Yorgancılar, “Yapılan araştırmalar, dünyanın yakıtsız kalmadan önce susuz kalacağını öngörmektedir. Çok yakın bir gelecekte dünya başta su olmak üzere doğal kaynak savaşına doğru hızla ilerlemektedir. Su fakiri bir ülke olmamak için bugünden tedbirlerimizi almak zorundayız. Unutmayalım ki, su hayattır” dedi. 

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’dan her sene 16 Ekim’de kutladığımız Dünya Gıda Günü’nün bu yılki ana temasını “İklim değişiyor, gıda ve tarım da buna uymalı’ olarak belirlendiğini ifade ederek, su fakiri bir ülke olmamak için tedbir çağrısında bulundu. Yorgancılar, “Şöyle bir baktığımızda; küresel ekonominin önündeki en büyük risklerden birisi küresel ısınmadır. Bu risk, tarımın bugünkü durumunu daha önemli kılarken, tarım yapılacak alanların da değerini artırmaktadır. İnsanlığın yaşamını idame ettirmesi için gerekli olan tarımın ihmal edilmesinin faturasının ne kadar ağır olacağını hatırlatması açısından bugünün anlamı son derece önemlidir” dedi.  

Tarımda sürdürülebilirlik

2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar olacağı dikkate alındığında, tarımda her türlü değişim karşısında sürdürülebilirliğinin devam ettirilmesi gerektiğine dikkat çeken Yorgancılar, gelişmekte olan ülkelerde yaklaşık 1 milyar insanın aşırı yoksulluk içinde yaşadığını, 9 kişiden 1’inin açlık çektiğini vurguladı. Buna sebep olan etkenler ve gıda israfında gelinen seviyenin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Yorgancılar, “Bugün başta 78 milyona ulaşan nüfusumuza, her yıl ülkemizi ziyaret eden milyonlarca turistimize ve içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşayan 1,5 milyar insana doğrudan gıda ve içecek arz edilmektedir.  Potansiyelimiz dikkate alındığında; dünya gıda ihracatında gerileyen değil ilerleyen, tarım ürünlerini ithal eden değil ihraç eden bir ülke olmak zorunda olduğumuz da görülmelidir. O nedenle de, özellikle, tarımsal hammaddeyi işleyerek soframıza getiren gıda sanayi için değişen iklim koşullarına bağlı olarak geliştirilen gıda politikalarımız dünden daha hassas bir noktaya gelmiştir” diye konuştu.

Önleyici politika ihtiyacı

Diğer yandan, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ının susuzluk riskiyle karşı karşıya olması nedeniyle yakın geleceğe dair önleyici politikaların zorunluluğuna değinen Başkan Yorgancılar şunları söyledi, “Yapılan araştırmalar, dünyanın yakıtsız kalmadan önce susuz kalacağını öngörmektedir. Bu bile başlı başına özellikle de tarım ülkelerinin geleceğini riske atmaktadır. Su sıkıntısı, tarım ürünlerini olumsuz etkilerken, bu dünyayı açlığa ve yoksulluğa sürükleyecektir. Doğal kaynakları süratle ve bilinçsizce tüketen bir toplum haline geldik ve gelecek nesillerin de haklarını bugünden gasp ediyoruz. Gerek gıda israfında, gerekse doğal kaynak tüketiminde tasarruflu kullanım ve sağlıklı bilinçlendirme ile geleceğimize sahip çıkmalıyız. Dünya tarihi, sıcak savaşı gördü, ardından soğuk savaşa sürüklendi.  Kur savaşları ile ülkeler ekonomilerini ayakta tutmaya çalıştılar. Çok yakın bir gelecekte ise dünya başta su olmak üzere doğal kaynak savaşına doğru hızla ilerlemektedir.  21. yüzyılın en büyük tehlikesinin kuraklık ve susuzluk olarak gösterilmesinin ana nedeni de budur.  Su fakiri bir ülke olmamak için bugünden tedbirlerimizi almak zorundayız. Unutmayalım ki, su hayattır.”