MÜKEMMEL EBEVEYNLİK MÜMKÜN MÜ?
Şimdi arkasınıza yaslanıp dimağınızı bir yoklayın lütfen. Siz hiç mükemmel bir ebeveyn gördünüz mü? Sizi bu yaşınıza getiren anne babanızı düşünün. Yıllarca size emek veren o fedakar insanları… Çevrenizdeki örnek anne babaları anımsayın. Ve şimdi de kendi ebeveynlik serüveninize bir göz atın. Hangisi ebeveynler mükemmel? Anne babanız mı, komşunuz, arkadadaşlarınız mı yoksa siz mi?
Nasıl da beklenti ile karşılıyoruz ebeveynliğimizi bile değil mi? Nasıl da kanatırcasına eleştiriyoruz kendimizi konu çocuğumuz oluca. Evlatlarımız için mükemmel olmak adına nasıl da çırpınıyoruz (evladını umursamayan istisnaları es geçiyorum). Oysa mükemmel insan var mı ki mükemmel anne baba olsun? Mükemmellik kime, neye göredir? Ya da sormak lazım belki de mükemmel nedir?
Her ailenin kendine göre bir dinamiği, bir kültürü vardır. Aynı anne baba ile büyüyen kardeşler bile kendi kurdukları ailelerde bambaşkadır. Tüm koşullar aynı olsa bile duygular, anılar ve algılar farklıdır. Haliyle ekonomistlerin sık kullandığı tabirle ceteris paribus (tüm koşulların eşit olduğu varsayımı) olsa bile duygular ve algılar bizi bambaşka insanlar yapar. Dolayısı ile beklentilerimiz değişir ve mükemmel algılarımız da farklılaşır elbette.
Öyleyse neden anne babalık serüvenimizde özellikle de biz anneler kendimizi sıklıkla başkaları ile kıyaslar ve sürekli “mükemmel ebeveynlik” arayışında oluruz? Biz modern çağ annelerini mükemmel olmak zorunda hissettiren nedir?
Kadının hamile olduğunu öğrendiği anda devreye giren bir annelik dedektörü var diye düşünüyorum. Sanki o anda tüm anneleri taramak, onları incelemek ve hatta kendimizi kıyaslamak bir zorunluluk haline geliyor. Eğitim, yaş, sosyal statü fark etmeksizin işleyen bir dedektör hem de. Salt karşıdaki kadının da hamile olması yeterli oluveriyor ona kendimizi yakın hissetmemiz ve iletişim kurmamız için. Normal şartlarda asla iletişime geçmeyeceğin biri bile olsa eğer hamile ya da senin çocuğunla yaşıt bir çocuk annesi ise işler bir anda değişebiliyor. Doktor kontrollerinde muayenehanede bekleyen diğer gebelere ya da annelere kaç aylık/ kaç yaşında …vb soruları sormak farz oluyor.
Herkesin koşullarının farklı olduğunu unutup derhal bir kıyas başlatmak için koşullanmış gibiyiz Türk anneleri olarak. Hele ki sosyal medyanın ön plana çıkardığı ve takipçi sayısına göre referans kabul edilen anneler var ki bir de onların dedikleri zaman zaman hekim önerilerinin bile önüne geçebiliyor. Başkan bir annenin deneyimi ile besleniyoruz resmen. Olumlu hikayeleri dinlemek bir nebze rahatlatsa da olumuz hikayelerde şükür bende yok diye bir yandan sevinirken diğer yandan kaygılanıveriyoruz birden.
Her hasta çocuk haberinde kendi çocuğumuzu yokluyor, yaşıtlarının gelişimi ile gelişim takibi yapıyoruz. En önce yürüyen, en önce diş çıkaran ya da okuma yazmayı en önce öğrenen çocukla kıyaslayıveriyoruz biricik evladımızı. Oysa yapmamız gereken sadece kendi ay/yıl dönemi gelişim özelliklerine göre takip etmek iken başkalarının çocukları referans oluveriyor birden.
Sevgili anneler lütfen tıpkı çocuğunuz gibi ebeveynliğinizin de biricik ve özel olduğunu lütfen unutmayın.
Başkaları ile kendinizi ya da evladınızı kıyaslamak ve mükemmel olmak için çabalamak yerine elinizden geleni yaptığınızdan emin olun yeter.
Çocuğunuzun gelişim dönemi özelliklerini bilin ve takip edin. Gelişim dönem özelliklerini sergiliyor ise bir başkasının çocuğunun artı ve eksileri ile ilgilenmeyin.
Çocuğunuzu anlamak için çabalayın çünkü her çocuk bambaşkadır ve bir diğeri için işe yarayan teknikler sizin için geçerli olmayabilir.
Lütfen koşullanmak yerine kendinizi ve çocuğunuzu tanımaya vakit ayırın.
Unutmayın çocuklarınız sizin mükemmel ebeveynler olmanızı beklemiyor. Çocuğunuzun yanında olmanız, ona gerçek anlamda koşulsuz sevgi sunmanız, anlamaya çalışmanız ve zaman ayırmanız tek yapmanız gereken şey. Mükemmel değil yeterince iyi ebeveyn olmak, çocuğunun ihtiyacını bilmek ve ne kendinizi ne de çocuğunuzu kıyaslamamak esas mesele. Zira o süper mom’ların pek çoğunun ekran arkası kamera kayıtlarını görseniz bence kendinizle gurur duyardınız. Sokakta imrendiğiniz, sizin yanınızda “mükemmel” olan anne babaları bir de çocuklarından dinleme fırsatınız olsa belki de çocuğunuza sımsıkı sarılır ve “ben ne güzel ebeveynim” derdiniz.
Inanın çok zor değil. Tek yapmanız gereken kendiniz olmak, çocuğunuzu tanımak ve birlikte keyifli vakit geçirip iletişim kurmak. Oyunlarına katılmak, doğru zamanda doğru sınır koymak. Çok para harcayarak; bol oyuncak, marka kıyafet alarak ya da süslü mekanlarda ekranlara poz vererek ama çocuğu iç dünyasında yalnız bırakarak “mükemmel ebeveyn” olmak mümkün değil. Ayrıca tekrar vurgulamak isterim ki çocuğunuzun mükemmel ebeveyne değil kendisini ve çocuğunu kıyaslamayan, kaygılardan arınmış “yeterince iyi bir ebeveyne” ihtiyacı var.