Taze kepazeler...
Yusuf Akın yazdı; Taze kepazeler...
Gerilmiş hafif yay kadar kaygan, pullu yüzler.
Kibirden dibe vurmuş, volkanik sönük gözler.
Yerelması kıvamında sertleşmiş küçük beyin.
Tek tasası, o boş boş konuşsun, siz dinleyin.
Haklı çıkmak için bütün değerlere kayış atar.
Hakikat gözüne batsa, manda çamura yatar.
Bir bilen olmak ister her halde, plak boş çalar.
Davetsiz misafir, beyne münasebetsiz dalar.
Bostan yerlebir akbabalar dolaşır, kof korkuluk.
Tanrı dilinden düşmez daim, o kula eder kulluk.
Belden aşağısı her an meşgul eder beş duyuyu.
Eli, beli ve dili boşlamış deniz sanar kör kuyuyu.
Aklı kıt, vicdan hödük, gördüğü baltaya sap olur.
Kötülükte olimpiyat koşar, hak yolunda yorulur.
Güzel bir yaşam görse, oklu kirpi tüyleri diken.
Hakikat Nil gibi aksa, katrandır kalbinde biriken.
Susuz çöl sıcağında, hasret bir dost sesine.
Kavgayla yaşar, yazık damarında akan besine.
Türlü gülünç durumlar küt bacaklarından sızar.
Damar kıran kokuya aldırmaz bön,çevreye kızar.
Renkli ekranlar haspanın kerme yaptığı ağılı.
Kurumuş tüm nöronlar, geçen asırdan sağılı.
Üşüşür başına taze kepazelerin insan yığınları.
Ruhlar darmadağın, tek gerçekleri obur karınları.
Bengi ruhlar uzaktır, kepazelerin boş hallerine.
Hayal güzellikse, inmeli insanın en derinlerine.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.