Maneviyatın, saygının ve edebin çığır aştığı yalanın kol gezdiği ilginç bir dönemdeyiz.İnsanın kime inanacağı,kimin doğru, kimin yalan söylediği belli olmuyor.Dün açıklama yapıp, ertesi gün aslında niyetim şöyleydi demek sosyal ahlakın neresinde oluyor.Mum yanmadan sönüyor.Yalancinin mumu kendi elini yakıyor.Ne diyelim böylelerine bilemedim.
Aaa pardon egoistlik, kor cahillik demiyelim ne diyelim siz karar verin.Tabii burda cüzdanda makamda önemli bir etkendir.Böyle olunca Freud'un dediği id devreye giriyor.Egoyu ön planda tutması için tetikliyor.Böylece insanoğlu egoistlik kişiliğini kim nereye derse oraya sürüklüyor.Sahi insanın özü Freud'u dinler mi?Bizim milletimiz özünde olana er ya da geç döner.Fıtratımıza işlenen doğruluk, güven, sadakat asil kanımızda dolanırken arada kendini bilmezlere denk gelmekte iyidir.Tarlada bağda bahçede gezerken ayağına takılan diken gibi.Dikenden kurtulunca rahatlıyor,daha dikkatli tedbirli davranmayı öğreniyorsun.Zaten yaşamdan da bu kişiler sayesinde dikenlerden kurtulmuyor muyuz.Egoist,cahil yaşananları karşıya yüklemeye meyilli ve ne yaparsanız yapın önce BEN diyen kendi çıkarına göre açıklama yapıp kendini bilmezler hep olacaktır.
BİZ kavramının önemini onlara anlatmak, duvarı yıkmaktan zordur.Umarım, fayda olanların aslında biz olmaya başladığını öğrendiğinde geç olmaz.Anladığımız, öğrendiğimiz,yeni hayatın bize selamlarını göreceğiz.Tıpkı Yunus Emre nin dediği gibi
Biz dünyadan gider olduk
Kalanlara selâm olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selâm olsun.