Z kuşağının seçim sonuçlarına etkisini ele alan bir çalışma sonuçlarını bir makalede toparlayan Kamu Yönetimi Veri Analisti ve Doktorant Filiz Aydın Koç, teknoloji çağında doğmuş ve büyümüş Z kuşağının dijital platformları kullanma, dijital ortamlarda geçirdikleri sürenin uzun olması nedeniyle özellikle siyasi partilerin genç seçmenlerin oy verme davranışına etki edebilmek adına gözle görülebilir çaba gösterdiklerinin görüldüğünü ifade etti.
Z kuşağının oy verme davranışları hakkında değerlendirmeler yapan Koç, söz konusu makalesinde, “Z kuşağı olarak adlandırılan seçmenler üç farklı etki altında oy kullanmaktadır. Bunlar; içinde bulundukları sosyolojik etkiler (referans grup), ikincisi sosyolojik ve psikolojik yani duygusal etkiler (taraftar), üçüncü olarak da rasyonel olarak fayda-maliyet değerlendirme sonuçlarıdır. Sosyolojik etkilerle oy kullanma sürecinde sosyal medya, politik grupların etkisi görülmez iken içinde bulundukları çevre/referans gruplar önemli etkendir.
Sosyal ve psikolojik oy verme davranışında ise aile, yakın çevre, sosyal medya ve referans grupların etkisi görülmektedir. Burada belki de en dikkate çekici grup, rasyonel oy verme davranışı göstermesi beklenen gruptur. Bu grup maliyet-fayda ilişkisi üzerinden oy verecek olup, bu gruba politik etkiler, sosyal medya, referans gruplar etki edememektedir. Yapılan pek çok araştırmaya göre ise tüm seçmen grupları içinde yüzde 60-70 oranları arasında halen sosyolojik olarak oy verme davranışını gerçekleştirmektedir. Yıllara göre bu oran yüzde 70’lerden yüzde 60’lara doğru gerilese de halen aile, içinde yaşanılan bölge ve sosyal çevre seçmenin oy davranışını belirlemektedir. Z kuşağının ise daha fazla sosyolojik ve psikolojik etkiler altında oy kullanma eğiliminde olduğu söylenebilir. Yüzde 60-70 sosyolojik oy verme davranışının olduğu ülkemizdeki bu orana Z kuşağı da dahildir." değerlendirmesini yaptı.
Z kuşağının genel seçmenden farklı olarak taraftar mantığı ile ailesi, içinde bulunulan, yaşanılan çevre ve sosyolojik etkiler altında oy kullanacağı düşünüldüğünde bu oranın bir miktar azalacağının düşünüldüğünü belirten Koç, "Ancak oy verme davranışı dışında ülkemizde genç kuşaklar farklı bir birikim ve dinamizm içinde eleştirel yönleri keskin, güçlü bir şekilde ve ne yazık ki adalete, politikacılara, siyasete, güvenlik kuvvetlerine dahi, ekonomik yapıya, sosyal düzene ve kendi geleceklerine ilişkin güven duymayan, geleceğe umutla bakmayan ve bunu yoğun şekilde yaşayan genç kuşaklar olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda politika yapıcılar, karar vericiler ve uygulayıcılar dijital gelişim sayesinde rasyonelliğin, şeffaflığın ve görünürlüğün yükseldiği günümüzde Z kuşağının farklıklarını, tercihlerini, beklentilerini bilimsel yöntemlerle belirleyerek ancak uyumlu ve gerçekçi politikalar üreterek, umut ve güven aşılayabilirler” açıklamasında bulundu.