Gazetecilik mesleğinin zorluğu nedir diye sorsalar derim ki, “Gülerken ağlamak, ağlıyorken gülebilmek.”
Bugün yazıma başlamadan önce ne yazacağım konusunda geceden aklımda birçok şey vardı.
Ama sabah telefonuma gelen, Gazeteci dostum Erdal Çarboğa’nın vefat ettiğine dair mesaj bütün düşüncelerimi altüst etti.
Acıdan başka bir şey hissetmeyen duygularım ve düşüncelerimle, bul bulabilirsen aklındakileri, yaz yazabilirsen kalemindekileri.
Mekânın cennet olsun ‘Kuzeyin sorumlusu Gazeteci Erdal Çarboğa’
…
Emekliler haklı!
Bugün Aralık ayı verileri açıklanacak ve Ocak ayında emekliler başta olmak üzere birçok kesime yapılacak yılın ilk maaş zamları da ortaya çıkacak.
2024’ün maaşları ortaya çıkacak!
Sokağın dinlemek biz gazetecilerin işi.
Sokağı derken insanları!
Sokağı derken dünyada var olan bütün canlıları!
Çalışan kesimin aldıkları maaşların 30 bin, 40 bin, 50 bin gibi rakamlara ulaşmasından sonar emeklilerin 6 bin, 7 bin, 10 bin, 15 bin gibi maaşlarda kalmasının haklı bir tepkisi var.
Çalışan insanlar verilen maaşlar ne kadar hak ise, emekliler içinde verilen maaşlar o kadar düşük kaldı.
İnsan emekli olunca işten emekli oluyor ama hayattan emekli olmuyor.
Tıpkı çalışan gibi gibi yiyor, içiyor, barınıyor, alıyor, veriyor, geziniyor.
Hatta çalışandan daha fazla masrafı oluyor emeklilerin.
Sadece kendisi için emekli olmuyor, çoluğu, çocuğu içinde o emekli maaşıyla yaşıyor.
Çalışan iş yoğunluğundan bazen yemeği unutuyor, bazen bazı ihtiyaçlarını iş ilişkisi içinde gerçekleşen hoş sürprizlerle karşılıyor ama emeklinin hayatında böyle sürprizler de yok.
Maaş ne kadar yattı, o kadar yaşayabiliyor.
Her emeklinin hakkı, hak ettiği kadar maaş alamamak olduğu kesin.
Zamanında ne kadar SGK’ya pirim yatırdıysanız, hakkınıza da o kadar maaş düşüyor.
Ama geçinebilecek, yaşamını idame ettirebilecek kadar maaş alabilmekte her emeklinin hakkı.
Yoksa emekli olmak istenilmeyen, yaşarken hayatın bittiği bir değişim olmaktan başka bir anlam taşımaz.
Sokağın sesi bu!
Duyabilenlere selam olsun!