Yerel seçim en çok da sosyal medyada #tbt denilen geçmişi yoruyor şu günlerde sanırım.

Hangi siyasi partinin, hangi ilinin, hangi ilçesinin, hangi kısmında aday adayı olan, aday olmak isteyen, siyasetten beklediğinin hakkı olduğunu iddia eden her kim varsa, geçmişini gösterip, geleceğine dair o çok istediği şeyi almak derdinde.

Kimileri, “Yıllarımı bu partiye verdim’ diyerek paylaşıyor geçmişini.

Kimileri de “Yıllarımı bu şu işleri yaptım’ diyerek paylaşıyor geçmişini.

Geçmişiyle, ortada geçmişi olmayanlara bir nevi gözdağı vermeye çalışıyor.

‘Sen daha ananın karnından doğmamışken’ dercesine.

‘Bizimle birlikte mi geldin partiye’ dercesine.

‘Bizim kadar emeğin geçti mi ki’ dercesine.

Yani herkes aday adayı, her aday olmak isteyen hem kendini, hem de olası rakiplerini, olan rakiplerini teraziye davet ediyor.

‘Kilon kaç?’ dercesine.

Siyasette insanların, geçmişte siyaset olsun diye yaptıklarını göstermesine kimsenin itirazı olamaz.

Çalıştığını göstermek utanılması gereken bir durum değildir, siyasette hiç olmaz.

Ancak sosyal medyada bazı paylaşımları görüyorum ki, siyasetin o tarafında, bu tarafında gizli veya açık aday adayı olanların hallerine acıyasım geliyor.

Bir insan ancak bu kadar akıl tutulması sahip olur da, kendini bu kadar açığa vurur.

Partinin içinde bilmem kaç tarihinden beri var olduğunu iddia ederek rakiplerini teraziye çağıranlar, kendilerini ne kadar kötü duruma düşürdüklerinin hiç farkında değiller.

Sosyal medya hesaplarından birkaç böyle yapanın tamamen meraktan sosyal medyasına baktım, 5 yıldır, 10 yıldır, 15 yıldır, 20 yıldır partisine hizmet ettiğini söyleyenin sosyal medyasına baktım, yılda bir, hadi bilemedin iki, hadi haksızlık etmeyelim üç siyasetle, partisiyle, vatandaşla ilgili paylaşımı olmuş.

Yılın geri kalan 360 gününde yok!

Geçmişini ortaya seren, geçmişinin ne kadar boş olduğunu bir nevi ortaya serecek büyük hatayı yaptığının farkında değil.

Teşbihte hata olmaz ama babamın hayvanlarına çobanlık yaptığım dönemlerden bilirim.

Ahıra ilk önce giren koyun, ahırın en güzel yerine kapardı.

Siyasete ilk önce girmek öyle bir güzellik kazandırmıyor.

Ne kadar çalıştığınız önemli!

Ne kadar dolaştığınız önemli!

Neleri anlattığınız önemli!

Nasıl yaşadığınız önemli!

Atalarımız geçmişte ne güzel anlamış: “Boş tenekeden çok ses çıkar” diye.

Teneke olduğunuzu ilan edenlerden olmayın!

Vesselam!