Tamer Osmanağaoğlu'ndan Liyakat Çıkışı!
Tamer Osmanağaoğlu TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada İzmir’in sorunlarının gün geçtikçe büyüdüğünü söyledi. Osmanağaoğlu, bunun sebebini liyakatsiz kadroların ehliyetsizliği yüceltmesine bağladı.
TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada İzmir’in sorunlarının gün geçtikçe büyüdüğünü söyleyen ve bunun sebebini liyakatsiz kadroların ehliyetsizliği yüceltmesine bağlayan MHP Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, “Hakikat ortadadır; şüphesiz ki felaketlerin ani baskınları vardır ama unutulmamalıdır ki bu felaketlerin başa gelme nedenlerinin hâlen mevcudiyetini koruduğu göz önünde bulundurulursa hiç kimse için sürpriz olmayacaktır.” İfadelerini kullandı.
Konuşmasında; “Milletvekili olarak hizmet etmekten şeref duyduğum İzmir şehri bu memleketin mücevheri ve bu milletin kıymetlisidir. Victor Hugo'nun hayalindeki prenses, Atilla İlhan'ın kalemindeki içli çocuk, Dario Moreno'nun notalarındaki güzel sevgilidir, Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle ülkemizin Akdeniz'e karşı ışığıdır. İzmir bu saygıyı, övgülerin, şiirlerin, iltifatların hepsinin toplamı, İzmirli ise toplamının daha fazlasıdır. Onlar büyük Atatürk'ün fahri hemşehrisi olmanın sorumluluğuyla hareket eden, nezaket timsali kişilerdir fakat İzmir maalesef hak ettiği yerde değildir.” İfadelerini kullanan Tamer Osmanağaoğlu ; “Güzel İzmir, çamur yığını bir kasabaya dönüşmüştür.
Altyapı problemlerinden vahşi depolama çöplüklerine kadar, keşmekeş ulaşım ağından imar skandallarına kadar İzmir perişan edilmektedir. Mesela artık İzmir'e yağmur yağınca aklımıza Attilâ İlhan'ın "İzmir şehri yağmurlu bir şehirdir/Yağmur çilerken çocuk gibi içlenir." dizeleri gelmemektedir çünkü İzmir'e ne zaman yağmur damlaları düşmeye başlasa sel basan sokaklar, feryat eden aileler herkesin gözünün önünde belirmektedir. Hakikat ortadadır; şüphesiz ki felaketlerin ani baskınları vardır ama unutulmamalıdır ki bu felaketlerin başa gelme nedenlerinin hâlen mevcudiyetini koruduğu göz önünde bulundurulursa hiç kimse için sürpriz olmayacaktır.” dedi.
İzmir Tartışmasız Bir Türk Şehridir!
“İzmir tartışmasız bir Türk şehridir. İzmir ruhunun yaşatılması, İzmir'in değerlerine sahip çıkılması, çağın şartlarına uygun şekilde, değişmeden gelişen bir şehir olması adına çaba sarf edilmesi bu topraklara tırnaklarımızla kazıdığımız Türk mührünün kıyamete kadar silinmemesi için büyük önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki Türk milliyetçileri olarak demokrasiye olan inancımız, demokratik kurum ve kuruluşların kapısını demokrasiye kılıç çekenlere açan zihniyetle de mücadeleyi kapsamaktadır.” İfadelerini kullanan Osmanağaoğlu; “Mücadelemiz hakikati devrimbazlık ve ilerici safsatalarıyla boğarak hem manevi hem sosyal hem de siyasi bir anarşi yaratmak isteyenlerle mücadeleyi de içine almaktadır. Bu sebeple ne şairlerin maziden atiye miras bıraktığı şiirlerine konu olan İzmir'imiz ne de asırlar öncesinde asırlar sonrasına emanet edilen hiçbir şehrimiz kirli zihniyetlerin ekmek kapısı hâline getirilmeyecektir.” dedi.
MHP Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu’nun TBMM Genel Kurulunda gündem dışı söz alarak yapmış olduğu konuşma şöyle:
"Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
İzmir, sahip olduğu tarihî, kültürel, turistik ve ekonomik değerleriyle ülkemizin önde gelen merkezlerinden biridir. Milletvekili olarak hizmet etmekten şeref duyduğum İzmir şehri bu memleketin mücevheri ve bu milletin kıymetlisidir. Victor Hugo'nun hayalindeki prenses, Atilla İlhan'ın kalemindeki içli çocuk, Dario Moreno'nun notalarındaki güzel sevgilidir, Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle ülkemizin Akdeniz'e karşı ışığıdır. İzmir bu saygıyı, övgülerin, şiirlerin, iltifatların hepsinin toplamı, İzmirli ise toplamının daha fazlasıdır. Onlar büyük Atatürk'ün fahri hemşehrisi olmanın sorumluluğuyla hareket eden, nezaket timsali kişilerdir fakat İzmir maalesef hak ettiği yerde değildir. Güzel İzmir, çamur yığını bir kasabaya dönüşmüştür. Altyapı problemlerinden vahşi depolama çöplüklerine kadar, keşmekeş ulaşım ağından imar skandallarına kadar İzmir perişan edilmektedir. Mesela artık İzmir'e yağmur yağınca aklımıza Attilâ İlhan'ın "İzmir şehri yağmurlu bir şehirdir/Yağmur çilerken çocuk gibi içlenir." dizeleri gelmemektedir çünkü İzmir'e ne zaman yağmur damlaları düşmeye başlasa sel basan sokaklar, feryat eden aileler herkesin gözünün önünde belirmektedir. Hakikat ortadadır; şüphesiz ki felaketlerin ani baskınları vardır ama unutulmamalıdır ki bu felaketlerin başa gelme nedenlerinin hâlen mevcudiyetini koruduğu göz önünde bulundurulursa hiç kimse için sürpriz olmayacaktır.
Liyakatsiz kadroların ehliyetsizliği yücelttiği bir anlayışın pençesinde yıllardır kıvranan İzmir'in günden güne büyüyen sorunlarının bugün hâlâ çözüm beklemesinin sebebi de işte tam budur. Nedenler çoğaltılabilir olsa da nedenlerin kaynağının geçerliliğini kaybetmiş bir zihniyet olduğu gayet açıktır. Bu zihniyet, İzmir'in sadece yaşayan neslini değil gelecek nesillerini de büyük bir borç yükünün altına sokan, bunu yaparken de mızrak için çuval arayan bir zihniyettir.
Diğer yandan, İzmir tartışmasız bir Türk şehridir. İzmir ruhunun yaşatılması, İzmir'in değerlerine sahip çıkılması, çağın şartlarına uygun şekilde, değişmeden gelişen bir şehir olması adına çaba sarf edilmesi bu topraklara tırnaklarımızla kazıdığımız Türk mührünün kıyamete kadar silinmemesi için büyük önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki Türk milliyetçileri olarak demokrasiye olan inancımız, demokratik kurum ve kuruluşların kapısını demokrasiye kılıç çekenlere açan zihniyetle de mücadeleyi kapsamaktadır. Mücadelemiz hakikati devrimbazlık ve ilerici safsatalarıyla boğarak hem manevi hem sosyal hem de siyasi bir anarşi yaratmak isteyenlerle mücadeleyi de içine almaktadır. Bu sebeple ne şairlerin maziden atiye miras bıraktığı şiirlerine konu olan İzmir'imiz ne de asırlar öncesinde asırlar sonrasına emanet edilen hiçbir şehrimiz kirli zihniyetlerin ekmek kapısı hâline getirilmeyecektir.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; tüm bunlara rağmen İzmir'imizin başına gelen her felaketin ardından büyük Türk milletinin yüreğinin "İzmir" diyerek atması, devletimizin demokratik kural ve kurumlarını tam bir koordinasyon içinde işleterek hızlı ve etkin bir biçimde İzmirlilerin yanında olması, bundan sonra da İzmirlinin refahını artırmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmayacağını gösteriyor olması yüreğimize su serpmektedir. Önümüzdeki süreçte deprem gerçeğiyle de yüzleşen İzmir'imizde kentsel dönüşümün hız kazanması büyük önem arz ve ifade etmektedir.
Bu vesileyle otuz iki yıl önce 19 Ocağı 20 Ocağa bağlayan gece Sovyet Rus ordusunun Bakü'de gerçekleştirdiği katliamda şehadete düşen 143 soydaşımızı rahmetle anıyor, ruhlarının şad, mekânlarının cennet olmasını diliyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.