Son on yılda bilim adamları bir kanaate vardılar. Evren kendine özgü bilinci olan bir tür hareketsiz enerjidir.
Bu bilinç Hıristiyanlık’ta Tanrı, Müslüman aleminde Allah, Doğu felsefesinde gerçeklik gibi farklı isimlerle adlandırılır. Bilim adamları ise onu fiziksel çekim olarak adlandırırlar. Bu her neyse ve nasıl adlandırılırsa adlandırılsın, bu isimler sadece tek bir şeyi anlatan farklı yollar, farklı metaforlar olacaktır. Bu tüm varoluşun kaynağıdır ve herkesi, her şeyi birleştiren güçtür. Bu Güç yaşamın temelidir. Günümüzde artık resmi bilim de bu gizemli enerjinin insanın niyetinden etkilendiğini ve bu enerjinin insanın niyet gücüne boyun eğdiğini kabul etmektedir. Başka bir deyişle bizim bir şeylere niyetlenmemiz, bir takım beklentilere girmemiz hemen diğer enerji sistemlerine etki eder ve olayları bekleyişimiz doğrultusunda sıraya dizer. Dolayısıyla, tüm varoluşun kaynağı olan ve kaderimizi belirleyen bu Güç içimizdedir.
İnsan niyeti ve ağzından çıkan kelimeler birer sihirli mucizedir. Başka bir deyişle, insan niyetinden ve bilincinden geçirdikleri doğrultusunda yaşar. Ve dolayısı ile kendi hayatını, yaşam şeklini kendisi yönetir. Ne gariptir ki bunu herkes bilmiyor. Aslında geçmişten günümüze gelen bazı atasözleri ve hikmetli ifadeler de bu bununla birleşmektedir. Mesela birisi için beddua edildiğinde, beddua etme bir ucu de seni bulur denilir. Bunun anlamı tam da konumuzdur dikkat ederseniz. Yani içinden geçirerek ağzından çıkan kelimeler sana geri döner. Karma dediğimiz algı işte. Herşey bize geri döner. Dünyanın yuvarlak olması sisteminden kaynaklanıyor belki de. Dünya yuvarlak ve dönüyor. Başkasına yaptığımız iyilik ve kötülükler dönerek tekrar bizi buluyor belki de. Ne dersiniz? Mantıklı gelmiyor mu size de?
Kınadığını yaşamadan ölmezsin diyorlar. Neyi kınarsan onu birebir kendin yaşarsın, yaşamadan bu dünyadan gitmezsin. Kınama nedir? Hakkında fikir söyleme, eleştirisel konuşma. Sen birşey hakkında, biri hakkından konuşurken bilincinde dolaşıp nutkundan çıkan kelimeler enerji titreşiminde sana geri döner. Ve konuştuğun, kınadığın, eleştirdiğin, istemediğin, kötü bildiğin şeyi yaşarsın.
Bazı insanlar şöyle der; neden bu kadar zor bir hayat yaşıyorum, neden rahat edemiyorum, mesela borçlarımdan kurtulamıyorum? Enerji, Güç, Karma - ne olarak algılarsanız, der ki sen neyi çok konuşursan, düşünürsen senin hayatında o çoğalır, artar. Düşünce gücü çok önemli çünkü. 'Güzel düşün güzel olsun' deyimi bir nevi. Ne düşünürsen, neyi çok ifade edersen senin enerji alanın o sözcüklere ve o düşünceye odaklı çalışır. Benim hayatım, yaşamım çok güzel, enerjim çok yüksek, yaşantım çok rahat dersen rahatlık, kolaylık, güzellik sana doğru yol alır. Onu hayatına davet edersin. Ve o davetine mutalaka icabet eder.
İnsan düşüncesi çağırışcıdır. Neyi çağırırsan o gelir.
Şimdi bunu okuduktan sonra gözlerini kapat ve tüm mucizeleri hayatına davet et. Çağırışının cevapsız kalmayacağını, mucizelerin mutlaka geleceğini bilerek, buna inanarak yap. Hayatının değişimini başlat. Ve kendi hayatının yöneticisi ol.
Güzellikler seni bulsun, sevgili okuyucum!