Bu işin arkasında çok çirkin bir siyaset var. Hem vicdanımız hem alnımız açık. Belki 2 ay kaybedeceğiz, Danıştay'ın bir an önce karar vermesini istiyoruz" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Halk TV'de gündemi değerlendirdi. İzmir'deki yollara ilişkin bozuklukların hatırlatılması üzerine konuşan Soyer, "İzmir körfezini yüzülebilir hale getirmek istiyoruz, hedefim var, görev sürem bitmeden yüzeceğim. Benim iddiam bu. Biz körfezi nasıl temizleyeceğimizi araştırdık ve yağmur suyu ile pis su kanallarının ayrıştırılması gerektiğini gördük. Yağmur suyunu pis su kanalından ayrıştırmamız gerekiyor. O su körfeze pis suyu götürüyor. Ayrıştırmaya başladığınız an büyük problemle karşılaşıyoruz. 193 kilometre ayrıştırma yaptık, 146 kilometreyi şu anda çalışıyoruz. Bunun yapılması sizin mahallenizi bozuyor. Yumurta kırılmadan omlet yapılmıyor. Benim görev sürem içinde bunu bitireceğiz. 2 ay içinde açılan kapanmayan yolları kapatacağız. Yeni kanal açmadan açılanları kapatacağız" dedi.

150 BİN MÜLTECİ VAR"

Soyer İzmir'de 150 bin mültecinin yaşadığını kaydederek, "İzmir için büyük bir rakam değil. İzmirlinin bir bölümü farkında değildir. Rahatsız olanlar çoğunlukta belki ama İzmir demokrasinin kentidir. Farklı kültür, dil, dinler barış içinde yaşar. Bu insanlar bu topluma tehdit olmamalı, bir bölümünün kalacağı belli oldu. Bu şehirde yaşadıkları sıkıntıları hafifletmek zorundayız, topluma entegre olmalarını sağlamalıyız. Tabi ki barış geldikten sonra dönmelerini isteriz ama o koşullar oluşana kadar topluma tehdit haline gelmemesi için elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz" ifadelerini kullandı.

“SÜRPRİZİMİZ OLACAK”

Soyer, “İzmir hem kurtuluşun hem kuruluşun şehri. İşgalin başladığı ve Anadolu’nun kurtuluşunun başladığı şehir İzmir İktisat Kongresi’nin seneye 100. Yılını bizim çok büyük bir coşkuyla kutlamamız lazım. İlk kurşun, ilk matbaa, ilk pul bunlar İzmir’in öncülüğünde gerçekleşmiş. Çok ciddi hazırlıklar yapıyoruz, bunlar sürpriz olduğu için söylemiyorum. İktisat Kongresi’nin gerçekleştiği o zemini aynen hayata geçireceğiz. Esnaf, tüccar, işçi temsil edilecek” dedi.

“GEÇMİŞTE AYRIŞTIRMADAN OY KAZANLAR BUGÜN OY KAYBEDİYOR”

Başkan Soyer, "İktidarın başka bir yüzü varmış o İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olunca bunu daha iyi gördüm. Seferihisar Belediye Başkanıyken ortak aklı hayata geçirmiştik ve ben demokrasiye çok ama çok inanıyorum. O nedenle demokrasinin kalkınmanın en önemli kaldıracı olduğuna inanıyorum. Demokrasiyi hakim kılmak için ben de Büyükşehir koltuğuna oturur oturmaz bunları hayata geçirmeye çalıştım, hala ümidimi kesmedim ama siyaset o kadar ötekileştirme, kutuplaştırma üzerine kurulmuş ki bundan sıyrılmak lazım. Bizi daha çok birleştiren sebepler var aslında; farklılıkları bir kenara bırakıp beraber harekete etmemiz lazım. Ama ne yazık ki günümüzde ayrıştırma kültürü siyasi enstrüman olarak kullanılıyor. Mutfakta bir yangın var ve halk anladı ki bu ayrıştırmadan kaynaklanıyor. Demokrasi ve birlikte yaşamak bu sorunlarla başa çıkmayı da sağlar. Geçmişte ayrıştırmadan oy kazanlar bugün oy kaybediyor” ifadelerini kullandı.

“İHALE İPTALİ KÜLLİYEN YALAN”

Buca Metrosu hakkında 4. İdare Mahkemesinde açılan davayı ve süreci değerlendiren Başkan Soyer, “İhale iptali söz konusu değil. Mahkeme olağan üstü düşük teklif veren firmanın ihale dışı kalmasını iptal etti. Usulsüzlük var gibi bir algı oluşturdular bu külliyen yalan. 1 sene boyunca uluslararası finans kurumu ile 490 Milyon Euro’ luk bir konsorsiyum kurduk. Yani bizim elimize değen, bizden çıkan bir para yok. 3,20 faizli bir kredi çok düşük faiz ödeyeceğiz. İhale süreci bu finansman kurumları tarafından 4 yıl ödemesiz 12 yıl vadeli. Yani kendi kendini ödeyen bir model 13 yıl içinde finansman geriye ödenecek ve belediyeye de yük olmayacak. İhale de iptal edilmedi” ifadelerini kullandı.

“BU HUKUKEN DE DOĞRU BİR KARAR DEĞİL”

Soyer sözlerini şöyle sürdürdü; “Olağan dışı düşük teklif veren firma Avrupa İmar Kalkınma Bankasına başvuru yapıyor ve ihale bana verilmeli diyor. Biz bu ihalede Türk Hukuk sistemi ihale kanununa bağlı değiliz burada. Finansman kuruluşu bu şirketin başvurusunu reddediyor. Sonra İdare Mahkemesine başvuruyor ve idare mahkemesi 2 husus nedeniyle bu firmanın devre dışı bırakılmasını doğru bulmuyor. Biz son derece titiz bir süreç takip ettik ve o iki hususta da bir eksiklik yok. Yani bu hukuken de doğru bir karar değil. Danıştay’a durumu temyize götürdük. Yani Danıştay red etse de onasa da ihale de sorun yok. Ama kopartılan yaygaraya bakarsanız, ihale iptal edildi deniyor” diye konuştu.

“HEM VİCDANIMIZ HEM ALNIMIZ AÇIK”

İhaleyi alan firma CHP’li mi? Diğer firmanın siyasi bir yağı var mı sorusuna da cevap veren Başkan Soyer, “ Biz bu firma siyasi görüşümüze yakın mı değil mi bakmayız ki biz bu şirket bu fiyata bu işi yapabilir mi diye baktık. Biz iki firmanın da siyasi görüşünü bilmiyor, ilgilenmiyoruz. Biz o firmanın bu fiyata o işi yapacağına inanmadık, şüphelerimiz de giderilmedi. Biz son derece temiz ve şeffaf bir ihale süreci geçirdik. Dolayısıyla hem vicdanımız hem alnımız çok açık. Buca Metrosunun durdurulması şu an öz konusu değil. Biz Danıştay kararını verene kadar 1-2 ay gecikebiliriz. Dolayısıyla bir an önce Danıştay’ın karar vermesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“ÇOK ÇİRKİN BİR SİYASET VAR”

"Bu işin arkasında siyaset var mı" sorusunu yanıtlayan Soyer, "Çok çirkin bir siyaset var. İzmir halkına, geleceğine yapılan bir zarar var. Herkesin destek vermesi gereken bir proje. Büyük bir gururla takip etmemiz gereken bir süreç, bu kadar güçlü finansman almak olmak karalanmaya, lekelenmeye çalışılıyor. Bunu İzmir hak etmiyor" dedi.