Yeni yılın ilk günü, kalan ömrümüzün ilk günü ile gelir konar sabahımıza. Bir yılın ajandasını kapatıp, tertemiz, yepyeni bir ajandayı açıyoruz.
Tüm sayfalarına istediğimizi yazacağız.
Yeni yılı, adından da anlaşıldığı gibi her şeyi yenisi ile hayal ediyoruz. Eski eskide kaldı diyerek; yeni umutlar, yeni duygular, yeni hayatlar umut ediyoruz. Oysa bir takvim yaprağının değişimi ile geçip gidecek bir şey değil bu. Yeniyi beklerken, eskiyle hesaplașmalı ve gerçekten mazide bırakabilmeliyiz. Yaşadıklarımızın hepsinin birer tecrübe olduğunun ve yaptığımız tüm hataların farkına varabilmeliyiz. Yenilikler beklediğimiz yılda, eski yanlışları yapmamalıyız.
"Ne zaman yaşamını anlamsız, yüzeysel ve sıkıcı bulmaya başlarsan, şu dünya üzerinde kaç günün olduğunu düşün. Davranışlarına yeniden biçim ver'' der D.J.Matu
Kaç gün daha yaşarız, takvimlerdeki hangi yılın, hangi günü veririz son nefesimizi bunu bilemeyiz, lakin kalan ömrümüzün her gününü bir önceki günden daha mutlu geçirebiliriz.
Hep aynı yerde kalarak gelişemeyiz. Kendimizi ve zihnimizi yormalıyız. Bize bir şey katmayacak, hayatımızı bir üst seviyeye ulaștıramayacak her şeyden ve herkesten uzak durmalıyız. Ömrümüze neden boş yere yük edelim ki gereksiz olan şeyleri?
Hayatın bize verilmiş bir armağan olduğunu unutmamalıyız. Ruhumuza ve bedenimize iyi gelmeyen yerden uzaklaşmalıyız.
Unutmayın ki mutsuz bir ömür çabuk yaşlanır, bunu bize en iyi aynalar anlatır... Ve zaman affetmez hızlıca akar gider...
Değişmeyen şeyler için üzülüp bu armağanı boşa harcamamalıyız.
Yeni hayallerimizin, eski hayal kırıklıklarından etkilenmemesi için kendimizi yenilemeliyiz. Eksikliklerimizi görmeli, kendimizi tamamlamalıyız.
Açacağınız bu yeni ajandanın her sayfasında bir sonraki yeni yıl için tekrar eden hatalar yerine, gerçekleşen umutlar ve hayallerle doldurmanız dileğiyle.