YENİ NESLİN HASTALIĞI, ”AKRAN ZORBALIĞI”

Pınar Yeşiltay Sevim

Günümüzde şiddet o kadar yaygınlaştı ve sıradan bir hal aldı ki daha okul öncesinden başlayıp küçücük çocuklarda bile sıklıkla görülmeye başlandı. Gün geçmiyor bir akran zorbalığı, bir aile içi şiddet ya da kadın istismarı ile karşılaşmayalım. Ne yazık ki günümüzdeki stres düzeyi geçmişte savaş dönemlerinde hissedilen stresi aşmış ve rutin hale gelmiş durumda. Hal böyle olunca da haliyle çocuklara yansıyor ve çocuklardan da akranlarına virüs gibi bulaşıyor.

Artık sıklıkla duyar olduk “Akran Zorbalığı” kavramını. Ne çok sindirilen ve ne çok arkadaşlarını sindiren çocuk var günümüzde. Akran zorbalığı şikayetleri ile rehberlik servisleri dolup taşmakta okullarda. Kimisi babasını, kimisi abisini kimisi de annesini ya da bir diğer rol model aldığı büyüğünü kopyalamakta sıklıkla. Biz yetişkinlerin tıpkı birer ayna gibi yansıttığımız öfke ve kaygılarımızı modelleyen, bizlerden doğru ebeveyn tutumlarını göremeyen, sınır koyamadığımız çocuklarımız nasıl baş edeceklerini bilemedikleri için genellikle hissettikleri stres, öfke ve suçluluk duygularını akranlarına yansıtmaktadırlar. 

Akran zorbalığında ne yazık ki yardıma ihtiyacı olan taraf sindirilen çocuk değildir sadece, aynı zamanda sindiren ve zorbalık uygulayan çocuğun da yardım görmesi ve desteklenmesi gerekmektedir tıpkı toplumun tüm kesimlerinde şiddete meyilli herkesin yardıma gereksinim duyması gibi. Süreç her iki çocuk için de doğru değerlendirilmeli ve tarafları suçlamak yerine tarafları kazanmaya yönelik adımlar atılmalıdır.

Öncelikle unutulmamalıdır ki sindirilen çocuk utanç, suçluluk,  güvensizlik ve güçsüzlük hissederken, sindiren çocuk stres, öfke, kırgınlık ve suçluluk hisseder. Garip olan ise hem zorbalık uygulayan hem de zorbalığa maruz kalan çocuğun “suçluluk” ve “güvensizlik” duygularını hissediyor olmalarıdır. Çünkü her iki taraf da “sosyal ilişki geliştirme” “çatışma yönetimi” ve “problem çözme becerileri” noktasında zorluk yaşamaktadırlar. Duygularını tanıma becerileri ve doğru ifade edebilme yetenekleri kısıtlı olduğu için duygularını açığa çıkarmakta zorlanmakta ve bu nedenle güçsüz ve güvensiz hissetmektedirler.

Eğer çocuğunuz akran zorbalığına uğruyor ya da sindiriliyor ise unutmayın ki; genellikle sindirlen çocuklar evde ihmal ve istismara uğruyor ve ebeveynleri tarafından fark edilmiyor olabilirler. Öncelikle yapmanız gereken şey, çocuğunuzla sağlıklı bir ilişkiniz olup olmadığını gözden geçirmek ve ebeveynlik tutumlarınızı kontrol etmek olmamdır. Kendinizi ya da çocuğunuzu suçlamak yerine sakin olmanızı, olayı tüm taraf ve eğer var ise okul öğretmen ve yönetimlerinden dinlemenizi öneririm. Çocuğun  yaşadığı durumdan haberdar olduğunuzda çocuğunuzun yanında olduğunuzu belirtmeniz ve çocuğun yaşıya uygun olarak yaşadığı durumu özetlemeniz güvensizlik duygusunun azalması ve suçluluk hissinin sona ermesi için önemlidir. Çocuğunuzun kimlerle aradaşlık ettiğini öğrenmeniz, yaşadıklarını anlamanız ve çocuğunuzu “güvende” hissettirmeniz çocuğunuza iyi gelecek ve anlaşılıyor olduğunu ifade edeceği için rahatlatacaktır. Diğer yandan “Sana ne yaptıysa aynısını yap!” gibi bir aktarım da doğru değildir ve asla söylenmemelidir. Durum çocuğa anlatılarak kendisinin suçu olmadığı, karşısındaki çocuğun bir takım problemlerinden kaynaklandığı ve kontrol sağlanmaya çalışıldığı çocuğa mutlaka bildirilmelidir. 

Sindirilen çocuk ebeveynleri:

  • Çocuklarının sosyal iletişim kurup kuramadığını araştırmalı ve geliştirmelidir.
  • Çocuğun farklı beceriler kazanması ve farklı ortamlara girmesi noktasında desteklemelidir.
  • Sosyal becerilerini arttırmaya yönelik önlemler almalıdır.
  • Çocuğa çatışma çözme becerileri kazandırmalı ve 
  • kaygı düzeyinin yükselmesi durumunda mutlaka bir uzmandan destek almalıdır.

Sindiren yani zorbalık uygulayan çocukların aileleri için de durum pek parlak değildir. Öncelikleri ailelerin bir şey olmaz bakış açısı ile bakmamaları ve çocuğa yaptığının kabul edilemez olduğunu aktarmaları gerekmektedir. Çocuğun diğer çocuklara uyguladığı zorbalığın kaynağı mutlaka araştırılmalı ve rol model etkisi ile mi yoksa duygusal nedenlerle mi zorbalık yaptığı tespit edilmeye çalışılmalıdır. Güçsüzlük ve kırgınlık durumlarda da çocuklarda öfkelerini ve kırgınlıklarını diğer çocuklara yöneltebileceğini görüyoruz. Yani belki de çocuk güçsüzlük ve kırgınlık hissediyor ve kendini bu şekilde ifade etmeye çalışıyor olabilir. Kendinisi ifade etmesi noktasında desteklenmeye ve ilgi, sabır ve özenle dinlemenize ihtiyaç duyuyor olabilir. Unutmayalım ki mutlu ve sağlıklı çocuklar diğer çocuklarla oynamayı ve eğlenmeyi tercih eder onlara zarar vermeyi değil. Çocuğunuz başka çocuklara zarar verme eğiliminde ise çocuğunuzun bir sorunla baş etmeye çalıştığını unutmayın. 

Sindiren ve zorba çocuk ebeveynleri:

  • Çocuklarının probleminin kaynağını mutlaka araştırmalıdır.
  • Çocuğun kimi rol model alıyor olabilceği dikkatle araştırılmalı olası şiddet eğilimli ve öfke kontrolü olan bireylerin de destek alması sağlanmalı ve çocuğu etkilemesi engellenmelidir.
  • Güçsüzlük ve kırgınlık durumu söz konusu ise nedenleri araştırılmalı ve çözülmelidir.
  • Çocuğun kendisini ifade etmesine izin verilmelidir.
  • Yaptığının kabul edilemez olduğu mutlaka ifade edilmelidir.
  • Zorbalığa devam etmesi halinde olası sonuçları anlatılmalı, zorbalık uyguladığı çocuğun yaşadığı durumu kavraması sağlanmalıdır.
  • Çocuğun arkadaş çevresi mutlaka araştırılmalı, tehdit edilip edilmediği, sosyal kabul görmek için yapıp yapmadığı ve arkadaşları ile grup dinamikleri dikkate incelenmelidir. Kim bilir belki de hedef çocuk olmamak için de yapıyor olabilir.
  • Çocuğun oyun ve resimleri incelenmeli, ruh hali hakkında bilgi alınmaya çalışılmalıdır.
  • Çatışma becerileri geliştirilmeli, öfke kontrol çalışamları yapılmalıdır.
  • Sosyal becerilerinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir olması sağlanmalıdır.
  • Okul öğretmenleri, rehberlik servisi ve yönetim ile iş birliği yapılmalıdır.
  • Mutlaka ama mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.

Paylaşmak isterim ki ebeveyn olarak yapacağınız en sağlıklı adım sım sıkı sarılmak, çocuğunuzu koşulsuz kabul ettiğinizi anlatmak ve gerçekten sevgi ile bağ kurmak, onunla vakit geçirmek ve hayatına duygularına tanıklık etmek, rehber olmaktır. Unutmayın; sevginin iyileştiremeyeceği şey yoktur hele ki anne baba sevgisi ve ilgisi ise…

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.