Açıklandığında, medya dünyasında okunurluk anlamında en üst düzeyde haberlerden birisi oldu.
‘Zihin okuyan Kask icat edildi’
Amerikalı girişimci Bryan Johnson, zihin okuyabilen bir kask yaptığını açıkladı ve yüksek bir fiyattan da piyasaya sürüleceğini duyurdu.
Bazı bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz, yok artık dediğimiz, heyecanla takip ettiğimiz bir olay.
Hatırlayın, 1970 ve 80’lerde yapılan bilim kurgu uzay filmlerini.
Kapının önüne insan gelirdi, kapı kendiliğinden insanı görünce açılırdı, ‘Vay anası uzay çağı, kapıya elini bile sürmüyor, kapı kendi kendine açılıyor’ derdik de sonra, evdeki kapıların önünde durup, kapı kendi kendine açılsa ne güzel olur diye düşünürdük.
Şimdi onu düşünen yok sanırım.
Çünkü bütün her yerde otomatik insan görünce kendi kendine açılan kapılar var.
Yani heyecan duyduğumuz şey, hayatın normali oldu.
Şimdi bu Johnson denilen Amerikalı’nın bulduğu zihin okuyan kask da, kendi kendine açılan kapının filmlerdeki versiyonu gibi bir heyecan yarattı.
Yani, 10, 20, 30 yıl sonra kendi kendine açılan kapının hayatın normali gibi, zihin okuyan kasklarda gelişerek hayatın normalleri olabilir mi, olabilir!
Asıl sorun şu, o zaman kötü düşünen, kötü niyetli olan, içten pazarlıklı olan, kötüye iyi, olmamışa olmuş diyenlerin hali ne olacak?
‘Seni seviyorum’ derken bir fırsatını bulursam sana dünyanın kaç bucak olduğunu göstereceğim diye düşünenlerin hali ne olacak?
‘Bana gelişi bu, daha fazla indirim yapamam’ derken, fiyatı yüksekten çekenlerin hali ne olacak?
‘Ayşe ile birlikte kahve içtik’ derken, sevgilisiyle buluşan gençlerin, genç kalmasını bilenlerin hali ne olacak?
‘İş görüşmesi yapıyorduk’ derken, aslında işin tam ortasında gözlere yakalananların hali ne olacak?
‘ Çok naziksiniz’ derken, nezaket kelimesinin arkasında olmadık fantaziler kuranların hali ne olacak?
‘Aşkım’ derken, paran olmasa çekilecek kahrım yok diye düşünenlerin hali ne olacak?
‘Ne olacak’ diye düşünmesi bile korkutucu.
Zihin kaskı ne kadar başarılı olur, ne kadar insan zihnini okur bilemem.
Bildiğim bir şey varsa, onu alıp, çevresindeki insanların zihinlerinden geçenleri bilmek isteyen bir hayli fazla olacaktır.
Yani, vay düşünenin haline!