KESK üyesi kamu çalışanlanlarına ihraç, sürgün ve cezalarına ilişkin rakamlar veren Altıok, özellikle İzmir'de KESK üyelerine karşı özel bir uygulamanın söz konusu olduğunu belirtti.
FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve ardından açığa alınan kimi müfettişlerin KESK üyelerinin ihracı için rapor hazırladığını ve yeniden göreve döndüğünü söyleyen Altıok, "Burada derin bir çelişki söz konusudur." dedi.
İşte o açıklama
15 Temmuz darbe girişiminden 5 gün sonra Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) vatandaşlarımızın gündelik yaşamına etki etmeyecek, vatandaşlarımız bunu hissetmeyecek söylemleriyle uygulamaya geçirilmiştir. Ancak 6. ayına girecek olan OHAL uygulamaları gösterdi ki, OHAL’in sağladığı hukuki olanaklar yalnızca darbe girişimi ve darbecilerle değil toplumun tüm katmanlarından muhaliflere yönelik kullanılmıştır.
Türkiye’nin en köklü kamu emekçileri sendikası olan KESK ve ona bağlı sendikalar bu sürecin ağır bedelini ödemiştir. KESK ve sendikal mücadele ağır faşizm uygulamalarının altında ezilmek istenmiştir. Sendikal haklar kriminalize edilmiş, örgütlenme hürriyeti ayaklar altına alınmıştır. Sendika üye ve yöneticileri binlerce idari soruşturmaya, yüzlerce adli soruşturmaya maruz kalmıştır. 15 Temmuz sonrası 11 bin 711 KESK üyesi açığa alınmıştır. Açığa alınanlardan 490’ı ihraç edilmiş, 529’u halen açıkta beklemektedir. Yine 15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL ile birlikte yayımlanan KHK’lar ve Yüksek Disiplin Kararları ile bugüne kadar 2 bin 522 KESK üyesi ihraç edilmiştir. AKP iktidarı eski ortağı ile mücadele adına ilan ettiği OHAL ile sendikal mücadeleyi ve kamu emekçilerini hedefine almıştır.
Bu noktada İzmir’e özel bir anlam yüklendiği ve özel olarak baskı altına alınmak istendiği ifade edilebilir. İzmir’de 29 Aralık 2015 KESK grevinden bugüne aralarında yöneticilerin de olduğu çok sayıda kamu emekçisi açığa alınmış, KHK’larla 7’si Ege Üniversitesi akademisyeni 70 KESK üyesi ihraç edilmiştir. Ayrıca çok sayıda öğretmen, sendikanın almış olduğu iş bırakma eylemine katıldığı için bu soğuk kış günlerinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından il içi ve iller arası olmak üzere sürgün edilmiştir. Yine çok sayıda sürgün cezası verildiği fakat henüz tebliğ edilmediği bilgisi bize ulaşmıştır. Bu noktada şunu hatırlatmak isterim ki İstanbul 2. İdare Mahkemesi 2016/2594 sayılı kararıyla 29 Aralık grevine katılan kamu emekçilerine ceza verilemeyeceğini hükmetmiştir. Mahkeme grevi sendikal hak olarak onaylamıştır. İdari cezalar sendikal faaliyeti engelleme suçu oluşturmaktadır ve altında imzası bulunan tüm yetkililer suç işlemektedir. Buna rağmen idari soruşturmalar devam etmektedir. İdari soruşturmaların yanında bir de adli soruşturmalar sürmekte, binlerce kamu emekçisi hukuk devleti ayaklar altına alınarak potansiyel suçlu ilan edilmektedir. İzmir Kemalpaşa’da 25 Ocak 2017 sabahı evleri basılarak gözaltına alınan 17 öğretmen bu akıl dışılığın son örneği olmuştur. Sabit adresli devlet memurları sendikal faaliyetlerinden dolayı sabahın 05:00’inde evleri basılarak gözaltına alınmış ve halen gözaltında tutulmaktadır. Daha önce de aynı soruşturma çerçevesinde KESK üyelerinin ifadesi alınmış fakat Kemalpaşa Cumhuriyet Savcılığının yaptığı gibi sabahın 05:00’inde kimse gözaltına alınmamış, birer suçlu gibi evleri aranmamıştır.
Neden İzmir’de KESK üyeleri ısrarla onar onar, yüzer yüzer soruşturmaya maruz kalmakta, aylıktan kesme cezası ve sürgünlerle cezalandırılmakta, KHK’larla ihraç edilmekte ve son olarak sabahın 05:00’inde evleri basılarak gözaltına alınmaktadır? Neden bu süreç İzmir’de çok daha ağır sürdürülmektedir? 29 Aralık greviyle ilgili ihraç talebiyle rapor hazırlayan müfettişlerin bir bölümünün FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alındığı bilgisi daha önce basına yansımış, bizlere de bu bilgi ulaşmıştı. Öğrenebildiğimiz kadarıyla bu müfettişlerden bazıları yeniden göreve dönmüş ve soruşturmalar yürütmektedir. Burada derin bir çelişki söz konusudur.
Devlet işlemez hale gelmiş, kamu düzeni bizzat kamu yöneticilerinin keyfi uygulamaları marifetiyle çökmüştür. Bu da yetmezmiş kamu çalışanları sendikal faaliyetlerinden dolayı potansiyel suçlu ilan edilip onca yıllık emekleri yok edilmiştir. Bu çerçevede İzmir Valiliği’nin ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hukuk devleti ilkeleri sınırları içerisinde hareket etmesi gerektiğini hatırlatıyor, Kemalpaşa’da gözaltında bulunan KESK/Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin bir an önce serbest bırakılması çağrısını yineliyoruz.
Zeynep Altıok Akatlı
CHP Genel Başkan Yardımcısı
İzmir Milletvekili