1996’dan beri Birleşmiş Milletler eğitim, Bilim ve Kültür kurumu olan UNESCO’nun iyi niyet elçiliği görevini yürüten Zülfü Livaneli bu görevinden istifa etti.
Genel Direktör İrina Bokova’ya gönderdiği bir mektupla istifasını bildiren Livaneli, UNESCO’nun yapısı gereği hükümetlerarası bir kuruluş olduğunu, devletler tarafından finanse edildiği için, hükümet politikalarını eleştiremez konuma düştüğünü belirtti.
İnsan hakları ihlallerine, düşünce ve basın özgürlüğüne vurulan darbelere dikkat çeken Livaneli, “bunlar karşısında susarak İnsanlık Zirveleri yapmanın ve soyut barış söylemlerinde bulunmanın, UNESCO’nun temel idealleriyle çelişki oluşturduğunu” vurguladı. Birleşmiş Milletler’in uluslararası alanda atadığı tek Türk iyiniyet elçisi olan Zülfü Livaneli, 10 Mayıs’ta Paris’te yapılan “Goodwill Ambassadors’’ toplantısına ve iki gün önce İstanbul’da düzenlenen İnsani Zirve’ye de, bu zirveye verilen desteği eleştirerek
katılmadı. Sur’daki tarih hazinesi yok edilirken İstanbul’da Dünya Kültür Mirasını Koruma konuşmaları yapmanın ikiyüzlülük anlamına geldiğini vurgulayan Livaneli, bu göreve 1996 yılında Federico Mayor tarafından “Müzik ve edebiyat alanında dünya barışına yaptığı katkılar” nedeniyle atanmıştı.