Yalnızlığa alışmış biri hiçbir zaman yalnızlığını yarı yolda bırakmaz. Yalnızlık kokan birinin kendi dünyası, hayalleri, değişik yaşamı vardır. O, kendi dünyasında binlerce insanın içinden gider, huzuru, sakinliği orada bulur. Hayatı, kenardan monoton gözükse de diğer insanların yaşamından daha farklıdır.
Yalnızlığı yaşaya bilen biri kendini yaşamayı beceriyor demektir.
Yalnızlığa alışan kadının evinde her şeyin yeri sabittir. Mutfağındaki bardakların, fincanların durduğu yer daimi orasıdır. Nereye neyi koyduğunu gözü kapalı bulabilir yalnızlık kokan kadın. Yalnızlık kokulu erkeklerin sigarası hep cam kenarında durur. Hayalleri de o pencereden asılmıştır hep.
Yalnızlığa alışmış birinin içinde bir gemi vardır limanına sadık. Gittiği yer ve durduğu liman onun yaşamını belirleyen A ve B noktalarıdır. Gitmek değil de, o liman onlar için çok önemlidir. Ve sen de o gemide yol alarak limana sığınmış biri isen senin de önemin hep kalıcıdır.
Yalnızlığa alışan biri kalabalığı sevmez mesela. Çok çabuk sıkılır, hemen kendi limanına, huzur bulduğu yere çekilmek ister. Yalnızlık kokan fincanda tenhalık kokulu huzur dolu sade bir kahve onu kendi dünyasına götürür.
Yalnızlığa alışmış birinden korkmayın. Yaklaşmayı bilseniz onun yalnızlığını paylaştığı insan olacaksınız. Bir de şunu söylemeliyim ki yalnızlıklarını paylaştıkları adamı çok sever yalnızlık kokan kadınlar. Fakat onların dünyasına, huzuruna dokunmadan paylaşmayı, onunla bütün olmalı becermelisin. Çünkü onlar tenhalıklarından vazgeçmezler. Siz ise bu tenhalığa liman olun. Onların sığındığı ıssız bir liman...