‘Akkuyu Nükleer Santrali’n enerjide dışa bağımlı olmayı azaltmadığı gibi aksine enerjide Rusya'ya göbekten bağımlı olmamıza neden oluyor’ diyen CHP’li Arslan tepkisini şöyle dile getirdi:
“Yap-İşlet-Sahip ol modelinde santrali yapan Rusya, santrali işletecek olan Rusya, sahibi olacak ülke Rusya. Buradan çıkacak ürün izotoplarını götürüp yan sanayisinde kullanacak olan Rusya'dır. Bir başka deyişle, santralden çıkacak fisyon sonucu oluşan ürün izotoplar Rusya'ya götürülecek yan sanayisinde işlenecek ve bu izotopların işlevsiz atıkları Türkiye'ye gömülecektir. Yani, nükleer atıkları bertaraf etmek için topraklarına gömecek olan ülke Türkiye'dir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.
GEREKLİ DENETLEMELER NE ZAMAN SONUÇLANDIRILACAK?
Ayrıca, Akkuyu için proje maliyeti 20 milyar dolar olarak belirlenmiş, ancak maliyet belirleme metodu açık değildir. Dünyada kullanılan "levelized cost of electricity" verisi mevcut değildir. Yapılan anlaşmaya göre nükleer güç santralinin ilk 2 ünitesinden üretilecek elektriğin yüzde 70'i, 3'üncü ve 4'üncü ünitelerin üreteceği elektriğin ise yüzde 30'u için ülkemiz alım garantisi vermiştir. Bu santral yılda 8000 saat çalışacak olsa, Rus şirketine verilen garanti kapsamında 15 yılda yapacağımız ödeme 44 milyar dolar. Geriye kalan yüzde 50'lik üretim için bugünün ortalama takas fiyatlarıyla bunu piyasaya satması durumunda Rus şirketi 55 milyar dolar daha buradan kazanç elde edecek. Yani Rusya 20 milyar dolar yatırım yapacak bunun karşılığında 15 yılda yaklaşık 100 milyar dolar gelir elde edecek ve hibe edilen arazi ve imtiyazlar da cabası. Aynı koşullarda ikincisini Sinop'ta yapmak üçüncüsü için Trakya'da yer aramak ne kadar doğrudur? İktidar koşullar ve gerçekler böyle iken Sinop ve Trakya’yı aklından çıkarmalı.
Üstelik, Nükleer Düzenleme Kurulu kitapçığında Avrupa Komisyonunda başlatılan stres testlerinin ikinci adımının 2023 ortalarında yapılacağı üst denetleyici Uluslararası Atom Enerji Ajansı ve iş birliği içinde yapılacak projenin 2024-2025 yılları arasında uygulanması için resmî başvurunun yapıldığı söylenmektedir. Bu durumda gerekli denetlemeler ne zaman sonuçlandırılacaktır? Santral ancak 2026 yılında mı devreye girecektir?”
ALIM GARANTİSİ FARKI
YEKDEM kapsamında GES ve RES’ler için kilovatsaat başına verilen destekleme bedeli ile Akkuyu için Ruslara verilen alım garantisi arasındaki farkı sorgulayan CHP’li Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“YEKDEM kapsamındaki RES'ler için 2021 öncesinde 1 kilovatsaat için 7,3 sent, GES'ler için 13,3 sent olan destekleme değerleri 2021 sonrası için alt sınır olarak 1,7 sent ve üst sınır olarak da 5,1 sent olarak belirlenmiştir. Bunlara karşılık olarak Akkuyu Nükleer Güç Santralinin fiyatlandırılması hâlen alt sınır 12,35 sent, üst sınırı ise 15,33 senttir. RES'ler, GES'ler için 1 kilovat elektrik için 1,7 sent iken Akkuyu için 1 kilovat elektrik için 12,35 sent. Akkuyu'nun bu şekilde ucuz elektrik sağlayamayacağı gün gibi ortadadır.
Ayrıca, 2022'nin ilk sekiz ayında YEKDEM ödemeleri 89 milyar TL'ye ulaştı. Bu miktar 2021 yılının ilk sekiz ayında 40 milyar TL idi. 2021 yılından 2022'ye YEKDEM kapsamına giren kurulu gücümüz 2 katına çıkmadığına göre bu artışın arkasında öngörüsüz enerji politikaları olduğu açıktır. Ortaya çıkan bu acı tablodan sonra 1 Temmuz 2021'den sonra YEKDEM kapsamına girecek olan yatırımlara desteklemelerin TL üzerinden yapılması kararı alındı, iyi ama şu ana kadar yapılmış olan YEKDEM yatırımlarının çoğu hâlen dolar üzerinden desteklenmekte ve bu soruna hâlen bir çözüm üretilmiş değil.
Eğer YEKDEM kapsamında dolar bazında alım garantisi biçiminde yapılan desteklemeler zamanında Türk lirası üzerinden düşünülmüş olsaydı, Türk lirasının değer kaybından kaynaklanan bu artışlar yaşanmayabilirdi. Ayrıca bir yılda YEKDEM kapsamında neredeyse 130-135 milyar TL destekleme miktarı ortaya çıkacak ise yenilenebilir enerji kaynaklarının yatırımını neden kamu eliyle yapılmadı?”
Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) projeleri üzerine değerlendirmelerde bulunan CHP’li Arslan şöyle konuştu:
“3 Ağustos 2017 tarihinde YEKA RES-1 ihalesi tamamlanmıştı. 2024 yılında tamamlanması beklenen bu projenin maalesef süresi üç yıl uzatılarak 2027'de devreye girmesi söz konusu. Aynı şekilde YEKA GES-1 de Karapınar'da yapılıyor, onun da 20 Mart 2017 tarihinde ihalesi yapıldı. Ancak tesisten elektrik üretimi hâlen gerçekleşmiş değil. YEKA RES-1 ve GES-1 projelerindeki gecikmelerin sebebi nedir? Gecikme yaşanan YEKA projeleriyle ilgili ne gibi yaptırımlar uygulanacaktır? YEKA GES-3-4 sahaları ise maalesef mera alanları üzerinde ihaleye çıkıldı, verimli tarım arazileri ve meralar üzerinde RES ya da GES kurulamayacağı mevzuatımızda açık ve net değil mi? YEKDEM ve YEKA uygulamalarındaki bu başarısızlıklar nedeniyle 2023 yılında elektrik üretiminde YEK payında bir artış hedefi göremiyoruz.”