Sürdürülebilirlik ana hedef!
Türkiye'nin tarım ürünleri ihracatına yıllık 5 milyar dolarlık katkı sağlayan Egeli tarım ihracatçıları, Covid-19 salgını sonrasında tarım sektörünün gündeminin sürdürülebilirlik olması gerektiğini dile getirdiler.
Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi (EMD İzmir Şubesi) ve Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği (TAGYAD) işbirliğinde düzenlenen "Türkiye'de Tarım ve Gıda İhracatının Geleceği" isimli toplantıda Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı ve Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanı Ömer Celal Umur, Türkiye'nin tarım ve gıda ihracatının artışı için atılması gereken adımları sıraladılar.
Ege İhracatçı Birlikleri'nin 2020 yılını "Sürdürülebilirlik Yılı" ilan ettiğini hatırlanan Egeli başkanlar, katma değerli üretim ve ihracat için sürdürülebilirliğin çok önemli olduğunu, bu amaçla üretimde teknolojiyi kullanarak, sözleşmeli üretim modeliyle, üretimin desteklendiği, tarımın önümüzdeki süreçte daha fazla önemsendiği bir modelin hayata geçirilmesi çağrısında bulundular.
EMD İzmir Şubesi Başkanı Murat Demircan ve TAGYAD Başkanı İsmail Uğural'ın moderatörlüğündeki toplantıda "Tarım ve Gıda İhracatının Geleceği" ile ilgili görüşlerini dile getiren ihracatçı birlikleri başkanları, Covid-19 salgını sonrasında tarım ve gıda sektörlerinin stratejik sektör konumunun perçinlendiğinin altını çizdiler.
Eskinazi; "Tarım ve gıda stratejik bir sektör"
Tarım ve gıda sektörlerinde katma değerli üretim ve ihracatını arttırmanın ana hedefleri olduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, tarım ve gıda sektörlerinin Türkiye için stratejik sektörler olduğunu, Türkiye'nin potansiyelinin doğru yönetildiği takdirde tarım ve gıda ürünlerinde ithalat rakamlarının gerileyeceğini, Türkiye'nin kendi kendine yettiği gibi tarım ve gıda ürünleri ihracatında daha üst seviyelere çıkabileceğini ifade etti.
Celep: "Artık ithalat yapmak değil, üretmek mecburiyetindeyiz"
Türk tarım sektörünün 1970'li yıllarda Türkiye'nin GSMH'sından yüzde 30 pay alırken, günümüzde yüzde 5.8 seviyelerine gerilediğini belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Covid -19 sonrasında gıda güvenliğinin her zamankinden daha önemli olduğunun gözlemlediğini, bundan sonraki süreçte ithalat yerine, yerli üretim yapmak mecburiyetinin algılandığını kaydetti. Celep, "Artık bizim üreten bir toplum olmamız zorunlu. Biz Ege Bölgesi olarak tarımda gelişebilecek bir bölgeye, potansiyele sahibiz. Zengin bir coğrafyanın şanslı insanlarıyız. Tarım Reformu olmazsa olmaz. Bölünmüş arazi problemi rekabet şansımızı azaltıyor. Havza bazlı üretim modelleri ciddi planlama gerektiriyor. Biz Türkiye ekonomisine daha fazla değer kazandırabilecek potansiyele sahibiz. Bunu istihdam ve üretimimizle uyguluyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye'de üretilen gıda ürünlerinin kalite ve aromatik olarak üst seviyede olduğuna vurgu yapan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, Türk gıdası vurgusunun öne çıkarılması gerektiğini dile getirdi. Bugün tüm dünyada İtalyan zeytinyağı, İtalyan gıdası algısının yerleştiğine dikkati çeken Er, "Gıda ürünlerinde Türk gıdası algısının oluşması için çalışmalıyız" dedi.
Uçak: "Türkiye'de 12 ay taze meyve sebze üretimi yapabiliyoruz"
Covid-19 sonrasında yeni düzende Türkiye gibi kendi gıdasını kendi üreten ülkelerin hep bir adım önde olacağının altını çizen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak görüşlerini şöyle dile getirdi. "Türkiye gibi 12 ay taze meyve sebze üretimi ve servisini yapabilen ülkeler, tarım politikalarını sürdürebilir ve başarıyla yönettiklerinde bir adım önde olacaklar. Bundan 2 yıl önce hemen hemen hiçbir Uzakdoğu ülkesine ihracatımız yokken, Çin’e, Tayvan’a, Güney Kore’ye kiraz için Tayland’a elma için ihraç izinlerini aldık. Hava kargo ağının da gelişmesi ile birlikte bu ülkelere taze meyve ihracatımızı 20 milyon dolara çıkardık. Ülkemiz için en az 200 milyon dolarlık bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. Tüm bu gelişmelere bakıldığında Türkiye’nin tarım ve gıda ihracatının geleceğine olumlu bakabiliyoruz. Katma değerli ürün ihracatımızı arttırarak ihracat rakamlarımızı iki katına çıkarabiliriz."
Er: "Zeytin ve zeytinyağında 1.5 milyar dolar ihracat hedefliyoruz"
Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü olarak 1.5 milyar dolar ihracat hedefleri olduğuna vurgu yapan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, bu hedefe ulaşmak için 180 milyon dolar zeytin ağacı varlığının 300 milyona çıkarılabileceğini, yıllık 75 bin ton zeytinyağı tüketen İngiltere ile yapılacak ikili anlaşmalarda Türk zeytinyağı sektörünün gümrüksüz ihracat yapabileceği bir altyapının oluşturulması beklentisini dile getirdi.
Türkiye'de de zeytinyağı tüketiminin artması için KDV'nin yüzde 8'den yüzde 1'e indirilmesi talebinde bulunduklarını dile getiren Er, "Zeytinyağında KDV düşerse litrede 2.5-3 TL'lik bir indirim söz konusu olacak. Zeytinyağı tüketimi artarsa kalp damar, mide bağırsak hastalıkları azalacak, sağlık sektöründe daha az harcama yapılacak. Zeytinyağının tüketicinin ulaşabileceği bir fiyatta olmalı devlet buna destek olmalı" diye görüşlerini dile getirdi.
Bedri Girit: "Biz dünyanın mutfağıyız"
Türk gıda sektörünü dünya mutfağına benzeten Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Türkiye'nin su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün iştigal sahasına giren herüründe dünyada ilk 10'da yer aldığı bilgisini paylaştı.
Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, "Biz Dünya'nın mutfağıyız. Büyük resme bakarsak her birimiz dünya mutfağı için üretim yapıyoruz. FAO'nun en son Ağustos ayında yayınladığı rapora göre insanlığın konforununbozulmaması için 1.7 dünyaya ihtiyacımız var. Bu 1.7 dünya olmadığı için verimliliği arttırmaya çalışıyoruz. Türkiye tarım ihracatına 2.5 milyar dolar ihracat yaparak katkı sağlıyoruz" diye konuştu.
Terci, "Tarım ihracatı ayakta kaldı"
Tarım sektörünün Covid-19'a rağmen ihracatta başarılı bir seyir izlediğine değinen Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, Türkiye'nin 2020 yılının Ocak - Nisan döneminde toplam ihracatının yüzde 13 gerilediği ortamda tarım ürünleri ihracatının yüzde 3'lük artışla 7 milyar 789 milyon dolara ulaştığını, Bitkisel ürün ihracatının ise 5,3 milyar dolar olduğunu kaydetti.
"Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörümüz 2.4 milyar dolar ihracat ile tarımsal üretim ve ihracatın vazgeçilmez olduğunu ortaya koydu" diyen Terci sözlerini şöyle tamamladı: "Hububattan mamul ürünlere çok büyük talep olduğunu görüyoruz. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliğimiz 2020 yılı ihracatı yüzde 33 artış gösterdi. Rakamlar gösteriyor ki, tarımsal ve gıda üretimine önümüzdeki dönemde önem vermeliyiz. Planlama çok önemli, sürdürülebilir üretim çok önemli. Verimliliğin çok elzem olduğunu düşünüyorum."
Cahit Doğan Yağcı: "Katma değer üzerinde durmalıyız"
Corona virüs salgınının artısının tarım sektörünün dünyada ne kadar stratejik bir sektör olduğunu ortaya koyduğu tespitinde bulunan Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, Covid-19'un tarım ürünlerindeki sürdürülebilirliği ve gıda ürünlerindeki arz güvenliğini gündeme getirdiğine işaret etti.
"Teknoloji ile entegre tarım üretimini yaygınlaştırmalıyız. Aksi takdirde fiyat tutturamayız" diyen Yağcı, "Covid-19 ile Dünya'da sağlıklı ürünlere ilgi artışı var. Ocak Nisan döneminde Türkiye ihracatı düşerken, orman ürünleri ihracatında yüzde 12'lik artış var. Kekikte yüzde 12, defnede yüzde 24 artış var. Bu ürünlerin sağlıklı ürünler olduğunu ve böyle dönemlerde bu ürünlere ilginin arttığını gösteriyor. Katma değerli ihracat konusu üzerinde durmamız gerekiyor. Kekiğin kilo fiyatı 3 dolar iken, kekik yağı 70 dolar. Defnede 2.8 dolar iken, defne yağı 90 dolar. Türkiye'ye daha fazla döviz kazandırmak için katma değerli ürünlere yoğunlaşmamız lazım. Defne, kekik, adaçayı ve biberiye 4 ana ürün görüyoruz. Dünya piyasalarında yerimizi sağlamlaştırmamız için ürün gamını genişletmemiz lazım. Özellikle tıbbi aromatik bitkilerin dahil edilmesiyle ürünlerimizi çeşitlendirmeliyiz. Bunun içinde mutlaka envanter çalışması yapılması gerekiyor. Bir diğer husus ise; Ormandan toplama esnasında ürün toplamadaki güçlüklerin önüne geçilmeli." dedi.
Umur: "Nargile tütünü ihracatı etkilendi"
Covid-19 sürecinde Almanya, Fransa başta olmak üzere pek çok ülkede nargile salonlarının kapanması nedeniyle nargile tütünü ihracatında düşüş yaşandığı bilgisini veren Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanı Ömer Celal Umur, yaprak tütün ihracatında ise bir düşüş yaşamadıklarını dile getirdi.
"Tarımda sürdürülebilirliğin çok önemli olduğuna inanıyoruz" diyen Umur sözlerini şöyle sürdürdü; "Bunu sağlamanın yolunun sözleşmeli üretimden geçtiğine inanıyoruz. Sektör olarak aldığımız tüm yaprak tütünü sözleşmeli üretimle alıyoruz. Bunun çok faydasını gördük. Hem üretici bakımından, hem planlama bakımından hem toplam üretimi görme açısından fayda gördük. İyi tarım ve Tohum konularına da büyük önem veriyoruz."
Uğural: "Tarım ve gıda sektörü Hükümet politikası olmalı"
TAGYAD Başkanı İsmail Uğural ise; "Tarım ve gıda sektörünün stratejik değeri üzerinde herkes mutabık, öyleyse bu sektörün ihracatının da özellikle stratejik olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu çerçevede Türkiye tarım ve gıda ihracatının gelişmesi sorununun Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte bir Hükümet politikası şeklinde ele alınması çok isabetli olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.