"Herkes bir hoşçakal kadar yalnız,
Herkes bir veda kadar kimsesiz duruyor kapısında zamanın."
Erdem Bayazıt
Her acının bir teselli cümlesi vardır da vedanın yoktur. Onun yürekte oluşturduğu yerde kara bir delik açılır ve özlem biriktikçe o delik aldığı her nefesi kursağında bırakır insanın. Kalabalıkların içinde yalnız kalırsın, yüzündeki gülüşler içindeki acıyı perde gibi gizlese de, içinde kopan fırtınalar o acıyı savurur yüreğinin her bir köşesine.
Vedaları oldum olası hiç sevmedim. Ne söyleyeceğimi bilemem, kelimeler düğümlenir ve düğümlenen her kelime tonlarca ağırlık yapar yüreğimde. Havaalanları, tren istasyonları, otobüs garları olmak istemediğim yerlerin başında gelir. İçine özenle anılar yerleştilen valizler, anılardan çok hüzün taşır gideceği yere.
Bedenen ayrılan, vedalașan insanların yürekte vedaları çok uzun yıllar sürebiliyor. Kalpteki cümlelerin sonu yoktur, noktaları konmaz, yürekte konuşmaları hiç bitmez. Zaman ilaç olmuyor, yara her zaman kapanmıyor küçük bir anı bile yetiyor oluk oluk akmasına.
Her veda daha da yalnızlaștırır, her veda bir parça alır götürür ve eksiltir insanı. Kaybolan parçalar boşluk oluşturur insanın hayatında. Dedim ya oldum olası hiç sevmem vedaları hayatım eksilen parçaların acılarıyla geçerken, ve kelimesi bu kadar bol biri olarak bile kendime vereceğim bir teselli cümlesi bulamam. Sedece boşluğa bakıp, akıp giden ömrümle birlikte sessizliğe bürünürüm.