Hani o gülerek, eğlenerek, zamanın çoğunu izleyip, takip edip, beğeni yaparak geçirdiğimiz sosyal medya, acaba kadına şiddeti arttırıyor mu?

Son günler de, son aylar da, son yıllarda kadına şiddet konusunda ciddi bir şekilde artış olduğu gibi, ciddi bir şekilde de vahşetler yaşanmaya başladı.

Genç adam Türkiye’nin bir ilinden çıkıyor, bir başka iline geliyor, sözde sevdiği, istediği, kaçırdığı genç kızın boğazını kesiyor ve öldürüyor.

Bunun adı artık kadına şiddet falan değil.

Bunun adı olsa olsa, insana karşı insanın vahşice hareketler, düşünceler içine girmesidir.

Son yıllarda artmasının sebebini bilim insanları tabi ki daha çok iyi bilirler ama biz gazeteciler de sosyal medya takipçisi ve sosyal hayatın içinde olduğumuz için az biraz fikir sahibiyiz.

Sosyal medya kullanımı maalesef tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de sosyalleşmekten öteye geçen bir hareket haline dönüştü.

Beğeni alabilmek, tıklanmak, yorum alabilmek için genç kızların, genç erkeklerin paylaşımlarını görünce sosyal ve insani krizin nereden çıktığını anlamak güç de olmuyor.

Başka insanların, karşı cinslerin, hal ve durumlarını düşünmene paylaşılan, sözde özel ama genelde herkesin görmesini istediğimiz paylaşımların sonunda sözlü veya fiziki şiddette artmış durumda.

Hakkımız Hukukum programına konuk olarak aldığım hukukçular da aynı şeyleri söylüyorlar.

Adliyelerde özellikle sosyal medya üzerinden başlayan suç oranlarının yükseldiğini belirtirken, aynı şekilde yine sosyal medya kaynaklı boşanmaların, sözlü ve fiziki saldırılarında arttığını belirtiyorlar.

Hani biz de dilimize peselenk olmuş bir söz vardır, ‘Nerede çokluk, orada b….’ konu itibariyle bu sosyal medyanın geldiği durumda tam olarak bu.

Herkesin var olduğu, var olduğunu ispatladığı ama aynı zamanda, kuralsız, kaidesiz, saygısız, seviyesiz şekilde yaşadığı sosyal medya sadece ülkemizin değil, bütün dünyanın en büyük iletişim kaynaklı şiddet sorunu.

Sosyal medya çıkana kadar ‘Taş yerinde ağırdı’. Şimdi taşlar havada uçuşuyor ve kimin kafasına ne kadar ağırı düşüyor belli değil.

Yaşı 30’lara dayanmış bekar erkek kardeşime soruyorum, ‘Evlenmeyi düşünmüyor musun?’ diye, sosyal medya hesaplarından birini açıp gösteriyor, ‘Takipçim 3 bin 500 bin kadın var. Niye evleneyim’ diyor.

Yaşı 25’lere dayanmış bekar kız kardeşime soruyorum, ‘Evlenmeyi düşünmüyor musun? Diye, sosyal medya hesaplarından birini açıp gösteriyor, ‘Takipçim 5 bin 500 erkek var. Niye evleneyim’ diyor.

Gençler, evlenmek istemiyorlar ama maalesef eğlenmeyi de bilmiyorlar.

Sayısal çokluğa güvenip, eğlencenin içine ediyorlar ve insanın insana yaptığı sözlü ve fiziki şiddeti de arttırıyorlar.

Hep söylerim, saygının olmadığı, hayatın iyi ve kötüsünün paylaşılmadığı yerde gösterilen sevgi maymuna gösterilen sevgidir gibidir.