Witwiser’ın CEO’su Volkan Baran: “Önümüzdeki yıllarda İnsan Kaynakları süreçleri teknoloji entegrasyonu daha da hızlanacak. İşe alım, eğitim planlama, performans değerlendirmesi gibi uygulamaların büyük bir çoğunluğu dijital ortamda gerçekleşecek. Kullanıcılarında yoğun talepleri doğrultusunda kurumsal şirketler, eğitim kurumları, sertifikasyon ve sınav merkezleri için değerlendirme süreçlerini dijitalleştirmek kaçınılmaz bir ihtiyaç. Dönüşümün başladığı bu dönemde, gerekli yatırımı yapmayan kurumların rekabet noktasında orta vadede zorlanacaklarını söylemek yanlış olmaz” sözlerini ifade etti.
Pandemi nedeniyle tüm dünyada yaygınlaşan uzaktan çalışma düzenlemeleriyle birlikte işe alım süreçlerinde de çevrimiçi yöntemler uygulanmaya başladı. Pandemi öncesinde de dünyada kullanılan çevrimiçi yöntemler, pandeminin etkisiyle Türkiye’de de yaygınlaştı. Kurumsal şirketlerde işe alım süreçlerinden, kurum içi eğitimlerin değerlendirmesine, terfi sınavlarından daha çok birçok sürece kadar çevrimiçi teknolojiler kullanılıyor. Bu noktada özellikle, adaletli bir ölçme-değerlendirme süreci geçirmek, güçlü bir itibar yaratmak ve akreditasyon kalitesinden ödün vermemek için çevrimiçi sınav güvenliği teknolojilerinin kullanılması önemli bir ihtiyaç haline geliyor.
İnsan Kaynakları departmanları artık maaş, bordro gibi rutin idari süreçleri otomatikleştirmenin ötesine geçiyor. İşgücü yönetimi, kariyer planlama, yetenek kazanımı, Ar-Ge, çalışanların katılımı ve iş zekâsı gibi başlıklarda yapay zeka temelli teknolojiler yaygınlaşıyor. İnsan Kaynaklarında artık sadece çalışmaları ve kurum kültürünü dijitalleştirmek değil, teknolojiyi iş rollerinin çekirdeğine entegre etmek için tüm çalışma süreçlerinin dijitalleştirilmesi gerekiyor.
Dijital çağda doğan genç çalışanlar yeni çağ araçlarını sorunsuz bir şekilde benimseyeceği için stratejik bir dijital çalışma kültürü uygulanması kaçınılmaz bir hâl alıyor. İK profesyonellerinin veri güvenliği ve analitik gibi yeni konuları öğrenmesi gerekiyor. Şirketlerin giderek daha fazla yetenek çekmeye ve çalışan deneyimiyle ilgili konulara odaklanması; harika bir çalışan deneyimi sunmak için yetenek edinme, öğrenme ve geliştirme, performans yönetimi, bordro gibi tüm işlevlerde teknolojiyi benimsemesi önem kazanıyor.
X ve Y kuşağı şirketlerde dijitalleşmenin önünü açacak
Çevrimiçi sınav sistemi ve çevrimiçi sınav güvenliği teknolojileri odağında yapay zeka ve makine öğrenmesiyle desteklenmiş yazılım çözümleri sunan Türk girişim Witwiser’ın CEO’su Volkan Baran, İnsan Kaynakları süreçlerinde teknoloji kullanımına dair şu sözleri ifade ediyor: “Bilgisayar teknolojilerinin her alanda olduğu gibi İK uygulamalarındaki kullanımı da arttı. Önümüzdeki yıllarda bu İK ve teknoloji entegrasyonu daha da hızlanacak. Artan uzaktan çalışma trendi gibi her türlü pozisyon için nitelikli adaylara daha az eforle erişim için ölçme ve değerlendirme süreçlerinin büyük bir kısmı tamamen dijital ortamda gerçekleşecek. Öte yandan bilgi artık her yerde olduğu için eskiden kıymetli olan ‘bilmek’ iken bugün kıymetli olan mevcut bilgiyi inovatif sonuçlara dönüştürmek oldu. Eskiden yüz yüze mülakatlar ve testlerle işe alım sürecini yürütürken şimdi dijital ortamlarda genel yetenek ve teknik destek sınavları, video konferans araçları ve çevirimiçi kişilik envanterleri kullanılıyor. Eğitimler değişti, performans uygulamaları değişti ve değişmeye devam edecek. Sanal sınıflarda, e-eğitimle ekiplerin eğitildiği ve performansların uzaktan ölçümlendiği bir sürece girildi. Bugünün iş dünyasında Y Kuşağı ve çok yakında kendisini daha fazla hissettirecek olan Z Kuşağı doğduğu dijital dünyayı önceki kuşağa öğreterek iş dünyasında sesini duyuruyor. Kısacası dijitalleşme İK’nın tüm fonksiyonlarında kendini belli ediyor.”
Yapay zeka destekli teknolojilerde rekabet avantajı büyük
Baran, Witwiser olarak kurumsal şirketlere, eğitim ve sertifika kurumlarına özelleştirilebilir, ölçeklenebilir, güvenli ölçme ve değerlendirme teknolojilerini sunduklarını belirterek şunları ekliyor: “Witwiser yolculuğu OBSS Teknoloji’nin işe alım süreçlerini dijitalleştirmeyle başladı. Atılan bu adım işveren olarak daha fazla adaya ulaşma, daha fazla değerlendirme şansıyla daha doğru kişileri önceliklendirme gibi birçok avantaj sağladı. Bununla birlikte hem İK hem teknik ekiplerin operasyon yükünü oldukça azalttı diyebiliriz. Adaylar açısından ele aldığımızda; dilediği zaman, dilediği yerden ve görüşme baskısına maruz kalmadan süreçleri tamamlama şansı doğdu. Ülke ve hatta dünya genelinde operasyonu olan ve terfi süreçlerini merkezi olarak yönetmek zorunda olan kurumlar için değerlendirme süreçlerinin dijitalleştirilmesi hem çalışan memnuniyeti hem de maliyetlerin azaltılması noktasında önemli bir adım gibi görünüyor. Sonuç olarak eğitim kurumları, sertifikasyon ve sınav merkezleri, kurumsal şirketler için değerlendirme süreçlerini dijitalleştirmek kaçınılmaz bir ihtiyaç. Dönüşümün başladığı bu dönemde, gerekli yatırımı yapmayan kurumların rekabet noktasında orta vadede zorlanacaklarını söylemek yanlış olmaz.”