TBMM Başkanı Yıldırım'a İzmir'de fahri doktora

TBMM Başkanı Yıldırım'a İzmir'de fahri doktora

“Bir sır değil, bir ekonomik sıkıntı yaşıyoruz. Endişeye mahal yoktur”

Ege Üniversitesi 2018-2019 eğitim öğretim yılı açılışında ‘fahri doktora’ unvanı verilen TBMM Başkanı Binali Yıldırım, öğrencilere ilk dersi verdi. 

Ege Üniversitesi 2018-2019 eğitim öğretim yılı, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla açıldı. Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kampüs Kültür Merkezi’nde gerçekleşen açılış töreni, Ege Üniversitesi Korosu'nun İstiklal Marşı’nı seslendirmesi ve üniversitenin tanıtım filmi ile başladı. 

Kendisi için hazırlanan tanıtım filminin ardından kürsüye gelen TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Batman’da şehit düşen askerlere rahmet dileyerek konuşmasına başladı. TBMM Başkanı Yıldırım, "Alçak bölücü terör örgütü canileri bu sabah arama tarama görevi için sahaya çıkan jandarmalarımıza tuzak kuruş, el yapımı patlayıcının uzaktan patlatılması sonucu kahraman mehmetlerimizden bazıları şehit olmuş, bazıları da yaralanmıştır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifaları, şehit yakınların başsağlığı diliyorum. Hangi alçak yola başvururlarsa vursunlar, şunu cümle alem bilmelidir ki bu topraklarda terörün ‘t’si kalmayacak. Devletimizin bu kararlığı vardır. Bu canilerin yapmaya çalıştıkları da son zamanlarda teröre karşı verilen mücadelede elde edilen mutlak başarılı sonuçlar karşısında can havliyle yaptıkları hareketlerdir” dedi. 

“Kılık kıyafetle uğraşılan dönemler geride kaldı" 

Kendisine tevci edilen fahri doktora unvanı için üniversite yönetimine teşekkür eden Yıldırım, üniversitelerdeki eğitim sistemine değinerek, “Üniversiteler tek tip insan yetiştirme merkezi değildir. Şablon burada olamaz. İnsan burada hayatın dinamik akışına göre kendini geliştirir, şekillendirir. Üniversitelerde öğrenciye ezber dayatılmasında bulunulmamalıdır. Çünkü bilimsel hürriyetin merkezidir. Fikirler akademik yapının temelidir, hiçbir zaman tehdit altında olmamalıdır. Güvenlik ve özgürlük ortamında her şey tartışmadır. Üniversiteler olabildiğince özgün araştırma fırsatı tanınmalıdır. Ne yazık ki kafanın içindeki fikirlere değil de kılık kıyafetle uğraşılan dönemleri yaşadık. Çok şükür bir daha bahsi açılmamak üzere bu çağ dışı dönemler geride kaldı. Biz bana bir harf öğreten kırk yıl kölesi olurum inancından gelen insanlar olarak bilim öğrete her zaman saygı duyarız. Öğretim üyelerine gösterilen saygıdır, bilime ve üretilen bilgiye gösterilen saygıdır. Eğitim doğumla başlar ve bir ömür boyu devam eder. İnsan öğrenmeyi bıraktığı anda yaşlanmıştır. Öğrenmeyi terk eden kişi ister 20 ister 80’inde de olsun yaşlıdır” diye konuştu. 

“Gelişmiş Türkiye üniversitelerle mümkün olacak” 

Gelişmiş Türkiye’nin gelişmiş üniversitelerle mümkün olacağını dile getiren Yıldırım, “Türkiye’de 1950’ye kadar sadece 3 üniversite vardı. İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi. Bu üniversitelere 1955 yılında benim doğdum sene, rahmetli Adnan Menderes Döneminde 4 üniversite de ilave edildi. Bunlardan biri de çatısı altında bulunduğumuz Ege Üniversitesi. 1960 darbesine maruz kaldığımızda güzel ülkemizde sadece 7 üniversite vardı. 2002 yılında başlattığımız üniversiteleri yurdun geneline yayma hamlesiyle, bugün toplam üniversite sayımız 206’ya ulaştı. Bunlarda 129’u devlet üniversitesi, diğerleri de özel ve vakıf üniversiteleri. Bugün üniversite olmayan hiçbir ilimiz kalmamıştır” ifadelerini kullandı. 

Tarihimizde hiçbir zaman batının karanlık dönemini çağrıştıran orta çağ olmadığını dile getiren Yıldırım, orta çağın batılıların yaptığı tanımlama olduğunu, Türk tarihine uyarlandığını halbuki Türkiye’nin batı karanlıklar içinde yüzerken dünyaya ışık saçtığını söyledi. 

2002’de alt yapı bakımında dünya sıralamasında 39. olduğunu vurgulayan Yıldırım, 2017 sonunda 8. sıraya yükseldiğini, dünyanın alt yapı bakımında gelişmiş 8. ülkesi Türkiye olduğunu ve bunu 10 yılda yaptıklarını dile getirdi. 

“Sır değil ekonomik sıkıntı yaşıyoruz” 

Türkiye’nin ekonomik sıkıntı yaşadığına da işaret eden Yıldırım, "Bu bir sır değil, bir ekonomik sıkıntı yaşıyoruz. Bu ekonomi sıkıntının sebepleri de doğurduğu sonuçlar da bellidir, endişeye mahal yoktur. Türkiye buna benzer sıkıntıları yaşamış, bu sınavlardan her seferinde tecrübe ve başarıyla çıkmasını bilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile karşı karşıya kaldığımız, küresel operasyonlar sonucu karşı karşıya kaldığımız bu durum, alınan tedbirler bertaraf edilecek ve ülkemiz zaman kaybetmeden geleceğe emin adımlarla yürüyecek. Biz bugünün sıkıntılarına değil geleceğe odaklanalım. İlli geliri nasıl yükseltebilir bunun hesabını yapalım” şeklinde konuştu. 

“Geldiğimiz durum maalesef geçmişi aratacak şekildedir” 

Bugün dünyada neden huzursuzluklar, iç savaşlar olduğunu ve bunun temelinde adaletsizliğin yattığına dikkat çeken Yıldırım, "Bu dünyadaki refahın adaletsiz dağılımdan kaynaklanıyor, işin özü budur. Ne demek istiyorum? 80 insanın elinde tutuğu servet, dünya nüfusunun yarısının kazandığı paraya eşittir. Eğer adaletli dağılım olsaydı biz göçü de konuşmayız, mültecileri de konuşmayız. Adil paylaşım olamamış var bir de gücü elinde bulunduran ikinci dünya savaşından sonra birleşmiş milletler oluştu, 5 ülkeye görev verildi. Savaş çıkmasını önleyin. Kim belirledi bu 5 ülkeyi, ikinci dünya savaşını kazanan ülkeler. Bu statüko geldiğimiz noktada işe yaramıyor. Tersine dönmüyor. Sorunlara çözüm üretmekten ziyade, sorunları büyütmeye sebep olmaktadır. Kısa vadeli münferitin bedelini masum insanlar ödemektedir. Afganistan’a barış götüreceğiz diye gidenlerin, geldiği nokta ortadır. Bugün ırak 20003’teki işgal öncesinde daha mı iyi? Bugün Suriye 8 yıl önceki durumunda daha mı iyi. Geldiğimiz durum maalesef geçmişi aratacak şekildedir” diye konuştu. 

“Birbirimizi eleştirerek, yiyip tüketerek hedeflere ulaşamayız” 

Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın ateş çemberi olduğunu dile getiren Yıldırım, şunları söyledi: 

“Bu bizim kaderimiz, bu topraklarda doğduk bu topraklarda öleceğiz. Ancak bu kaderi bu toprakların etrafında yaşayan insanların geleceği için umuda dönüştürmek, refaha dönüştürmek ve sessizlerin sesi olmak yolunda büyük adımlar atmamız gerekiyor. Birbirimizi eleştirerek, yiyip tüketerek bu hedeflere ulaşamayız. Bu topraklar hepimizin, gidecek başka yerimiz de yok. Birbirimize ışık tutacağız. Birbirimizi yıpratırsak bunlardan sadece düşmanlarımız sevinir. Yükseköğretim görenlerin sayısı artırmak gerekiyor. "Artık ‘ne iş olursa yaparım’ diyen mesleksiz evladımız kalmamalıdır. Türkiye bölgenin istihdam üstü haline gelmelidir. Bunu gerçekleştiririz insanımız vize kuyruklarına katılmaz, pasaportumuzu dünyanın her yerinde itibar görür. Terör gençlerimizin geleceğini istismar ediyor. Devletimizi ebedi müddet kılabilmenin yolu da budur." 

Gençlere seslendi 

Gençlere de seslenen TBMM Başkanı Yıldırım, “Hayat bir mücadele, mezun olduktan sonra mücadeleye devam edeceksiniz. İşsizlik dünyanın ortak sorundur. Küresel boyutta üniversite mezunları arasında da işsizlik oran en fazladır. Biz de genç işsizlik de artma eğilimi var. Afrika’da genç işsizlik yüzde 43, Orta Doğu’da 42, Avrupa’da yüzde 24-34 arasında değişiyor. Bizim de içinde bulunduğumuz grup. Bu şartlar altında kendimizi daha iyi yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Hayalleriniz heyecanını kaybetmeden geleceğe bakın. Çok okuyacaksınız. Öğrendiğiniz her yeni şey sizi de yenileyecek. Öğrenmeyi bıraktığınız an yaşlandığını hissedeceksiniz. Hayat muvaffak olanlar kendilerini yenileyip geleceği ön görerek hazırlayanlardır. Mutlaka bir yabancı dile hakim olarak öğrenmeniz gerekiyor. Geleceğin dünyasında söz sahibi olmak istiyorsak teknolojinin sahibi olmak mecburiyetindeyiz. Şu anda güç silah değil güç bilgidir. İnandığınız gibi yaşayın, yaşadığınıza sakın inanmayın. Tecrübenin yegane okulu hayattır. Unutmayın akıllı insan başkalarının tecrübesinden yararlanan insandır. Hayat mutlaka tebessüm ederek bakın. Hiç ama hiç ümitsiz olmayın. Aydınlık, başarı, saadet dolu nice yıllar sizi bekliyor” dedi. 

“Üniversite olarak tek yürek olduk” 

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak da "Bir kurum geleneği oluşturmaktan bilim üretmekten, çalışmaktan bahsettim. Üniversitemizde eksikliğini hissettiğim gönül bağı aidiyet için birçok faaliyete gerçekleştirdi. Öğretim elemanlarımızla akşam çayında bir araya geldik, el sıkıştık, hasbihal ettik. Çıkış yolunun ne olabileceğini konuştuk. Bunun üzerine Ege Üniversitesi gelecek şurası yaparak yol haritamızı belirledik. Üniversite olarak tek yürek olduk. Bedelli bir coğrafyada yaşıyoruz, Türkiye yalnız bir ülke. Tek bir çıkış yolumuz var. O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi eğitim, bilim ve fendir. Üniversitemiz ülkemizin 2023, 2053, 2071 hedefleri doğrultusunda kalkınmada öncelikli alanlarda milli ruh ile çalışıyoruz. Bu amaç doğrultusunda güçlü AR-GE ve inavosyonu oluşturuyoruz. Yapacak çok işimiz, kat edeceğimi çok yolumuz var. Ege Üniversitesi ailesi olarak bilme ve ülkemize tam bir adanmışlık içinde hizmet etmekteyiz” şeklinde konuştu. 

Rektör Budak, ayrıca üniversite binalarının eski olduğunu, deprem riski taşıdığını belirterek değişim, dönüşüm yapılmasını ve bunun için de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan destek aldıklarını dile getirdi. 

Fahri Doktora unvanı 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım’a üniversite yönetimi ve senato kararıyla fahri doktora unvanı aldı. EÜ Rektörü Prof. Dr. Binali Yıldırım tarafından takdim edilen fahri doktora unvanını alarak cüppesini giyen Yıldırım, öğrencilere ilk dersi verdi. 

Konuşmaların ardından EÜ 2018-2019 eğitim öğretim yılını yüksek puanla kazanan öğrencilere ödül verildi. 

Törene İzmir Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, AK Parti İzmir milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı, Mahmut Atilla Kaya, AK Parti İl Başkanı Aydın Şengül, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.