Doların yükseldiği ilk haftalardan itibaren, bırakın aldıkları, ellerindeki ürünlerin dahi fiyat etiketlerine zamları yüzde yüzlerin üzerinde koyan zincir marketlere boykot geliyor.
Sosyal medya hesaplarından başlatılan boykot çağrısıyla, 1 Ocak ile 5 Ocak arasında mecbur kalmadıkça, çok elzem olmadıkça, zincir marketlerden alış veriş yapılmaması yönünde vatandaşların çoklu sesi yükselmeye başladı.
Haklılar!
Her türlü zammı yapanı anlayışla karşıladık, yüzde yüzün üzerinde zam yapanı bile. Aman batmasınlar, biz kendimizi sıkarız gerekirse, alırız, ayakta dursunlar dedik ama onların aynı düşünceyi tüketici olarak bizim için taşıdıklarını hiç sanmıyorum.
Fiyatları yükseltirken market çalışanlarını harıl harıl etiket çalışması için çalıştıran market zincirleri, fiyatlar düşünce market çalışanlarını başka işlerle meşgul edip, etiketleri yüksek fiyatta yazılı unutmayı tercih ettiler.
Hele ki, o ucuzluk marketi adıyla binlerce şubesiyle, her mahalleye, her sokağa açılan A101 ve BİM yok mu?
Zaten kalitesi değişik, markası değişik mal satıyordunuz, bir de bunun üzerine fiyatı yüksek etiketleri çivilediniz.
Sizin vatandaştan yana bir derdiniz olmadığını, şube sayınız binleri bulunca gördük.
Önce, güzelim mahalle bakkallarımızın kapanmasına neden oldunuz, şimdi aynı mahallede yaşayan insanların canını almaya yelteniyorsunuz.
Bu yaptığınız ticaret değil, bu yaptığınız adalet değil.
Buradan devletin ilgili kurumlarına, belediyelerin ilgili birimlerine sesleniyorum, gidin marketlere, vatandaş gibi değil ama kanunla gidin, etiketlere bakın, sonra o malın markete geliş fiyatına bakın, arasında yüzde yüzden fazla fiyat farkı varsa, ceza da yazın, mala da el koyun.
Vatandaşın sizden şu aralar beklediği tek şey bu.
Farkındaysanız siz bunu, serbest piyasa ekonomisi hikâyesiyle yapmadığınız için vatandaş da serbest boykot eylemi yapmaya karar verdi.
Türkiye bir hukuk devleti!
Serbestçe her şeyin yapılabildiği bir ülke değil!
Adaletin terazisinin dengeden çıktığı anlarda, insanların temel ihtiyaçlarına gasp olduğu sırada, devletin ilgili kurumları, serbest piyasayı vatandaşları için denetlemek zorundadır.
Yoksa vatandaş seçim zamanı öyle bir denetim yapar ki, kullandığı oyu size kargoyla iadesiz gönderir.
‘Demokrasiye sahip çıkın, sandığa gidin’ diye bağırır durursunuz, ‘Serbest Demokrasi’ lafını yer kudurursunuz!