Cumhuriyet Halk Partisi 2. Bölge Milletvekili Adayı Rıfat Nalbantoğlu, seçim çalışmaları için gittiği Dikili’den son dönemde bakanların ve Cumhur İttifakı bileşenlerinin halkı kutuplaştıran siyaset dilini eleştirerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi. Nalbantoğlu; “ Her kritik süreçte kullandıkları öfkeli ayrıştırıcı dilin ayarı, bu seçimde tümden kaçtı. 14 Mayıs seçimlerini; darbe, işgal, terörist, inançlar ve tercihler üzerinden bizi tehdit gibi göstermeye çalışıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan istirhamım bu konuda önlem alması. Cenk değil, seçim yapacağız. Sözde demokrasi havariliği yapmak kolay! Halkın iradesine boyun eğmek niye bu kadar zor?” diye konuştu.
DİL VE İTHAMLAR ÇIĞRINDAN ÇIKTI
Seçim güvenliğinden sorumlu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kışkırtıcı söylemleri ile başlayan bu sürece; Cumhur İttifakı Ortakları, MHP Lideri Bahçeli ve BBP Lideri Destici’nin de katıldığını belirten CHP İzmir Milletvekili Adayı Nalbantoğlu; konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “ Sandıkta, kendileri dışındaki seçenekler; darbeci, terör yanlısı, işgalci, bölücü. Aslında, sadece bizi değil, bu ülkede yaşayan insanların büyük çoğunluğunu yaftalıyorlar. Seçim güvenliğinden sorumlu iki bakanın bunu tetiklemesi ise ayrıca manidar! Önceki dönemlerde ‘ iç savaş tehditleri” savuran da aynı iktidar ve uzantılarıydı. Hükümet ve Cumhur İttifakı bu çıkışlarıyla bir felaket tablosu çizerken, zaten halkta var olan endişe ve korkuyu körüklüyor. Çığrından çıkan, ayarı olmayan bir dil ve gerçek dışı ithamlarla karşı karşıyayız. Yine bir özet yapacak olursak; demokrasi ve ulusal egemenlik umurlarında değil.”
SANKİ İZMİR, DİNSİZ İMANSIZ !
CHP’li Nalbantoğlu; ayrıca şunları söyledi; “ Kedi, erişemediği ciğere mundar dermiş. 21 yıldır cendereye aldıkları yaşam biçimlerini, siyasi tercihini eviremedikleri kesimleri hedef göstermekle de amaçlarına ulaşamayacaklar. Darbeci, işgalci, içici diyerek 14 Mayıs sandığının sorumluluğunu hafifletemezler, zaaflarını örtemezler. AK Parti bunu hep yaptı. Yakın tarih, bu bakış açılarının, ayarsız çıkışlarının örnekleriyle dolu. Özellikle İzmir’e baktıkları yer ve kendi tabanlarını elde tutmak adına kullandıkları yöntem hep buydu. ‘Gavur İzmir’ çıkışı halen sıcaklığını koruyor. Bu muameleleri aralıksız sürdü. Bu şehre ‘sümüklü’ bile dediler. Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in ‘ İzmir’in maneviyatını din adamlarıyla ayağa kaldıracağız.’ sözleri hafızalarda. Sanki İzmir, dinsiz imansız! Sanki İzmir, manevi değerlerine sahip çıkmıyor! Oysa; işgal ve kurtuluşta bu şehirde salaların yankılandığını söyleyen kendileri ki öyle. İşlerine nasıl gelirse artık! ”
CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı Nalbantoğlu; “ Atatürk Türk’e benzemiyor; dediler. İzmir ve Cumhuriyetine, tarihine bağlı, vatansever halkımız bunları unutur mu? Unutmaz. İzmir, dünden unutmaz; belleği de duruşu da güçlüdür. Bu havzadan sesleniyorum, söz veriyorum. Bu ülke, ötekileştirme, değersizleştirme üstünden prim yapma siyasetinden, halkın hafızası ile dalga geçenden, değerlerini, çeşitliliğini yok sayan; bir seçimi cenk havasına sokan, gerçek derdi halk olmayan bu yönetim zihniyetinden 14 Mayıs’ta kurtuluyoruz.” diye konuştu.