Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, İsviçre’ye düzenlediği ziyaret kapsamında Cenevre kentinde düzenlenen Asya Parlamenter Asamblesi (APA) Koordinasyon Toplantısı'na katıldı. APA Dönem Başkanı sıfatıyla toplantının açılış konuşmasını yapan Yıldırım, “Dünya üzerinde yaşanan belirsizlikler, diğer coğrafyalarda olduğu gibi Asya’yı da çok etkiliyor. Günümüzde sorunlar küresel bir nitelik kazanmış vaziyette. Herkes bir yerde sorun varsa ondan az veya çok etkileniyor. Terör, aşırı eğilimler, bölgesel krizler, yasa dışı göç, kalkınma farklılıkları, yoksulluk, insani krizler dünya gündeminin değişmez maddeleri haline geldi” dedi.
Dünyanın sorunlara birlikte samimiyetle çözüm aramak mecburiyetinde olduğunu söyleyen Yıldırım, “Bugün ertelediğimiz görmezden geldiğimiz sorunlar yarın mutlaka kapımızı tekrar çalacak. Bu sefer tekrar daha da ağırlaşmış bir şekilde bu sorunlarla yüz yüze geleceğiz. Bu noktada parlamenter diplomasinin gücünü göz ardı edemeyiz. Aramızdaki işbirliği, karşılıklı anlayışı güçlendirerek bu diyalogları sürdürmeliyiz” diye konuştu.
Türkiye’nin girişimci ve insani yaklaşıma sahip bir dış politikaya sahip olduğunun altını çizen Yıldırım, bunun en somut örneğinin Suriye olduğunu belirterek, Suriye’de 8 yılı bulan iç savaşın milyonlarca insanın ülkelerinden göç etmesine neden olduğunu söyledi. Yıldırım, “Uluslararası toplum, özellikle Birleşmiş Milletler burada ne yazık ki beklenen varlığı gösterememiş. Biz, İran, Rusya ile birlikte buradaki kanayan yaranın durdurulması çözümün bulunması için çok ciddi gayret gösterdik” dedi.
Yakın çevrede, uzak ülkelerde meydana gelen çatışmalarda ortaya çıkan sorunlar karşısında sorumluluğun ortak olduğunu söyleyen Yıldırım, “İnsanı yaşat ki dünya yaşasın anlayışıyla dış politikamızın hedefinde insan olduğunu her zaman ifade ediyoruz” şeklinde konuştu.
Günümüzde hiçbir ülkenin, hiç kimsenin tam olarak kendisini güvende hissedemediğini ifade eden Yıldırım, “İstanbul ne kadar güvenliyse Londra da o kadar güvenlidir, Kahire ne kadar güvenliyse Washington da aynı şekilde güvenlidir. Küresel terör sınır tanımıyor, ülke tanımıyor” dedi.
“Dünyanın her bir köşesini güvenli hale getirebiliriz” diyen Yıldırım, “Kurtulmamız gereken en önemli sorun ve en başta gelen sorun terördür. Terör belasını insanlığın gündeminden düşürmemiz gerekiyor. Ne yazık ki dünyada terörde bile bir çifte standardın varolduğunu görüyoruz. Çoğunlukla İslamist terörist diye terör tanımlarının yapıldığına şahit oluyoruz. Terörün dini de, etnik kökeni de, inancı da olmaz. Mensubiyeti farketmeksizin bütün teröristler insanlığın düşmanıdır” diye konuştu.
Türkiye’nin terör nedeniyle 40 yıla yakın bir süredir büyük bedel ödediğini vurgulayan Yıldırım, “Daha geçtiğimiz yıllarda Suriye’de Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatı ile hem DEAŞ, PKK-PYD-YPG gibi örgütlere ciddi anlamda darbe vurulmuş, orada yaşayan insanların hayatı teminat altına alınmıştır. Aynı zamanda Suriye’de 900 kilometreyi aşan sınırımızın belirli bir kısmı emniyet altına alınmıştır” dedi.
Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazı ülkeler, terörle mücadelede teröristlerle işbirliği yapmaktan geride durmuyor. Örneğin Amerika Birleşik devletleri, YPG ve PYD ile DEAŞ’la mücadele için bir ittifak kurmuştur. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçmelidir ve terörle iş birliği değil terörün başını ezmek için ülkeler daha fazla biraya gelmelidir.”
Türkiye’nin son yıllarda yüzleştiği diğer büyük bir olayın FETÖ darbe girişimi olduğunu belirten Yıldırım, “Halkımız bu alçak girişime karşı cesurca direnmiş, yüzlerce insan şehit olmuş, binlercesi yaralanıp gazi olmuştur. Ne yazık ki müttefik olduğunu düşündüğümüz bir ülke, bu terörün başını kendi ülkesinde barındırmaya devam etmektedir” diye konuştu.
Bölgesel krizlerin çözümünün ülkelerin dış politikalarının önceliği olduğunu söyleyen Yıldırım, “Suriye’de krizin sona erdirilmesi, Irak’ta DEAŞ tahribatından sonra Irak’ın yeniden imar edilmesi çalışmalarını hızlandırmak gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin Fırat’ın batısından Akdeniz’e kadar terör kuşağını ortadan kaldırdığını ifade eden Yıldırım, o bölgelere şuana kadar 400 bin Suriyeli’nin döndüğünü ve normal hayatına başladığını söyledi. Asya’da diğer kanayan yaranın da Bangladeş'de bulunan Rohingya Müslümanlarının durumu olduğunun altını çizen TBMM Başkanı Yıldırım, “Malum Myanmar hükümeti orada bir etnik temizlik yapmıştır. Milyonlarca insan ülkelerinden topraklarından zorla çıkarılmıştır. Biz Türkiye olarak oraya da elimizi uzattık. Onların sesini de küresel anlamda duyurmak için Asya Parlamenterler daha fazla gayret göstermelidir” dedi.
Antalya’da 8-11 Ekim tarihleri arasında 700’e aşkın katılımcının iştirak ettiği Avrasya Meclis Başkanları Toplantısı'nda ticaret alanında yaşanan olumsuz gelişmeler, özellikle korumacı eğilimler, ekonomik yaptırım ve kısıtlamaların egemen paralar üzerinden diğer ülke ekonomilerine baskı kurma gayretlerine dikkat çekildiğini ifade eden Yıldırım, “Bu bağlamda İran-Amerika arasındaki yaşanan kriz ve Amerika’nın tek taraflı kural tanımaz aldığı kararlarla çoklu anlaşmayı bozması bir dizi ambargo tehdidini ortaya koyması kabul edilemez bir durumdur. Tek başına alınan yaptırım kararlarına herkesin uymasını beklemenin hem uluslararası hukuka de etik değerlere aykırı olduğunu açıkça ifade ettik. Bu anlamda uluslararası ticarette Dünya Ticaret Örgütü kurallarına uyulması gerekliliğini, ulusal paralarla ticaretin teşviki konusunu özellikle bu toplantıda bir bildiriyle dünya kamuoyu ile paylaştık” şeklinde konuştu.