'Terör, küresel bir beladır, küresel bir tehdittir'
Başbakan Binali Yıldırım: 'Terör, küresel bir beladır, küresel bir tehdittir' dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, “11 Eylül'de ABD'de terör hadisesi olduğunda Dünya Ticaret Merkezi vurulduğunda hemen adını koydular. Bütün dünya bir oldu. Türkiye'de demokrasiyi yok etmek istediler. Burada niye net duruş görmüyoruz? Niye hala bu alçak örgütün topraklarımızda yaşamasına, faaliyetlerini rahatça sürdürmesine müsaade ediyoruz?” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, "8. Aman Union Yıllık Toplantısı"na katıldı. Burada yaptığı konuşmasında “İslam ülkeleri insanlığın selameti için çok daha fazla değer, çok daha fazla bilgi üretmek mecburiyetindedir” diyen Başbakan Yıldırım, “İslam toplumları medeniyet tarihindeki muhteşem yerini tekrar kazanmak için anlamsız ihtilafları, anlamsız gerilimleri bir kenara bırakmak mecburiyetindedir.
Bugün gelişmiş Batı ülkelerinde yükselen İslam korkusu, İslam düşmanlığı ile şiddet, nefret üreten ülkeler, Müslümanların şefkatine, merhametine, adaletine; ekmek kadar, su kadar muhtaçtır ve ihtiyaç duymaktadır. Bölgesel ve küresel barışa tüm gayretiyle katkı sağlamak isteyen Türkiye başta olmak üzere komşularımız ve diğer bütün ülkeler için çok daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor. İnanıyoruz ki yarına, gelecek nesillere, torunlara bırakacağımız en büyük servetimiz; daha adil, daha barışçıl, daha yaşanabilir bir dünya olacaktır" şeklinde konuştu.
“İhracata destek olma bakımından Güney Kore ile Türkiye aynı düzeyde destek vermektedir”
“İslam dünyası ile Afrika ile yürüttüğümüz işbirliği neticesinde bugün ülkemiz ekonomik yönden 3 kat büyüme başarısı göstermiştir” diyen başbakan Yıldırım, “15 yılda 3 kat büyümeden bahsediyoruz. Ticaret rakamlarına bakınca da görüyoruz. 2002'de 36 milyar dolar ihracat yapabilirken bu süre içinde 155 milyar doların üzerine çıkmıştır. İhracata destek olma bakımından Güney Kore ile Türkiye aynı düzeyde destek vermektedir. Her 100 liralık ticaretin yüzde 26'sı Eximbank tarafından desteklenmiştir.
Daha bu ayın başında Eximbank vasıtasıyla döviz kredilerindeki faiz oranı da düşürülmüş, reel sektöre daha elverişli finansman imkanları için adım atılmıştır. Darbe girişiminin ardından 2016’nın 3. çeyreğinde yüzde 4 civarında küçülme yaşandığını aktaran başbakan Yıldırım, “Hızlı karar ve tedbirler sayesinde bu olumsuzluk giderilmiş, 2017'nin ilk yarısında yüzde 5'in üzerinde bir büyüme sağlanmıştır. Çin ve Hindistan'dan sonra en yüksek oranda büyüme sağlayan ülke konumuna gelmiştir. 4 ay bir zaman diliminde bu noktaya nasıl gelindi, burası önemlidir. Buraya gelmemizin arkasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi zamanın ruhunu iyi okumaktan geçiyor. Özellikle kredi garanti fonunun devriye alınması suretiyle, reel sektörümüz, iş alemimiz, kredilendirilmesi konusunda çok büyük rahatlık sağlanmış 220 milyar lira kaynak işletmemize aktarılmıştır.
Piyasalardaki nakit sıkıntısı giderilmiştir. Bu kredi garanti fonu mekanizması başlangıçta o mevzi nakit sıkışıklığını giderilmesi için 2017'nin başında ortaya konulan tedbir olarak ön görülmüştü. Aldığımız yeni karara göre rotatip hale getiriyoruz. Kredi garanti fonu dönen kredilerde piyasalarda işletmelerimize kaynak temin etmeye devam edecek. Bizim işletmelerimiz üreticilerimiz sorumluluklarının farkında, kaynak akışı devam ettikçe daha fazla üretmeye ellerinden geleni yapıyorlar. Yeni destek paketleri ile ihracatçılarımıza 2017 yılında yaklaşık 3 milyar nakit destek vermiş bulunuyoruz. Bu yılın Eylül ayında ilginç olan bir başka gösterge de Avrupa Birliği ile ilişkilerimizdeki gerilemeye rağmen yüzde 8 oranında artmıştır. Yaklaşık olarak 6 milyar dolara ulaşmış durumdadır” dedi.
Terörün küresel bir bela ve küresel bir tehdit olduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım, "Onun için terörle, teröristler konusunda çifte standart terörle mücadelede en büyük zafiyettir, en büyük yanlıştır. Terör, İslam dünyası dışında bir yerden gelirse ona terör demeye bile ağızları varmıyor. Ama her türlü terör olayını İslam'la ilişkilendirmek gibi bir hastalık var dünyada. İslam barış dinidir. İslam kardeşlik dinidir. İslam öldürmeyi değil yaşatmayı emreden evrensel bir dindir. Terör ile İslam'ı yan yana telaffuz etmek, hem İslam'a hem de Müslümanlara yapılabilecek en büyük hakarettir.
O yüzden biz bütün gelişen ülkelere, gelişmiş ülkelere de diyoruz ki 'Bırakın bu çifte standardı. Dürüstçe, samimi bir şekilde oturalım terörle mücadele edelim. Bununla da kalmayalım, terörün köklerine inelim, kaynağına inelim. 11 Eylül'de ABD'de terör hadisesi olduğunda Dünya Ticaret Merkezi vurulduğunda hemen adını koydular. Bütün dünya bir oldu, arkasında durdu terörle mücadelede... Türkiye'de demokrasiyi yok etmek istediler. Ülkeyi karanlığa boğmak istediler. Yapanlar da belli. Burada niye net duruş görmüyoruz? Niye hala bu terörün arkasında olan bu alçak örgütün topraklarımızda yaşamasına, faaliyetlerini rahatça sürdürmesine müsaade ediyoruz? Bugün bana yarın sana” dedi.
"Karadeniz'in kuzeyinde bir kosterimiz battı"
Başbakan Yıldırım Şile açıklarında batan gemiye ilişkin ise, Maalesef dün gece Karadeniz'in kuzeyinde bir kosterimiz bilinmeyen bir nedenle batmıştır. 11 personeli arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. İnşallah personele sağ salim ulaşırız. Bir kez daha bu olaydan dolayı da gemide bulunan personelin yakınlarına geçmiş olsun diyorum. Arama kurtarma çalışmaları, inşallah başarıyla tamamlanmış olur" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.