Ali EYCE
SİYASİ KÖŞE YAZISI!
AK Parti’de kongre süreçleri hem oldukça rahat, hem de oldukça zor geçiyor.
Rahat geçiyor, çünkü korona virüsü nedeniyle uygulanan tedbirler kapsamında, kongreler çok rahat ortamlarda geçiyor.
Virüslü veya virüssüz kalabalıklar oluşmuyor.
Fazladan şova müsaade edilmiyor ve gerginlik en alt seviyede geçen kongrelere hafta sonları tek tek gerçekleşiyor.
Kongreye tek adayla girmeyi her zaman kendisine siyasi kıstas olarak belirleyen AK Parti için bu rahatlık, kongrelerin daha rahat geçmesine, gösterilen adayların ve yönetimlerin seçilme olasılığını daha da güçlendiriyor.
Bu anlamda, rahat kongreler AK Parti için rahat bir süreçlerin yaşanmasına neden oluyor.
Peki, bu rahatlık uzun süreli mi?
Kongrelerde olmasa da kongre sonrası rahatsızlıklar oluyor mu?
Biz gazeteciler kongreleri genelde takip etmeyiz. Çünkü siyasi otoritenin merkezi ne dediyse o olur, dolasıyla bizim için ekstra haber yaratacak bir durum olmaz.
Aday girer, liste girer, kongre başlar ve biter, sonuçları yazmak ise beş dakika.
Biz gazetecileri asıl kongre sonrası süreçler ilgilendirir.
Haber malzemeleri oradan çıkar.
Bir yandan listeye giremediği için küsenler, bir taraftan emek gösterdiğini belirterek sitem edenler, bir taraftan aday ve listelere girenlerle ilgili eleştiride bulunanlar.
Şahıslar üzerinden başlayan bu tartışmalar, partilerin kurumsal kimliklerini irdelemeye kadar uzanır.
Biz gazetecilere de haber malzemesi olur.
AK Parti’nin İzmir ilçe kongreleri de beklenildiği gibi haber malzemesi dökmeye başladı.
Giremeyenlerin, girenlerle ilgili eleştirileri sosyal medya üzerinden yayılmaya başlandı.
Az miktarda seçilen başkanlar olsa da, çok miktarda başkanın listesine girebilenlerle ilgili siyasi eleştiriler diz boyunu aştı.
Kimisi partisinden istifa edecek kadar ileri gitti, kimisi partisinden istifa etmeden, eleştirisini yapıp, partinin liderine olan sadakatini sebep göstererek koltuksuz, mevkisiz ama istekli çalışmaya devam edeceğinin mesajını verdi.
Siyaseti gazeteci olarak çok yakından takip ettiğim için, kim haklı, kim haksız tartışmasına asla girmedim, girmem de.
Geçmişte haklı gördüğümüzün haksız, haksız gördüğümüzün haklı çıktığı anlara çok tanıklık ettim.
Ama siyasi partinin ve hele ki, özelikle AK Parti’nin, eleştirileri kulak tıkamadığı gayet net bilinir.
AK Parti, önümüzdeki süreçte ya gönül almayı bilir, ya da eleştirilen konularda gerekli işlemi yapmayı.
Yani, bugüne kadar partinin tabanını, seçmenini dinlememe yapmadı, yapmaz da.
Dinler ama zamanını bekler.
Gereğini siyasi ve etik kurallara uygun şekilde ansızın yapar.
Sert eleştirilere karşı, sert rüzgârı arkasına almaz.
Hatırlarsanız, eski Karabağlar Kaymakamı Mehmet Sadık Tunç geçtiğimiz yerel seçimlerde Karabağlar Belediye Başkanlığı için aday gösteriliyordu.
Ta ki, İzmir aday toplantısının olacağı günün sabahı bu kararın değişmesine kadar.
Aday toplantı salonuna aday olarak gelen eski Kaymakam Tunç, ne olduğu sır gibi kalan ortamda aday gösterilmedi.
Onun yerine başka aday gösterildi.
AK Parti, uzun yıllar Karabağlar ‘da görev yapan eski kaymakam Tunç’u aday göstermeyerek belki Karabağlar ’da kazanma şansını azalttı ama o sır her neyse onun gereğini o gece yerine getirdi.
AK Parti’de hedef büyük.
2023 ve İzmir.
Değişimler ise her yerde, her yıl, her ay, her an olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.