Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Prof. Dr. Emel Alphan, beslenme ve yaşam tarzındaki değişikliklere bağlı olarak son yıllarda diyabet oranının dünyada ve Türkiye’de hızla arttığını söyledi. Diyabet sayısı açısından Türkiye’nin Avrupa’da Rusya ve Almanya’nın arkasından üçüncü sırada yer aldığını belirten Alphan, asrın hastalığı olarak ifade edilen diyabetin önlenmesi ve tedavisinde beslenmenin öneminin arttığını, diyabetlilerde besinlerin tüketim miktarının ise çok önemli olduğunu ifade etti. Diyabette uygulanacak beslenme tarzının sağlıklı olmak isteyen herkesin uygulaması zorunlu olan beslenme kurallarından oluştuğunu kaydeden Alphan, şunları söyledi:

“Diyabetlilerin kendilerine özel olarak hazırlanmış yemeklere ve diyabetik ürünlere ihtiyaçları yoktur. Diyabetliler, sağlıklı olan herkesin yiyebileceği besinleri belirli kurallar çerçevesinde tüketebilirler. Kan şekerlerini kontrol altında tutabilen diyabetlilere belirli miktarlarda şeker bile verilebilir. Diyabetin beslenme tedavisinde esas olan, hangi besinin ne miktarda ve ne zaman yenileceğinin çok iyi bilinmesidir. Yanlış bilgilendirmeler nedeniyle hastalar yasaklarla boğuşuyor. Ne yazık ki bu yasaklar nedeniyle de diyetlerini uygulamamaya başlıyorlar. Hâlbuki diyabetteki beslenme, herkesin uygulaması gereken sağlıklı beslenme kurallarından oluşur. Diyabetliler tatlandırıcıları da şekere alternatif olarak kullanabilirler.”

Bugün için sağlığa zararı olmadığı bilinen aspartam, sakarin, asesulfam-K, sukraloz, neotam ve advantam gibi enerji içermeyen tatlandırıcıların yiyeceklerin ve içeceklerin tatlandırılmasında kullanılabildiğini belirten Alphan, “Türk Gıda Kodeksi’nin izin verdiği enerji içeren tatlandırıcı içeren ürünler de enerji içerikleri göz önünde tutularak beslenme programlarında yer alabilirler. Enerji içermeyen tatlandırıcıların günlük maksimum kullanım dozlarını geçmeyecek şekilde kullanılmalarında bir sakınca olmadığı Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA) ve Türk Gıda Kodeksi tarafından bildirilmiştir” dedi.

Dünyada her yıl 166 milyar euronun diyabet tedavisi için harcandığının tahmin edildiğini hatırlatan Alphan, “Söz konusu harcamalar, diyabetin ve komplikasyonlarının tanısını ve bakımını kapsıyor. Yapılan açıklamalardan bu rakamın 2025’de en az 216 milyar euroya ulaşacağı tahmin ediliyor. Küresel sağlık harcamalarının yüzde 12'si diyabete harcanırken, diyabetlilerin dörtte üçü (yüzde 75) düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde yaşıyor. Her 6 saniyede 1 kişi diyabet hastalığından hayatını kaybediyor. 2017 yılı itibariyle 20-79 yaş aralığında Türkiye'de 7 milyon 112 bin diyabetli var, Uluslararası Diyabet Federasyonunun öngörülerine göre bu sayı 2035 yılında 12 milyona ulaşacak”