Nüfusun giderek artması ve sanayileşme, tüm dünyada enerji kaynaklarına duyulan ihtiyacı da artırıyor. Doğal gaz ve kömürden enerji üretiliyor ancak bu kaynakların giderek azalmasıyla rezervlerin yetersiz kalması, alternatif enerji kaynakları arayışına neden oluyor ve rüzgâr, güneş, su gibi doğayla birlikte çalışabilen yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim artıyor. Ancak doğaya bağımlı olmak zaman zaman kaynakların yetersiz kalmasına neden olabiliyor. Zira bu kaynaklar çoğu zaman anlık değişiklik gösteren enerji talebine direkt olarak cevap veremeyebiliyor.
Örneğin, sıcaklıkların artması ile paralel olarak kuraklık yaşanması ve buna bağlı olarak barajlardaki su kaynaklarının yetersiz kalması, hidroelektrik santrallerinden üretilebilecek enerji miktarının, talebi karşılamayacak seviyeye inmesine neden olabiliyor. Diğer taraftan suyun bol olduğu ancak enerji talebinin görece düşük olduğu günlerde ise barajlardaki fazla su tahliye edilebiliyor. Bu nedenle enerji depolama giderek daha da önemli bir hale geliyor. Son yıllarda gelişimi hızlanan depolama teknolojileri sayesinde üretilen fazla enerji depolanıyor ve ihtiyaç halinde bu enerji kullanıma sunulabiliyor. Elektrik tedarikçileri karşılaştırma internet sitesi encazip.com enerji depolama teknolojilerini araştırdı.
Depolamanın çevreye de faydası var
Enerji depolama teknolojilerinin faydaları oldukça fazla. Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerjiyi depoladıkları için, enerji üretiminde kullanılan doğal gaz, kömür gibi yakıt rezervlerinin azalmasını da önlemiş oluyorlar. Bu sayede karbon salınımı da önlenerek çevreye verilen zarar, en aza indirgeniyor. Ve tüm dünyada etkisini hızla hissettirmeye devam eden küresel ısınmaya karşı da destek sağlanmış oluyor. Sweco’nun yayınladığı ‘Future Energy Strage’ raporuna göre küresel ısınmayı 2 santigrat derecenin altında tutmak için enerji depolama kapasitesinin 2050’de 450 GW’a çıkarılması gerekiyor. Ayrıca sel, yangın gibi doğal afetler sırasında, enerji üretim araçlarının zarar görmesinden dolayı oluşabilecek mağduriyeti de önleyebiliyor zira bunun gibi istenmeyen olaylar sonrasında enerji, depolardan sağlanabiliyor.
Farklı depolama yöntemleri mevcut
Elektriksel enerji depolama, mekaniksel enerji depolama, kimyasal enerji depolama, ısıl enerji depolama şeklinde farklı depolama teknolojileri mevcut. Yaygın olarak şebeke tipi büyük piller ve ev tipi depolama teknolojileri kullanılıyor. Vatandaşların bildiği ise daha çok dizüstü bilgisayarlar ve cep telefonları gibi enerji ihtiyacı olan elektronik aletler için enerji depolamaya yarayan lityum iyon piller oluyor. Elektrikli araç gibi daha büyük ve daha çok elektrik gereği olan araçlarda ise vanadyum akış bataryası gibi daha fazla enerji depolayan ürünler kullanılıyor.
Güneş enerjisinin faydası depolama teknolojileri ile paralel olarak artar
Güneş enerjisinden elektrik üretimi ülkemizde ve tüm dünyada oldukça revaçta. Ülkemizde lisanslı güneş enerjisi santrallerinin kurulu gücü bir yılda yüzde 260, lisanssız santrallerin ise yüzde 10 arttı. Güneş enerjisinden elektrik üretimi son derece cazip ve geleceğin enerji kaynağı olarak görülüyor. Ancak bu kaynağın kullanımının yaygınlaşmasının önündeki en büyük engel, güneşin olmadığı saatlerdeki elektrik talebinin nasıl karşılanacağı. Örneğin, ortalama bir günde güneş enerji santrallerinin en yoğun üretim gerçekleştirebileceği saatler 11 ile 17 arasındayken elektrik tüketiminin en yoğun olduğu puant saatler ise 17 ile 22 arasında. Güneş santrallerinin yaygınlaştırılması ve verimli saatlerde enerjinin depolanarak tüketimin yoğun olduğu saatlere hazır tutulması, geleceğin enerji çözümleri için kilit öneme sahip.
“Enerji üretiminde depolama, maliyeti de düşürür”
encazip.com’un kurucusu Çağada Kırım, enerji kaynaklarının azalması ve fiyatların yükselmesi sorununun, depolama teknolojilerinin gelişmesiyle çözülerek çağ atlayacağının altını çizdi. “Enerji kaynakları giderek azalıyor ve yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Diğer taraftan fosil yakıtlara olan bağımlılık elektrikli araçlarla düşürülüyor ve buna paralel olarak da yine elektrik ihtiyacı artıyor. Artan elektrik ihtiyacına azalan kaynaklarla cevap vermeye çalışmak ise maliyetleri yükseltiyor. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin en büyük dezavantajı, anlık olarak üretim tahmininin tam olarak yapılamaması ve tüm kaynakların her zaman hazır olmaması. Bu durumda da imdada enerji depolama sistemlerinin yetişmesi gerekiyor." ifadelerini kullanan Kırım, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Yüksek ölçekli enerji depolama sistemleri, yenilenebilir kaynakların kullanımını daha dengeli bir hale getirebilirken elektrik fiyatlarının daha düşük olduğu saatlerde üretimin artırılarak depolanması ve ihtiyacın yüksek olduğu saatlerde kullanılması, mevcut kurulu gücün de daha verimli kullanmasını sağlar. Enerji depolama teknolojileri şu anda emekleme döneminde ancak pek yakında bir devrim olacak ve gerçek çözüm bulunacaktır. Bu yüzden enerji depolama teknolojilerine şimdiden yatırım yapılmalı ve mutlaka gerekli teşvikler verilmeli, depolama devrimi olarak tabir edeceğimiz dönem ülkemiz tarafından kaçırılmamalı.”