Hatalı kozmetik işlemler ve kişiye özgü uygulamaların yerine, her yüzde aynı estetik müdahalelerin yapılması, yapay görünümlü ve birbirine benzeyen yüzlere neden oluşuyor. Magazin dergileri ya da sokakta her gün karşılaşılan birbirine benzeyen estetik uygulanmış yüzler kozmetik işlemlere önyargıyı da beraberinde getiriyor.
Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Selma Salman, hatalı kozmetik uygulamalar ve olması gerekenler hakkında bilgi verdi:
"YÜZ ORANTILARINA DİKKAT EDİLMELİ"
"Ön hazırlık gerektirmeyen ve poliklinik ortamında yapılabilen ameliyatsız yüz gençleştirme teknikleri gün geçtikçe estetik ameliyatların yerini almaktadır. Hızlı iyileşme ve komplikasyon riskinin daha az olmasının yanında maliyetinin de daha düşük olması nedeniyle toplumun birçok kesimini ameliyatsız minimal girişimsel tekniklerden faydalanmaktadır. Yıllar içinde oluşan değişimlerin restore edildiği yüz estetiğinin aynı zamanda yüz orantılarının da düzeltildiği bir işlem olduğu unutulmamalıdır. İşlemi yapan uzmanın yüz anatomisi ve estetiği hakkında fikir sahibi olması gerekmektedir. İdeal bir yüzde burun, dudak, çene ucu ve yanaklar gibi yüz yapıları uyum içinde olmalıdır. Olması gereken oranların dışına çıkıldığında yapay görünüm ortaya çıkar.
"HER YÜZE AYNI İŞLEM AYNI SONUCU VERMEYEBİLİR"
Uygulamayı yaptırmak isteyen kişinin duyuma dayalı bilgilerle ısrarcı olması yüzünden kişisel özellikler göz ardı edilerek yapılan aşırı kaş kaldırma gibi uygulamalar şaşkın yüz ifadeli ve birbirine benzeyen yüzler oluşmaktadır. Kozmetik işlem için başvuran kişinin, uygun olup olmadığını bilmeksizin işlem yaptırmasının önüne geçebilmek adına öncelikle beklentilerin iyi anlaşılması gerekmektedir. Beklentilerin netleştirilmesinden ardından kişisel özellikler ve farklılıkların korunması göz önünde tutularak yüzün anatomik oranlarına da uyarak şekillendirme sağlanmalıdır. Uygulama için başvura kişilerin gerçekten ihtiyacı olan işlemi yüz orantısını bozmadan, ihtiyacı karşılayacak ve en doğal görünümü oluşturacak miktarda yapılmalıdır.
"UYGUN DOZ AŞILMAMALI"
Deri yaşlanmasının en önemli klinik özelliğinden biri kırışıklıktır. Derinin yıllar içinde incelmesi güneş maruziyeti ve sigara gibi dış faktörlerin etkisi ile hızlanmaktadır. Ayrıca yüzde mimik ve kaşların çokça kullanılması da kırışıklıkların oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Kırışıklıklardan kurtulmak için kullanılan botox uygulaması doğru uygulandığı zaman olumlu sonuç vermektedir. Kas içine enjekte edilerek uygulanan botox işlemi sayesinde kas kasılmasını sağlayan olayların meydana gelmesi engellenmektedir. Enjekte edilen kasın kasılmasında geçici azalma yaşanmasıyla kırışıklıklar düzeltilmektedir. Uygulama sonrasında minik kaslar daha az oranda kullanılacağından yeni kırışıklık oluşumunun da önüne geçilmektedir. Gereğinden fazla doz kullanımı minik kasların tam felcine neden olmaktadır. Bunun sonucu da ifadesiz yüz görünümü ortaya çıkmaktadır. Doğallığı kaybetmemek adına botoks uygulamalarında minik kasların çalışmasını azaltılırken tamamen durdurulmasının önüne geçmek gerekmektedir.
"DOLGU UYGULAMASI ABARTILMAMALI"
Cilt altında bulunan ve cilde destek sağlayan bağ dokusu yılların etkisiyle azalmaktadır. Su tutma özelliğiyle deriye parlaklık ve nemlilik sağlayan bağ dokusunun azalmasıyla ciltte sarkmalar meydana gelmektedir. Poliklinik ortamında rahatlıkla yapılabilen dolgu uygulamalarıyla ciltte oluşan sarkmalar ve kırışıklıklardan kurtulmak mümkündür. İğne yardımıyla cildin altına yapılan ve 8-12 ay kalıcılığı olan dolgu uygulamalarıyla alın, kaş arası, dudak kenarı ve yanaklardaki sarkmalar ile gözaltı çöküklüklerinden kolaylıkla kurtulmak mümkündür. Gereğinden fazla dolgu kullanmak yapay görünüme neden olabilmektedir. Bu noktada uygulamayı yapan uzmanın başvuran kişiye işlem dozları hakkında bilgi vererek yönlendirmede bulunması gerekmektedir. Yüzün estetiği ile doğallığını bozmayacak en uygun miktarda ve yeterli dozda uygulama yapılması doğal sonuçlar vermektedir."