Soğuk havada yeterince üşümüştü adam. Girdi marka olan mağazaya. Üstüne gri renkte bir kaban giydi. Çok yakışmıştı. Sıcak tutuyordu. Beğendi. Fiyat biraz yüksek geldi. Biraz düşündü. Almalı mıyım, almamalı mıyım?
Üşümeli miyim, üşümemeli miyim?
Satış elemanı fiyatta biraz indirim yapınca bu soruların cevabını da kafasında verdi ve beğenerek giydiği kabanı parasını peşin ödeyerek aldı.
Kaban griydi, kalındı ve sıcak tutuyordu.
Ama kolları biraz uzundu. Kollar belki normaldi ama adamın kolları normala göre kısaydı.
Kabanı paket yaptırırken, kollarının uzunluğunu düşündü.
Onu düşünürken, sokaklarındaki terziyi de düşündü.
O kolun uzunluğunu ona ölçü vererek kısaltabileceğini, karşılığında 10 lira daha parasını gideceğini düşündü.
'Olsun' dedi.
Yarın artık üşümeyeceğini düşünerek.
Mahlallesine geldiğinde evine girmeden terziye gitti. Evdekilerin beğendiği kabanı, kolları uzun değil, normal şekilde üstünde görmelerini istiyordu.
Terzi kollarının ölçüsünü aldı. 5 santimetre keserek, kabanı onun kollarını uygun hale geleceğini söyledi.
Adam heyecanla, 'Ne zaman alırım?' diye sorduğunda terzi, 'Yarın' dedi.
10 lirayı da kabanı alacağın zaman ödeyeceğini söyleyen adam, hem kabanın güzelliğine, hem de evdekilere yapacağı sürprizi düşünerek evine gitti.
Terzi, kabanı aldığı ölçülere göre kesti, biçti ve dikti.
Kabanın işi bittiğinde alması için adamın bıraktığı cep telefonundan adamı aradı.
'Gel abi, kabanını yaptım, üşüme, al giy, güle güle kullan' diyecekti.
Telefona yabancı bir ses çıktı.
Terzi, 'Abiyi aramıştım' dedi.
Karşısında aldığı cevapla sessizliğe gömüldü.
Kabanı bırakan abi akşam geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti.
Beğendiği kaban giyemeden, sıcaklığını hissedemeden gitmişti.
Terzi, 'abinin bir kabanı vardı gelip, alır mısınız?' dahi diyemedi.
Oturduğu yerde sadece, 'Yarın ola hayrola' diye düşündü.
Bu acı hiyakeden bize düşen net mesaj : Hayat bir gün dür, o da bugün dür !
Mutlu pazarlar!