Cumhurbaşkanlığı seçimi için partileri ve partilerinin Cumhurbaşkanı adayı için çalışmalara, seçilmiş olmayı hak ettikleri günün ertesi günü başladılar.
Her parti kendi açısından vatandaşla buluşmak adına gerekli olanı yapıyor, ziyaretlere, soflara, bir araya gelenlerin arasına girmeyi kendisine görev olarak kabul ediyor.
Cumhurbaşkanlığı ikinci turunun sadece 15 gün sonra yapılacak olması, siyasette birebir değil, kabalıklar içinde, topluluklar içinde, Sivil Toplum hareketlerinin içinde olmayı gerekli kılıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. Turu yapılacağı günün bir gün öncesi olan 27 Mayıs’a kadar da süre var.
Süre kısa olunca alanlarda çalışan siyasetçilerin işi zor oluyor.
Kısa sürede, çok insana ulaşmak, özellikle farklı partilere oy veren insanlara ulaşmak ve onları kendilerine oy vermeleri konusunda ikna etmeye çalışmak gerçekten zor.
Seçmen açısından düşününce ise onlar da siyaseti öğrenmiş durumdalar.
Zamanın kısa olmasını, kendilerini ziyarete gelmek isteyen, kabalıklar içinde olmak isteyen siyasetçilerin isteklerini karşılamakta bir hayli güçlük yaşıyorlar.
‘Gel desen olmuyor, gelme desen hiç olmuyor’ misali kapılarını açık vaziyette, neredeyse her gün birilerini gelmelerine, gitmelerine eşlik ediyorlar.
Seçmen siyasetin inceliğini öğrenmiş.
Seçildikten sonra aynı salonda, aynı masada, aynı sırada oturan vekillerle gibi onlar da seçilme anında herkese eşit mesafede durmayı tercih etmeye başladılar.
Bir beklentilerin olmasından değil, bekleneni karşılamak adına.
Siyaset bu, bilmem, anlamam diyeni bile bir süre sonra kaşif yapıyor.