Altıok açıklamasında, küresel kapitalizmin 'Yeni Dünya Düzeni'nin küresel terör tehdidi ile Trump, Putin ve Erdoğan gibi anti demokrat otoriter liderler ürettiğini vurguladı. Barışın ancak sol bir iktidarla mümkün olabileceğini belirten Altıok, ''Her şeye rağmen umutluyuz. Çünkü “Başka bir dünya mümkün” diyerek liberalleşen, sağcılaşan, kendisi olmaktan çıkan İşçi Partisinin yeniden yapılanmasında umut ışığı olan Jeremy Corbyn var İngiltere’de. İşçilerin, ezilenlerin, ötekilerin, gençlerin ve barışın sesi olmayı başaran genç lider Aleksis Çipras var Yunanistan’da.'' dedi.
Altıok'un açıklamsında şu ifadelere yer verildi:
Küresel kapitalizmin “Yeni Dünya Düzeni” içerisinde Venezüella’dan Suriye’ye, İstanbul’dan Londra’ya tüm insanlık her gün ölümle uyanıyor. Neo-liberal sistemin gelir dağılımında yarattığı sosyal adaletsizlik, Avrupa’da göçmen ve mülteci karşıtlığı üzerinden radikal milliyetçi akımları beslerken; Batının Ortadoğu’ya yönelik emperyalist müdahaleleri ise İslam coğrafyasındaki radikal dinci düşünceyi tetikliyor. Bu ikili şiddet sarmalının ürettiği siyasal iklim ise Trump gibi, Putin gibi, Erdoğan gibi anti demokrat ve otoriter yeni siyasi lider tipolojisi üretiyor. Artık insanlık, hem radikal unsurların küresel terör tehdidi hem de otoriter liderlerin anti demokratik uygulamalarıyla karşı karşıya. Barışı, evrensel hukuku, insan haklarını ve özgürlükleri savunanların sesi gittikçe kısılıyor. Dünya, soğuk savaş sonrası Atlantik-Avrasya hattı üzerinden yeniden kutuplaşırken, bir anlamıyla ikinci paylaşım savaşı öncesinin o karanlık dönemini yeniden yaşıyor.
İstatistiklere göre, son on yıl içinde tüm dünyada silaha harcanan para yüzde 14 oranında artmış durumda. Bu, daha az beslenme, daha az sağlık, daha az eğitim; karşılığında daha fazla mülteci, daha fazla ölüm ve daha fazla çevresel felaket demektir. ‘Barış’ küresel bir sorundur ve çözümü de küresel olmak zorundadır. Bunun için dünyanın her yerinde ekonomik olarak ezilen, kimliği, inancı, cinsel tercihi ve yaşam tarzından dolayı öteki hisseden tüm kesimlerle; özgürlükçü, anti-kapitalist, ekolojist ve küresel bir mücadele örgütlenmelidir. Ezilenlerin ve ötekilerin dayanışarak mücadele etmesinden başka çaremiz yok!
Her şeye rağmen umutluyuz. Çünkü “Başka bir dünya mümkün” diyerek liberalleşen, sağcılaşan, kendisi olmaktan çıkan İşçi Partisinin yeniden yapılanmasında umut ışığı olan Jeremy Corbyn var İngiltere’de. İşçilerin, ezilenlerin, ötekilerin, gençlerin ve barışın sesi olmayı başaran genç lider Aleksis Çipras var Yunanistan’da. Tüm alternatif sol, sosyalist, komünist gurupları ve LGBTİ bireyleri, göçmenleri, çevrecileri antikapitalist söylemiyle birleştiren solun yeni idolü Jean Luc Melenchon var Fransa’da. Yeni kıtanın ezberlerini bozan “Demokratik Sosyalist” Bernie Sanders var Amerika’da… Solu sol yapan değerlerle, söylemlerle ve programlarla dünyanın her yerinde yeniden umut oluyorlar haksızlığa ve adaletsizliğe uğrayanlar için.
Dünyanın bu kaotik ortamında sesini duyurabilen, heyecan yaratan bütün sol partileri izliyor ve tüm demokratik muhalefeti, ezilenleri, ötekileri içine alarak yükselen bu yeni sol anlayışı önemsiyoruz. Biz de CHP olarak bunun ulusal çaptaki örneğini Adalet Kurultayında deneyimledik. Türk’ü, Kürt’ü, Roman’ı, Alevi’si, muhalif dindarı, Ateisti, LGBTİ bireyi, tarım işçisini, madenciyi, Sur’da evi yıkılanı, Kardeniz’de deresi Ege’de zeytini için mücadele eden köylüyü, KHK ile atılan akademisyeni yani tüm ezilenleri, öteki hissedenleri, adaletsizliğe uğrayanları bu mücadelenin bir paydaşı olarak Adalet Kurultayına çağırdık. Bu karanlıktan ortak bir akıl ile çıkalım ve ülkemize barışı tesis edelim diye. Ancak bu yaklaşımla ve birlikte bunu başarabiliriz. Barış sol bir iktidarla olur!