Birinin değerini, hayatınızda kapladığı yeri anlamak için;
Birlikteyken yaptıklarınıza, yaşadıklarınıza değil,
Onsuz ne halde olduğunuza bakmanız gerekir.
Ama eğer yazamıyor, arayamıyor, hatta yüzünü bile göremiyorsanız;
Artık O, çok uzaklarda bir yerlerde,
Ya da ona veda etme şansınız hiç olmamıştır.
İşte bu tam olarak yarım kalmışlık hissidir…
En güzel hisler, tamı tamına söylenememiş…
Bir şeyler yolunda gitmemiş,
Son sözler asla söylenmemiştir.
Eteklerdeki taşlar hiç bir zaman dökülememiştir.
İşte bu tam olarak yarım kalmışlık hissidir…
Artık söyleyecek bir sözünüz olmasa bile;
Ona tek bir kere sarılmak istemişsinizdir.
Bilinçaltınızda bu hep vardır.
İşte bu tam olarak yarım kalmışlık hissidir…
Bu korkuyu daha yoğun hissedersiniz bazen.
Bazen vaktin yaklaştığını anlarsınız.
Belki kendinizi buna hazırlamaya çalışırsınız.
Ama hazır olsanız da geç olduğunu anlarsınız.
Ya ondan sonrası...
O, komik bir şey gördüğünüzde, ya da okuduğunuzda,
Paylaşmak istediğiniz,
gözünüz kapandığı zaman aklınıza ilk gelen;
Telefonunuzun rehberinde adını ilk aradığınız kişidir.
Kendinizle konuşurken,
Aslında ona bir şeyler anlatıyorsunuzdur bazen.
İşte bu tam olarak yarım kalmışlık hissidir...
Gözlerinizi kapatıyorsanız usulca.
Onun için dinliyorsanız en güzel ezgileri.
Ona okuyorsanız yazdığınız en güzel şiirleri.
İşte bu tam olarak yarım kalmışlık hissidir...
Mutsuz ve yalnız hissettiğinizde kendinizi,
Huşu içinde göz göze geliyor,
Yaptıklarınızı, yaşadıklarınızı düşünüyorsanız,
Yüzünüzü alıyorsa tatlı bir tebessüm hemen,
Gidiyorsanız kendinizden bedeninizden
İşte bu tam olarak yarım kalmışlık hissidir…
Önemli olan bundan sonrası?
Sonrası yarım kalmışlık hissidir…