Sık seyahat edenlere özel beslenme önerileri
Beslenme ve Diyet uzmanı Merve Güler: "Özellikle sık seyahat eden, iş yoğunluğu yüksek, sürekli stres altında olan kişilerin düzensiz ve kötü beslenmesi kilo kontrolünü de zorlaştırıyor" diye konuştu.
Acıbadem Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Güler, özellikle sık seyahat eden, iş yoğunluğu yüksek, sürekli stres altında olan kişilerin düzensiz ve kötü beslenmesinin kilo kontrolünü de zorlaştırdığını belirtti.
Seyahat edenlere beslenme önerilerinde bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Güler, "Gün içinde ziyaret edeceğiniz yerlere mümkün olduğunca yürüyerek gitmeye çalışın. Dolaşım ve bağırsak sisteminin sağlıklı ve düzenli çalışabilmesi için seyahat boyunca günde en az 1.5 litre su içmeye özen gösterin. Gittiğimiz yerlerin yöresel tatlarından mutlaka yemek istiyorsanız, tatlınızı birlikte seyahat ettiklerinizle paylaşabilir ya da aldığınız porsiyonu küçültebilirsiniz" dedi.
Tatil ya da iş nedeniyle yapılan seyahatlerde beslenmelere dikkat edilmesi gerektiğini belirten Güler, "Seyahatlerde yapılan beslenmeler metabolizmanın bozulmasına neden olabiliyor. Özellikle de sık seyahat eden, iş yoğunluğu yüksek, sürekli stres altında olan kişilerin düzensiz ve kötü beslenmesi kilo kontrolünü de zorlaştırıyor. Bunun en önemli nedenlerinin başında da yolculuklar sırasında ilginç şekilde abur cubur yemek isteğinin artmasının yanı sıra normal tüketimimizden çok daha fazlasını yeme ihtiyacımız geliyor" ifadelerini kaydetti.
"Açık büfe kahvaltılardan mümkünse uzak durmaya çalışın"
Alışılan beslenme rutinlerinin dışına çıkılmasının seyahat boyunca sağlıksız yiyecekleri tercih etme anlamına gelmeyeceğini kaydeden Güler, "Tabi ki de küçük kaçamaklar konusunda özgür olsak da bunları diğer öğünlerde daha dengeli beslenerek telafi etmek gerekiyor. Günün en önemli öğünü olan kahvaltıyı hiçbir şekilde atlamayın. Bu sayede hem gün içinde daha zinde olabilir hem de fazla kalorili besinlere daha az rağbet edersiniz. Açık büfe kahvaltılardan mümkünse uzak durmaya çalışın. Peynir, zeytin, domates, salatalık, yeşillikler, tam tahıllı ekmek, meyveleri içeren Akdeniz tarzı bir kahvaltı tercih edin. Eğer bunları bulamıyorsanız şöyle bir kombinasyon yapabilirsiniz; meyve ve süt yanına omlet ya da sütle tahıl gevreği yiyebilirsiniz. Sucuk, salam, jambon, sosis, pastırma gibi mümkün olduğunca işlenmiş et ürünlerinden kaçının. Protein ihtiyacınızı diğer öğünlere saklayın. Kahvaltının yanında açık çay veya kahve içebilirsiniz tabii şekersiz olmak kaydıyla" diye konuştu.
Öğünlerde protein ağırlıklı beslenmenin gün içerisinde tok kalmaya yardımcı olacağını, bu nedenle mümkünse ızgara, haşlama veya fırında pişmiş etlerin tercih edilmesi ve yağda kızartılmış ürünlerden kaçınılması gerektiğini hatırlatan Güler, "Hava değişikliği ve sürekli oturma pozisyonu gibi nedenler bağırsak hareketlerini yavaşlatıyor. Bu da hem seyahatler sırasında çok ciddi sıkıntı yaratıyor, hem de uzun dönemde kilo almanıza neden olabiliyor. Bunu önlemek için öğünlerden bir tanesinde mutlaka sebze yemeğe gayret göstermek gerekir. Beyaz ekmek yerine esmer ekmeği tercih edin. Ayrıca gün içinde ziyaret edeceğiniz yerlere mümkün olduğunca yürüyerek gitmeye çalışın. Bunun yanında eğer imkanınız varsa bir kupa yeşil çay içmek, öğün aralarında kayısı, erik ve incir yemek de bağırsak hareketlerinizi hızlandırmaya yardımcı olacaktır" ifadelerini kullandı.
"Fast food besinlerden uzak kalın"
Güler, özellikle seyahatlerin fast food restoranları en sık ziyaret ettiği noktalar olduğunu ve gerek uzun süre tokluk sağlamaması, gerekse içeriğindeki sağlıksız gıdalar nedeniyle pizza, hamburger tarzı fast food besinlerden uzak kalınmasının önemini ifade ederek, "Ne kadar uzak kalırsanız kendine o kadar çok iyilik edersiniz. Eğer tüketmek zorundaysanız ya da canınız istiyorsa akşam öğünü yerini öğlen öğünlerini tercih edin. Ama hareket etmeyi de unutmayın. Aynı gün içerisinde veya ertesi günü daha aktif olarak daha çok enerji harcamaya çalışın. Genelde seyahat halindeyken sık tuvalete çıkmamak için sıvı tüketimi azalıyor. Bu durumda vücudumuz susuz kalabiliyor.
Ağız ve burunda kuruluk ve idrarın koyu renk alması vücudun susuz kaldığının göstergesidir. Dolaşım ve bağırsak sisteminin sağlıklı ve düzenli çalışabilmesi için seyahat boyunca günde en az 1.5 litre su içmeye özen gösterin. Seyahatte su içmek aklınıza gelmiyorsa telefonunuza belli aralıkla alarmlar kurabilirsiniz veya su içmeyi hatırlatacak uygulamalarda kullanabilirsiniz. Eğer suyun tadı hoşunuza gitmiyorsa içerisine limon, kabuk tarçın, salatalık veya taze nane atarak farklı tatlar elde edebilirsiniz. Ayrıca, enfeksiyonlardan korunmak için kesinlikle musluk suyu içilmemesi ve kapalı şişe sularının tercih edilmesi çok önemli" dedi.
Seyahatlerin vazgeçilmezleri arasında tatlıların da bulunduğuna işaret eden Güler, "Gittiğimiz yerlerin yöresel tatlarından mutlaka yemek istiyorsanız, tatlınızı birlikte seyahat ettiklerinizle paylaşabilir ya da aldığınız porsiyonu küçültebilirsiniz. Tatlının yanında sade kahve içebilirsiniz. Kahve kan şekerinizin hızlı yükselmesini engeller. Tatlı yerine meyve tercih edebilirsiniz. Meyvenin glisemik indeksi tatlıya göre daha düşük olduğundan kan şekerimiz çok hızlı yükselmesini engeller. Meyvenin yanında da süt veya yoğurt tercih ederek içindeki şekerin kana daha yavaş karışmasına yardımcı olursunuz" şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.