Hayatın iyi, güzel ve keyifli yanları olduğu gibi bazen de zorlayıcı, baş etmekte zorlanılan durumları olabildiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, “Bu zor durumlar iş kaybı, bir yakının kaybı veya bir hastalık gibi bireysel sorunlar olabildiği gibi bazen ekonomik sorunlar, deprem, doğal afetler gibi dış faktörlere bağlı toplumsal sorunlar da olabiliyor. Zor dediğimiz durumlar, gündelik hayatın doğal akışını bozan devam etmemize engel olan durumlardır. Aslında bu durumlarla baş etmek hepimiz için belli bir stres yaratır. Fakat yapılan araştırmalarda bazı kişilerin böyle zor durumlara karşı dayanıklı olduklarını görüyoruz. Buna psikolojik esneklik ya da psikolojik sağlamlık deniyor.” ifadelerini kullandı.
Bazı kişiler psikolojik anlamda yetenekli oluyor
İstenmeyen olumsuz şartlar ya da zor gibi görünen stresli olaylar ile mücadele etmede psikolojik anlamda bazı kişilerin daha yetenekli olduklarını ifade eden Parlak, “Bu kişiler psikolojik açıdan sağlıklı dediğimiz kişilerdir. Bizim içsel bazı yanlarımız vardır, ruhumuzda bir çocuk tarafımız vardır. Çocuk tarafımız her şey yerinde olsun, haz arayışında olsun ister. Herkes çocuk yönü ile dünyaya gelir. Bir bebek de diğer tüm canlılar gibi hayatta kalma, konfor ve haz alma üzerine dünyaya gelir. Fakat daha sonra toplumsallaşma süreci ile birlikte içinde doğduğumuz çevreye maruz kalınca, o kültürel çevreyi içselleştiriyoruz. O da bizim ebeveyn yönümüz oluyor.” dedi.
Sağlıklı yetişkin tarafımızı güçlendirmeliyiz
Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, sağlıklı yetişkin modu olan yetişkinlerin zor ve stresli durumları, beklenmedik olayları, ani değişimler, kişiyi bekleyen olumsuz ve istenmeyecek kötü sonuçları daha iyi yönettiklerini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Doğal afetlerde bazı kişiler duruma adapte olup hem kendisine hem çevredekilere yardım ediyorlar. Doğal afet mağduru olsa da çevreyi de kendisini de kontrol altına alıyor, afet bölgesinde travmaya girmiş insanlara da yardım ediyorlar. Bazıları ise psikolojik olarak çok etkileniyor, afet esnasında ne yapacağını bilemiyor. Benlik gücümüz zayıfsa çocuk yanımız daha ağır basıyor, zor koşulları aşamıyoruz. Ebeveyn durumumuz ağır geliyorsa kendimize karşı acımasız olabiliyoruz, zor durumu yönetemiyoruz. Yaşadığımız zor durumu yönetmek için ihtiyacımız olan şey sağlıklı yetişkin tarafımızı fark etmek ve onu güçlendirmektir.”
Gerçek çözümlere odaklanılmalı
Yetişkin tarafımız ile içimizdeki çocuğun duygularını bastırarak gerçek dışı çözümlere değil o an ihtiyacımız olan gerçek çözümlere odaklanmak gerektiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, “Duygularımızı bastırmak yerine onları kabul edip o zor koşullar için gerekiyorsa yardım almalıyız. İçimizdeki duygularımızı sakinleştirmediğimiz zaman çocuk tarafımız karşılaştığımız zor durumlarda çok daha yoğun duygular yaşayacaktır. Zor bir durum ile karşılaştığımızda çocuksu duygularımızı kontrol edemiyoruz. Olayın boyutu çok şiddetli ise sağlıklı bir yetişkin de olsak travmanın etkisine bağlı olarak çok güçsüz, zayıf ve çaresiz hissedip çok kaygılanabiliyoruz ya da bir takım bedensel, fizyolojik ve psikolojik tepki uzun süre geçmiyor. O yüzden bazı zor durumlar herkes için çok yaralayıcıdır. Olayın şiddeti yüksek ise profesyonel destek almak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
İşte uzmandan film ve kitap önerisi…
Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, sağlıklı yetişkin tarafımızı daha iyi anlamamızı sağlayacak film ve kitap önerisinde bulundu. İçimizdeki çocuk, ebeveyn ve yetişkin yanlarımızdan bahseden ‘Ters Yüz’ filminin izlenmesini öneren Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak; tüm içsel yanlarımızı konu alan ‘Hayatı Yeniden Keşfedin’ kitabının da okunmasını tavsiye etti.