Bayır’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

Milletvekili ön seçimlerinin önemine vurgu yapan Bayır, ”Bu yaşıma kadar çok yerde yöneticilik yaptım. Bu deneyimlerimi ülkem yararına milletim yararına kullanmak istedim. 2015’te bir önseçim şansı yakaladık. İzmir’de 80 arkadaş yarıştık, ikinci çıktım. Listelere girdik ve milletvekili olduk. Şansımız 6 ay sürdü. 6 ay sonra tekrar seçim oldu, tekrar gittik. Bu sefer bir buçuk sene sürdü. Taksit taksit milletvekilliği yaptık. Her şeye rağmen 38 yıla yakın bir siyasi geçmişim var. Bu süreçte pek çok genç insan tanıdım. Bir bayrak değişimi olacaksa ben her zaman o bayrağı genç arkadaşlara vermeye hazırım. Kesin olan bir şey var: Bana göre, bu görevi yapacak olan arkadaşlarımızın toplum ve halk tarafından seçilmesinde fayda var. Genel başkanımız da bunu çok sık dile getiriyor zaten. “ diye konuştu

PAZARA GİTMEDEN BANKA SOYMAK GEREKİYOR

Ekonomideki kötü gidişata değinen Bayır, ”Pazara gitmeden önce bir banka soymak gerekiyor. Domatesin kilosu 20 TL. Bir kiloda 4-5 domates anca var. Bir litre süt 15 lira. 200 lirayla bir market poşetini dolduramıyorsun. TÜİK'in sahte düzmece enflasyon verileri güven vermiyor. Tarafsız şirketlerin araştırmalarına baktığımızda enflasyon yüzde 140’larda Bunu en iyi evi çekip çeviren kadınlarımız biliyor. Açlık sınırının altında yaşayan bir toplum oluştu. İnsanlar insanca yaşayabilmek için iktidara seslenip mitingler yapıyorlar.

İktidar her seçim öncesinde bir takım şeylere başvurarak toplumun zaaflarından yararlanarak toplumdan oy almayı başaran bir yapısı var. Ancak artık öyle bir şey yok. Artık diyeceği bir şey yok. ‘Bana bir kere daha oy verin, ekonomiyi düzelteceğim’ diyemez artık. 20 yıldır bu iktidar yönetiyor bu iktidarı. Bu iktidara denecek tek bir şey var. Sen bu işi beceremiyorsun. İktidar bir eli yağda bir eli balda şatafat İçinde yaşarken millete kemer sıksınlar diyorsun. “ dedi.

ATATÜRK, BİRİLERİ GİBİ ‘ANANI DA AL GİT’ DEMEDİ

Millet İttifakı iktidar olduğu takdirde uygulanacak ekonomi politikasına değinen Bayır,” Şu anda vatandaşın en önemli sorunu mutfaktaki yangın. İlk 4 ayda iyileşmeyi hissetmeye başlarsınız, 6 ayda mutfaktaki yangını söndürürsünüz. Ancak işsizliği 6 ayda bitiremezsin. Gerçekçi olalım. Kısa- orta ve uzun vadede planlamayla gidilir. Bizim en büyük şansımız böylesine savurgan ve mirasyedi davranan bir iktidarın o savurganlığını önleyeceğiz. O saray şaşası bitecek. O beşli çetenin devleti nasıl sömürdüğünü biliyoruz. Tüm kurumların dibine ineceğiz. Kırdan kente göçü önlemek için köylünün çiftçinin alınterinin karşılığının verilmesini sağlayacağız. 20 yıldır bu ülkeyi yöneten bu iktidar bu sorunları çözemedi. Bundan daha kötüsünün gelme ihtimali yok.

Ekonomide, iç politikada, dış politikada, terörle mücadelede bu kadar başarısız olduğumuz bir dönem yok. Türkiye’nin bu çıkmazdan kurtulabilmesi için uygulanması gereken tek bir model var. Atatürk’ün ekonomi modeli. 1930 yılında Tokat’ta halkın içine inen halkın dertlerini dinleyen Mustafa Kemal Ankara’da hükümete iletiyor. Gittiği her yerde çiftçiyi, kadınlar, iş insanları dinliyor. ‘Köylü milletin efendisidir’ diyor. Çiftçilerle yakın temas kurup onların arasından ayrılmadı. Birileri gibi ‘ananı da al git’ demedi. Onları dinledi. Onlara kulak verdi. Atatürk halkın sıkıntıları anlamak için iki aşamalı bir yurt gezintisi düzenledi ve çözümler getirdi. O çözümleri şöyle sıralayabiliriz: Çiftçiye traktör için yeteri kadar vergisiz yakıt verilmelidir. Hububat piyasasındaki dalgalanmalar için acil önlem alınmalıdır. Yeterli arazisi olmayan köylüye arazi dağıtılmalıdır. Ziraat Bankası tarafından destek sağlanmalı. Koyun, keçi yetiştiriciliği desteklenmelidir. Dışarıdan ithal etmemek için bulunan çözümler bunlar. Bugün ne yapılıyor? Et ve Balık Kurumu’nun önünde sıra olunca çok kuyruk oluyor diye ete zam yapıyor. Müdür görevden alınıyor. Bunlar AKP’nin bulduğu enteresan çözümler.” Şeklinde konuştu.

MÜLTECİ SORUNU İÇ GÜVENLİK SORUNU YARATIR MI?

Mülteci sorunuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bayır,”Şu anda bize verilen bilgilere göre, 350 bin Suriye vatandaşının oy kullanabileceği yönünde. Serpme gibi görünse de İzmir’de İstanbul’da ciddi sayıda mülteci var. Hatay’da bugün Hatay’ın kendi halkı kadar Suriyeli vatandaş var. Ayrıca bunların bir güvenlik soruşturmasının yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Daha önce İçişleri Bakanlığı’na sorduk. Bir kontrol yok. Gelenler terörist de olabilir. Bunu zaman gösterecek.” İfadelerini kullandı.