Hırsızlığın her türlüsünü duydum da bunu ilk defa duyuyorum.
Toprak hırsızlığı!
Şaka gibi bir olay ama Menemen’de topraklar çalınıyor.
Kim çalıyor belli değil.
Çalıp da ne yapıyor o hiç belli değil.
Tek bilinen var, Menemen’in verimli toprağı çalınıyor, yerine molozlar, betonlar dökülüyor.
Artık yeni bir suç alanımızda, yeni bir suç şeklimiz, yeni bir sorunumuz var.
Peki toprak çalınır mı?
Mantıken toprak bu her yerde var, çalmak çok saçma ve mantıksız gelebilir.
Ama günümüzde özelikle gıdanın ateş pahası olduğu zamanlarda toprağın kıymetini hepimiz biraz daha iyi anladık.
Hatta sadece toprağın değil, toprağın kalitesinin, veriminin önemi de yine gıda sıkıntısı yaşadığımız bugünlerde anladık.
Rusya Ukrayna’ya girdiğinde ele geçirdiği veya ele geçirmese bile darmadağın ettiği Ukrayna’nın verimli toprakların yokluğu Avrupa başta olmak üzere bütün dünya ülkeleri için ciddi bir gıda sorunu haline geldi.
Zaten gıda sorunu olmasa, savaş Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de veya başka bir ülkede yaşanan sıradan bir savaş olma özelliğini taşırdı.
Hepimizde bu savaşı televizyon kanallarında izler sadece gözlerimiz yorulurdu.
Verimli toprak artık çok ama çok önemli hale geldi.
Hatta verimsiz de olsa bir karış toprağın olması bile artık çok ama çok önemli hale geldi.
Menemen’de yaşanan olaya şaşırmıyorum, toprağın çalınmasına, toprak hırsızlığının başlamasına da, merak ettiğim bununla ilgili nasıl bir çözüm üretilecek, nasıl bir önlem alınacak?
Öyle ya, yolda içi toprak dolu kamyonu kim durduracak?
O toprağı kim analiz edip, nereye ait olduğunu kim bilecek?
O toprağın döküldüğü yerde böyle bir toprak burada olamaz, bu toprak çalıntı diye kim toprağın sahibine hırsızlık suçlaması yapacak, hangi kanuna göre yapacak?
Şimdiden söyleyeyim, bu soruların cevabı olmazsa, ileride bırakın üstünde yaşadığımız toprağı, içinde yattığımız toprağı bile çalar da ölümüzü de betonun üzerine koyarlar!