Türkiye’nin kendi insanına güvenmesi gerektiğin söyleyen Yıldırım, “Düne kadar İHA’ları bize vermiyorlardı. Şimdi dünyanın en gelişmiş İHA’larını SİHA’larını biz yapıyoruz. Hakkımız olan uçaklarımızı vermemek için çeşitli bahaneler yapıyor. Utanmasalar Türkiye’nin anahtarını isteyecekler. Biz yaparsak en güzelini yaparız. İşte şimdi onu yapıyoruz" dedi.
Programda konuşan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, yeni eğitim yılının hayırlı uğurlu olmasını dileyerek, “Yavrularımız sevdikleri öğretmenlerine, okullarına bugün tekrar kavuştular. Birazdan öğrenciler sınıfa girecek, yeni kitapları ile buluşacak ve derslerine başlayacaklar. İnşallah kendilerine, ailelerine, milletimize ve bütün insanlığa faydalı gençler olmak için çok daha fazla çalışacaklar” diye konuştu.
Öğretim yılının açılış programının gerçekleştiği Semiha Yıldırım İlk okulu’nun eşinin adını taşıdığını hatırlatan Meclis Başkanı Yıldırım, “Semiha hanım tebeşir tozu yutmuş emekli bir öğretmen. Onun zamanında akıllı tahtalar yoktu, kara tahta vardı, tebeşir tozu vardı. O bugüne kadar zor şartlarda binlerce öğrenci yetiştirdi. Allah nasip etti, adına bir okul yaptırma bahtiyarlığına da eriştim” ifadelerini kullandı.
'ELİNİZDEN NE GELİYORSA MUTLAKA YAPTIRIN'
Türkiye’deki iş adamlarına da çağrıda bulunan Yıldırım, “Ülkemizde birçok hayırsever vatandaşımız var. Son 16 yılda hayırsever vatandaşlarımız yüz binlerce ifade edilen sınıf yaptılar. O hayırseverler yaptıkları eserlerle gençlerimize coğrafyamıza hayat verdiler. Ben burada bu öğretim yılı açılışı vesilesiyle bütün vatandaşlarımıza, hali vakti yerinde olan iş adamlarımıza bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Okul sağlık ocağı, hastane, köprü, çeşme, elinizden ne geliyorsa mutlaka yapınız. Çünkü dünyanın malı dünyada kalıyor. Bir de başbakanlığımız döneminde bir yasal düzenleme yaptık. Okul yapan, hastane yapan, sağlık ocağı yapan, ibadethane yapanlar bütün yaptıkları bu eserler için KDV ödemeyecekler. Onun için elinizde varken eser yapmayı, geleceğe yatırım yapmayı ihmal etmeyelim” şeklinde konuştu.
Konuşmasında öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Yıldırım, “Bizler dün sizin bulunduğunuz sıralardan geçtik. İstiklal marşımızla ders başı yaptık. İstiklal marşımızla tatile çıktık. Bizim zamanımızda okullar sobalıydı. Sizin kadar şanslı değildik. Hatta okula giderken defterlerimizle beraber odunumuzu da götürürdük. Sobanın yakılmasını nöbetleşe yapardık. Ama bütün bu zorluklara rağmen okulu severdik, okulumuzu tertemiz tutardık. Yarın sizler de nöbeti devralacak, hepimizin iftihar ettiği pırıl pırıl gençler olarak bizlerin yerini alacaksınız. Az önce bir yavrumuzla Ahmet Bayoğlu ile sohbet ederken ne olacaksın diye sordum ‘robot yapacağım’ dedi. ‘Niye yapacaksın robotu Ahmet’ dedim. ‘Teröristlere karşı askerlerimizi korumak için robot yapacağım’ dedi. İşte bizim ihtiyacımız olan gençlik bu. Hem insan hayatının kutsal olduğunu biliyor, hem de güvenliğin bir ülkenin istikbali için olmazsa olmaz olduğunu biliyor” dedi.
'SEMİHA HANIM HASTALANDI, OKULA BEN GİTTİM'
Yıldırım konuşmasında eşi Semiha Yıldırım ile bir hatırasını da paylaşarak şunları söyledi:
“Ben mühendislik, yöneticilik, bakanlık, başbakanlık yaptım. Ben her şeyden önce bir öğretmen eşiyim. Öğretmenlere her zaman gıpta ederim. Her zaman büyük saygım var. Bana göre öğretmen insan yetiştirme sanatıdır. Kutsal bir mesleğiniz var. Evliliğimizin ilk yıllarında öğretmen Semiha hanım ile bir hatıramız var. Ben daha o zaman İTÜ’de öğrenciyim. Kendisi ilkokul öğretmeni. İlkokul 1. sınıf öğrencileri yetiştiriyor. Bir gün hasta oldu okula gidemedi. Öğrencileri de aklında çıkmıyor. Bana dedi ki ‘sen bugün benim yerime git, sınıf boş kalmasın’. Ben de tabii okula gitmek değişiklik olur diye koşa koşa gittim. Sınıfa girdim göz gözü görmüyor. Sıralar üzerinden atlayanlar, bir iki bağırdım çağırdım oralı olmadılar. Şaşırdım kaldım. Beni yok farz ediyorlar. Baktım olacak gibi değil. İlk gördüğüm çocuğu elimle kavradım havaya kaldırdım. Sınıfta tam bir sessizlik hakim oldu. Herkes olduğu yerde oturdu. Dersi bitirdik geldik hanım okula gidince müdür bey davet etmiş. ‘Hoca hanım sen hasta olunca dersler boş geçsin hiç beyini gönderme’ demiş. Öğrenci yetiştirmek ayrı bir şey. Herkes öğretmen olamaz. Sabır abidesi olmanız lazım. O insanlara, o yavrulara onları korkutmayacak, yıldırmayacak, yerine göre ana baba şefkati gösterecek insanlar öğretmenler.”
Eğitim sistemine verilen önemi vurgulayan Yıldırım, “Eğitim bizim milli davamızdır. En güçlü savunma yetişmiş insan gücüdür anlayışın benimsiyoruz. 2002 yılından itibaren eğitime ayrılan bütçe savunma bütçesinin önüne geçmiştir. 16 yıllık süre içinde sadece eğitim alt yapısına okullara kitaplara ve insan kaynağına 60 milyar TL üzerinde yatırım yaptık. Bugün dünyada Birleşmiş Milletler’ni 190 dan fazla ülkesi var. Bu ülkelerin 3 te 2 sinden fazla bizim sadece öğrencimiz var. Zira ülkemizde halen 18 milyona ilkokul ortaokul okul öncesi ve lisede eğitim göre öğrencimiz var. Bu sayıya yaygın öğretimi de kattığımızda 25 milyon üzerine çıkıyoruz” açıklamalarında bulundu.
'UTANMASALAR TÜRKİYE'NİN ANAHTARINI İSTEYECEKLER'
Türkiye’nin kendi insanına güvenmesi gerektiğin söyleyen Yıldırım, “Düne kadar İHA’ları bize vermiyorlardı. Şimdi dünyanın en gelişmiş İHA’larını SİHA’larını biz yapıyoruz. Hakkımız olan uçaklarımızı vermemek için çeşitli bahaneler yapıyor. Utanmasalar Türkiye’nin anahtarını isteyecekler. Biz yaparsak en güzelini yaparız. İşte şimdi onu yapıyoruz. Artık kendi helikopterimizi yapıyoruz, İHA’ımızı, SİHA’mızı yapıyoruz. Savunma sanayimizde bağımlılığı ortadan kaldırıyoruz. Hepsini yerli ve milli imkanlarla Türk insanın alın teriyle yapıyoruz. Birbirimizi daha çok seversek, daha çok birlik olursak birlikte Türkiye olursak bize kimse zarar veremez. Bizde bilgi var, basiret var, gönül zenginliği var. Gençlerimizde çocuklarımızda enerji var. Büyük gururla ifade etmek isterim ki biz büyü bir medeniyetin evlatlarıyız. Gittiğimiz yere adalet götürdük, ahlak götürdük. İnsanlığın bu günlere gelmesinde büyük emeklerimiz oldu. Eğer çocuk ve gençlerimizi daha iyi yetiştirerek kendimize inanırsak, sesimizi dünyaya daha gür şekilde ulaştırırız. Başarmanın şartı inanmaktır. İnanıyoruz o halde başaracağız. Sadece vazgeçenler kaybeder. İnat edeceğiz, ısrar edeceğiz, mutlaka başaracağız” diye konuştu..
'ZAYIFI OLMAYAN ÖĞRENCİ YAVAN ÖĞRENCİ DEMEKTİR'
Program sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Binali Yıldırım, “Ben etliye sütlüye karışmayan bir öğrenciydim. Sakin, ortadan biraz fazla, fena değil. Ara sıra teşekkür, takdir alırdım ama zayıfım olduğu zamanlar olurdu. Zayıfı olmayan öğrenci yavan öğrenci demektir. Zayıf olacak, düzelteceksin, sonra devam edeceksin. İlk zamanlar olurdu zayıf ama sonraları hiç olmadı. Her zaman bütün aileler gibi benim ailemde ’Her şeyini alıyoruz, okula gidiyorsun zayıf getiriyorsun, Tekrar okula göndermeyeceğiz’ derlerdi, ama gönderirlerdi” dedi.
"DAHA FAZLASINI HAK EDİYORLAR"
Yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olması temennisinde bulunan Binali Yıldırım,” Ülkemiz büyük bir ülke. Gençliğimizle, evlatlarımızla gurur duyuyoruz. Ülkemizin geleceği, barışı, güvenliği için gençlerimiz yavrularımız için ne yatırım yaparsak daha fazlasını hak ediyorlar. Bizler Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bütün bakanlarımız meclis olarak eğitimin kalitesinin daha artması, çağdaş evrensel değerlerin öğretilmesi için canla başla çalışmaya devam ediyoruz. Devam edeceğiz” dedi.
Kendi adını taşıyan okulda yeni bir eğitim öğretim dönemi açılışında bulunmanın kendini mutlu ettiğini belirten Semiha Yıldırım ise,” Gurur verici bir şey, eşime ve çocuklarıma çok teşekkür ediyorum. Beni gururlandırarak öğretmenler günü hediyesi olarak armağan ettiler bu okulu, buda beni çok mutlu ediyor“ dedi.