Sene bu zamanlarda değil, tam 10 ay sonra Türkiye’de seçim olacak.

Cumhurbaşkanlığı seçimi, milletvekilliği seçimi.

Hemen akabindeki yıl da seçim olacak.

Belediye Başkanlığı, Meclis Üyeliği, Muhtarlık.

Türkiye seçim atmosferine girdi, giriyor, girecek derken seçim atmosferini yaşamaya başladık.

Siyaset köpürmeye başladı.

Havadaki buluttan, dağdaki kuştan, çöldeki ayıdan, denizdeki balıktan mana ve anlam çıkarma, çıkaramadığında da zorlamalar başladı.

Anadolu insanının maddi ve manevi değerlerine önemseyip, karşı tarafın önemsemediğini gösterme yarışı da başladı.

Kimileri dini değerlere saygılı olmayı çalıştığı gibi, rakibinin saygılı olmadığını gösterme çalışmalarına başladı.

Kimileri milliyetçilik değerlerine saygılı olmaya çalıştığı gibi, rakibinin saygılı olmadığını gösterme çalışmalarına başladı.

Kimileri hiç bilmediği konuda ahkâm kesip, rakibinin hiç bilmediğini gösterme çalışmalarına başladı.

Siyaset köpürmeye başladı.

‘Gerçeği bilip susanlar, gerçeği bilmeyip söyleyenler kadar tehlikelidir.’

Siyasetin üzerine söylenmiş çok sevdiğim bir cümle.

Türkiye’de siyaseti olmasa da bugünlerde yükselerek devam eden siyasetin köpürmesini anlatan toplu cümle.

Siyasetin köpürmeye başladığı zamanın en belirgin özelliğine derseniz:

Düne kadar, geçen güne kadar, öbür güne kadar kendi yağında yaşarken, dolaşırken, çalışırken, etliye, sütlüye, tatlıya karışmazken, düne kadar, geçen güne kadar, ömür güne kadar çalışmış, dolaşmış, etliye, sütlüye, tatlıya karışanların birbirine karıştığı zaman.

Siyasetin köpürdüğü zamanlarda vatandaş olarak bizim dikkatli olmamız gerekiyor.

Duygularımızla, düşüncelerimizle oynanmasına izin vermemeliyiz.

Siyasetin köpürdüğü bu zamanlarda siyasetçilerin de dikkatli olması gerekiyor.

Seçim dediğim bir gün, o da o gün geldiğinde yapılır ve biter.

Sonrasında hep birlikte yaşayacağımız tek bir ülkemiz olduğunu asla ve asla unutmayalım.

Yüzünüz olsun ki, yüzünüze bakabilelim!

Yüzümüz olsun ki, yüz yüze gelebilelim!