Dar sokaklar arasında;
derme çatma bir meyhane sol tarafta.
Boyası iyice aşınmış kapısında;
yarısı patlak, kalan yarısıda
Cılız ışıklar saçan küçük renkli renkli
ampuller dizim dizim, sıra sıra.
Duvarlarında bir tarafı yırtık,
Diğer tarafı ise solmuş,
Kimbilir? hangi zamandan gelip
duvarlarına kondurulmuş,
Şimdilerde bilinmeyen sanatçıların afişleriyle doldurulmuş.
Virane mi? virane!
kasveti her yeri sarmış,
Küçük bir dert ocağı,
bu dar sokağa sığdırılmış.
Adına eğlence yeri denilmiş ama
efkarın hükmü bu yeri ele geçirmiş.
İçerisi duman mı? duman.
Cigaralar bir bir ardı ardına ateşlenmiş.
Yıllarca ağırladığı misafirlerinin aşındırdığı,
tahta masaların çevresi;
yarısı sağlam, yarısı kırık, tahta sandalyelerle kuşatılmış.
Taş plakta, Zeki Müren "Ah bu şarkıların gözü kör olsun" çalıyor;
Ardın sıra çın çın sesleriyle
İçki kadehleri havada;
şerefine şerefine sesleriyle
birbirine tokuşturuluyor.
Kimbilir ?nelerin,
Kimbilir? kimlerin şerefine
kalkıyor kadehler.
Belkide birinin gelmişine, belki de kiminin geçmişine,
Kimilerinin de hem gelmişine, hem geçmişine!
Arada şarkının nakaratlarına
yükselen katılım sesleri;
Ortalığı boğum boğum seslere boğuyor.
Saçları bembeyaz, bir ayağı aksak,
Meyhaneci sol omuzuna attığı havlusuyla;
Bir aşağı bir yukarı koşturup duruyor.
Gece ilerledikçe, içilen içkiler,
damardan kalbe nüksedince,
Kimi zaman ağlama sesleri,
kimi zamanda aşkın narına
düşürenlerin isimleri yankılanıyor meyhanenin duvarlarında.
Gece sabaha varır iken;
mekandan tek tek ayrılanlar,
evlerinin yolunu tutar iken;
Viran meyhane, kapısındaki
yazısıyla uğurluyor herkesi
"YİNE BEKLERİZ"