Almanya’da doğup büyüyen yazar/şair Hande Ortay Türkiye’ye geldikten sonra Türkiye’ye ve İstanbul’a hayran kaldığını ve her ne kadar bu topraklarda doğmamış olsa bile bu toprakların insanı olduğu için kendini çok şanslı olduğunu ve burada yaşamak istediğini dile getirdi. Edebiyat adına çok önemli projelere imza atan ve halende istikrarlı çalışmalarına devam eden Yazar Sn. ORTAY ile bizde medya ege ailesi olarak çok özel bir röportaja imza attık.
BİZE KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ? HANDE ORTAY KİMDİR?
Öncelikle sizinle röportaj yapmaktan çok mutlu olduğumu belirtip teşekkür etmek istiyorum. Kimdir Hande Ortay sorusuna gelecek olursak; evlat, kardeş, dost, öğrenci, şair ve yazar gibi sıfatları taşımaktan son derece mutluluk duyan ve her insanın varoluşunu anlamlandırması gerektiğini düşünerek elinden geldiğince bilginin peşini bırakmayan, meraklı bir dünya insanıyım. Daha spesifik, kariyer bazlı bilgi vermem gerekirse de; İstanbul Üniversitesi Almanca Öğretmenliği ve Sosyoloji Bölümü’nde eğitim görmekteyim. Yıllardır aldığım eğitim, tuğlalarını büyük bir azimle dizerek yükselttiğim ve daha da yükseltmekten başka bir arzumun olmadığı kariyerimin bana yetmediğini fark ettim. Gidebileceğiniz ama sonunda ne olduğunu bilmediğiniz bir seri tünellerin merkez noktasında durduğunuzu düşünün, elinizde meşale hangisine girmeniz gerektiğini düşünerek bekliyorsunuz. İşte, bir dönem öyle bir ruh hali içindeydim.
ALMANYA DOĞUMLUSUNUZ VE ORADA YAŞIYORDUNUZ. TÜRKİYE’Yİ ALMANYA İLE KIYASLADIGINIZDA İYİ Kİ GELMİŞİM DİYOR MUSUNUZ?
Elbette, iyi ki gelmişim diyorum. Türkiye, tarihiyle kültürüyle insanlara oldukça fazla malzeme sunuyor. Yaşadığım şehirde, kozmopolit hayatıyla önüme ilginç insanlar çıkarabiliyor. Bunlar başlı başına bir zenginlik. Gözlem şansını alabildiğine arttırıyor.
YAZMAYA NE ZAMAN BAŞLADINIZ? İLKYAZIN ANINIZI PAYLAŞIR MISINIZ?
Almanya’dayken bir günlük karaladığımı hatırlıyorum. Şimdi kayıp, bulamıyorum. Öykü yazmaya ise lise yıllarımda başladım. Çokça yazıp yırttığım bir dönemdi. Bir yandan dilin, diğer yandan öykünün imkânlarını öğrenme çalışmaları olarak bakılabilir o yıllardaki karalamalarıma.
AYNI ZAMANDA BİR ŞAİRSİNİZ. SİZCE ŞİİR NE DEMEK?
Şiir duygudur, şiir mesajdır, inceliktir.
HANGİ TÜR ŞİİRLER YAZIYORSUNUZ?
Şiirde tür diye bir takıntım yoktur benim. Şiir geldiğinde kendi biçimiyle geliyor. İlham denen şey bu aslında. Hiç olmadık yerde zihninize bir kelime düşüverir. Zira aşk, çaresizlik, imkânsızlık ve yalnızlık temaları ağır basar.
YAZARLARIN TOPLUMDA Kİ GÖREVLERİ NELERDİR?
İnsan vicdanından kalem geçerse şayet, yollar ister istemez sonsuz huzura çıkacaktır. Yazarın omuzlarındaki ağırlık, okuyucuyu ışığa doğru çevirmektir. Kendi fark edişlerini insanlarla paylaşmaktır. İnsanın çağımızdaki parçalanmışlığına dikkatleri çekmek ve bunu sonsuz bir bütünde çözümlemektir.
SİZ NE TÜR KİTAPLAR YAZIYORSUNUZ?
Şimdiye kadar bir öykü kitap çalışmam oldu. Bu sene iki tane şiir kitabı çalışmalarımla karşınızda olacağım. Seneye de ilk roman kitabım çıkacak.
BİRAZ KİTAPLARINIZDAN BAHSEDELİM… BİZE “OYSA BIR UMUTTU” KİTAPLARINIZIN İÇERİĞİNİ ANLATIRMISINIZ?
Hemen bahsedeyim. “Oysa Bir Umuttu” kitabımda Nilüfer’in, Çınar’a karşılıksız aşkını kaleme aldım. Bu öykü kitabı sizi eski günlerdeki gibi çıkarsız, hesapsız, aşk öykülerinin sayfalarına hapsedecek. Biliyorsunuz, günümüzde böyle sevdalara az rastlanıyor. Ve Nilüfer’de öyle bir kalp var ki, Çınar’ına koşulsuz olarak teslim olmuş. Onun yaşadığını bilmek bile, yaşama, tutunma nedeni oluyor. Tutkuyla severken gideni, geride kanayan yaralarını gün be gün dindirmeye çalışıyor. Bunu yaparken öğütler veriyor. Aşkın kutsallığını, eşsizliğini ve çaresizliğini vurguluyor. Issız gecelerin sabahında, tan kızıllığına bürünürken yüreği, baş edemiyor içini kemiren arsız duygularıyla…
KİTAPLARINIZA İLGİ NASIL OLDU. BEKLENEN İLGİYİ BULABİLDİNİZ Mİ?
Oysa Bir Umuttu, kitabımda karşılıksız aşkı kaleme aldım. Hal böyle olunca geri dönüşlerin nasıl olacağını ben de başta kestiremiyordum. Kitap basıma çıkmadan güvenerek okuttuğum kişiler çok beğenileceğini söylese de, farklı olan bende belirsizdir. Fakat Oysa Bir Umuttu; ilk öykü kitabım olmasına rağmen çok ilgi gördü ve olağanüstü yorumlar aldım, hala da alıyorum. Yazmak çok yalnız yapılan bir iş demiştim ama sonrasında aklınızı, düşüncelerinizi açtığınız insanlardan gelen olumlu tepkiler, ayağınızı yerden kesecek kadar mutlu ediyor. Tabii ikinci şiir kitabım için şimdi beklentiler çok yüksek; ama açıkçası bu beni endişelendirmek yerine, daha da heveslendirip kamçılıyor.
İMZA GÜNLERİ VE ETKİNLİKLER DÜZENLİYOR MUSUNUZ?
Yayınevim olan Cinius Yayınları’nın katıldığı tüm kitap fuarlarında imza ve söyleşi günlerini düzenliyorum. Bunun yani sıra davetler üzere konferanslar veriyorum. Anlayacağınız üzere çok yoğun günler yaşıyorum zira bunları büyük bir zevkle yapıyorum.
OKUYUCULARINIZ KİTAPLARINIZI NEREDEN BULABİLİRLER?
Okuyucularım “Oysa Bir Umuttu” öykü kitabımı internet üzerinden ulaşabilirler: http://www.dr.com.tr/Kitap/Oysa-Bir-Umuttu/Hande-Ortay/Edebiyat/Anlati/urunno=0000000687785
BUNDAN SONRA Kİ HEDEFLERİNİZ NELER? GELECEK İLE İLGİLİ PROJELERİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?
İkinci şiir kitabım olan “Limanı Olmayan Âşıklar” da Nisan ayında sizlerle olacak. Kitabımda yaklaşık 90’a yakın şiirler var. Bu şiirler, 2015 ve 2016 yıllarında yazıldı. Bunların tamamını bir yıl içinde yazdım. Ve dediğim gibi şairlerle vakit geçirdikten sonra, kendimi şiire daha yakın hissettim ve şiire direkt girdim. İkinci Şiir kitabım olan “Aşk-ı Derun” da bu yıl içinde çıkacak. O şiir kitabımda da “Oysa Bir Umuttu” öykü kitabımda olan Nilüfer karakterine ait, kısa hikâyeler iliştirdim. Bu kısa hikâyelerde, Nilüfer karakteri aşkın o karmaşık ama bir o kadar da bağlayıcı dünyasına götürecek. Okuyucu olarak bu yolculuğa hazır olup olmamak, aşka ne kadar yakın olduğunuzla alakalı.
AİLENİZ, SİZİN ŞAİR/YAZAR OLMA YOLCULUĞUNUZDA YER ALDI MI? ONLARIN BU KONUDA SİZE YANSIYAN FİKİRLERENİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?
Elbette çok desteklediler. Annem bu konuda en büyük destekçim oldu. Hatta hikâyelerimi, şiirlerimi bastırmamda çok ısrarcıydı. Bu arada kendisi de yağlı boya resim yapmaktan müthiş haz duyuyor. Annem olduğu için söylemiyorum zira çalışmaları oldukça başarılı. Sair olma yolculuğumda babamın sonradan haberi oldu ama o da beni her daim cesaretlendirdi. Yani hem maddi, hem de manevi olarak destek sağladı ailem.
ŞAİR/YAZAR OLMAYA NASIL KARAR VERDİNİZ?
Şiir yazmaya başlamadan önce, şiir camiasının içine girdim. Çok sairlerle tanıştım. Ben ilk basta öykü ve hikâye tarzı şeyler yazıyordum. Lakin şiir camiasına dâhil olduktan sonra, şiire kendimi daha yakın buldum ve sair olmaya karar verdim.
KONULARINIZI NASIL SEÇİYORSUNUZ? KONU SEÇİMİ TESADÜFİ Mİ OLUYOR YA DA HAYATTA KARŞILAŞTIĞINIZ BAZI OLAYLARDAN MI ETKİLENİP YAZIYORSUNUZ?
Konularımı tesadüfi olarak değil, yaşanmış olaylardan seçiyorum. “Oysa Bir Umuttu” isimli öykü kitabımda da aynı şekilde yaşanılmış olaylar anlatılmıştır.
KİMSENİN OKUMAYACAĞINI BİLSENİZ BİLE YAZAR MIYDINIZ?
Yazmaktan asla vazgeçmezdim.
İLK KİTABINIZI ÇIKARTMAYI NE ZAMAN VE NASIL DÜŞÜNDÜNÜZ? BUNU GERÇEKLEŞTİRMEK SİZİN HAYALİNİZ MİYDİ?
Geçmişten beri böyle bir hedefim ve de düşüm vardı. Ve Rabbimin izniyle de bu hayalimi gerçekleştirebildim. Ailemin, sevenlerimin ve okuyucularımın da desteğiyle başarı merdivenlerini hızla tırmandım.
KİTABINIZI YAZMAYA BAŞLARKEN KURGUYU ÖNCEDEN Mİ BELİRLERSİNİZ? YOKSA BÜTÜN OLAY ÖRGÜSÜ SİZ YAZDIKÇA MI GELİŞİR?
Bu çok değişebilir. Bazen öykü bir ilham gelir ki, her şey kafamda olup biter ve konuyu içselleştiririm. Bazen de içimden nasıl geldiyse yazarım. Lakin asıl iş yazmakta olduğum metni bitirdiğimde başlar. Kurgu zaman algısı, karakter mekân ilişkisi, akış, karakter diyalog gibi…
BİR YAZAR OLARAK OKUDUĞUNUZ VE BEĞENDİĞİNİZ YAZARLAR KİMLERDİR?
Ben fecr-i ati döneminin şairlerinden, eserlerinde sembolizm üslubunu kullandığı müşahede eden Türk edebiyatın en etkili yazarlarından biri olan Ahmet Hâşim’i takip ederim. Bu; merdiven, o belde, karanfil ve hazan sevdiğim şiirlerinden birkaçıdır. Ahmet Hâşim’in şiirleri sözden çok, musikiye yakındır. Melankoli kişiliğiyle kendime yakın buluyorum. Ahmet Haşim çok iyi bir erkek şairiydi bence. Fiziksel görünümünden dolayı gündüzü sevmeyen, hatta gündüzden korkan, gecelerin adamıydı… Şiirlerinde sürekli “Akşam’dan” bahsetmiş. Fecr-i ati Edebiyatı’nın en önemli ismi olan ve içkiye bağımlılığı yüzünden maalesef erkenden hayata veda eden, aynalara düşman, gecelere dost büyük şairdi…
“Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam
Üstümde sema kavs-i mutalasam”
Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam”
Ben bu dizeleri okuduktan sonra, kendi tarzımı onda buldum ve en sevdiğim şairlerden biri oldu Ahmet Haşim.
İNSANLARIN ÇOĞU ‘HAYATIMI YAZSAM ROMAN OLUR’ DER. SİZCE HERKES KİTAP YAZABİLİR Mİ? YAZMAK BİR YETENEK MİDİR?
Tüm sanat ya da spor dallarında olduğu gibi, yazmak da yetenekle alakalı bir şey… Lakin her işte olduğu gibi azim ve sebat yoksa yetenek de bir işe yaramaz. Yazarlık kurslarına gelecek olursak, hayır hiçbir kursa gitmedim. Bu tür kurslar metot öğretebilir ama eğer yeterince istekliyseniz işin kişinin kendisinde bittiğine inanıyorum.
YAZMA RİTÜELİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ? ÖRNEĞİN HANGİ ORTAMDA, HANGİ MATERYALLERLE, HANGİ MÜZİKLE, NASIL BİR COĞRAFYADA YAZMAYI TERCİH EDİYORSUNUZ?
İlhamın gerçek kaynağı alfabeyi, kelimeleri oluşturan ise harflerdir. Konular ve karakterler de en sona gelir. Dilin sınırı kelimeler olduğundan dolayı da, oyunun kurallarını onlar belirler. Hadi size bir sırrımı daha vereyim. Klasik Türk sanat müziği eserlerini dinleyerek de kolayca yazabiliyorum.
YAZMAK SİZİN İÇİN HAYAT BOYU SÜRECEK BİR SERÜVEN Mİ YOKSA YAZMAYI BIRAKMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ BİR ZAMAN VAR MI?
Hayat boyu sürecek bir serüven olsun isterim elbette. Zira yazmamak diye bir şey olamaz; öncelikle bunca yıllık birikime nankörlük olur. Ölünceye kadar yazmak isterim tabii ki.
ZAMANI GEÇMİŞE ALMA İMKÂNINIZ OLSA TEKRARDAN YAZAR OLMAK İSTER MİYDİNİZ? NEDEN?
Tekrardan yazar olurdum. Zira insanın içinden bir şeyleri dışarı dökebilmesi kadar güzel bir şey yoktur.
EDEBİYAT DÜNYASINDA BİR ŞEYLERİ DEĞİŞTİRME ŞANSINIZ OLSA NELERİ DEĞİŞTİRİRDİNİZ?
Bilinçli ve eğitimli bir nesil için kitap okumaya teşvik ederdim.
TÜRKİYE DE KİTAP YAYINLATMAK ZOR MUDUR?
Kesinlikle, bir yazarın ilk kitabını yayınlatması kolay değil. Sanırım bu durum ülkemizde özgü bir durum söz konusu değil. Dünya’da bunun çok kolay olduğunu da düşünmüyorum. Lakin şu da var ki; eğer bir şey yazdıysanız, önünüzde sonunda ona hak ettiği değeri veren birileri çıkacaktır. Asıl iş de ondan sonra başlayacak. Yani kitabın okura ulaşması gerek. Bu da eserin niteliği kadar yayın evine de bağlı. Eğer yayın eviniz üzerine düşeni eksiksiz bir şekilde yaparsa, kitabınızı iyi dağıtılıyor. Eleştirmenlere gönderiliyor, reklam yapılıyor. Aksi takdirde, siz ne kadar iyi yazarsanız yazın, okura ulaşmadıktan sonra, yaptığınızdan bir tek sizin haberiniz olur. Bir de yakın çevreniz.
SON OLARAK, YAZAR/ŞAİR OLMAK İSTEYENLERE TAVSİYELERİNİZ NELERDİR?
Günün birinde, bir genç gelip Andre Gide’ye, “Sizce yazar olmalı mıyım?” diye sorduğunda, “Olmayabiliyorsanız olmayın.” diye yanıtlar Gide. Bence çok zekice bir cevap... Yazmaktan başka çaresi olmayan kişilerdir büyük yazarlar, zira başka türlüsü mümkün değildir. İddialı görünebilirsiniz lakin iddialı olmayacaksanız. Tam bir farkındalıkla yaptığınız işle, hem hal olmayı öğrenmelisiniz. Yazar ve şair unvanını kişi kendine vermez. Bu makamı toplum verir. Her şiir yazan şair, her kitap çıkaran da yazar değildir. Büyük araştırma ve alın teri gerektiren bir uğraştır. Bu da ancak sevgi, emekle elde edilir. Örnek alacağımız yazarların kişiliği, eserlerini güzel inceleyip, aile yaşamı düzgün kişileri örnek alıp, tecrübelerinden yararlanmalıyız. Kalemler anlamlı bir esere yol almalı ve insanlığa faydalı eserleri gelecek nesillerimize bırakmak en büyük hedefimiz ve mirasımız olmalıdır. Bu yolda sabrederek elde edeceğimiz değerleri korumalıyız ve emek verenlere de saygı gösterip, sahip çıkmalıyız. Hepimizin yüreği başka, içindeki deryaları da başkadır. Övgüye layık olanı görmeli, takdir etmeliyiz.
Biz de Medya Ege Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…