Medyaege/Ali KELLE – TGB'nin tertip ettiği panele konuşmacı olarak Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Tuğamiral Soner Polat, Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı Çağdaş Cengiz, AKUT Onursal Başkanı Nasuh Maruki ve Tiyatro sanatçısı Gülşen Tuncer katılım gösterdi.

İzmirlilerin yoğun katılım gösterdiği panelde konuşmacılar, gözlemlendikleri alanlarda memleket için 'Hayır'ın gerekçelerini detaylıca anlattı. Panele başta Mustafa Kemal olmak üzere bütün şehitlere saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunarak başlandı.

Konuşmacıların yaptığı anayasaya değişikliği ve gündem değerlendirmelerinden oluşan başlıklar şöyle:

Nasuh Maruki: Cumhurbaşkanlığı Sistemiyle toplumun yarısının dışlandığı bir ülke yönetilemez.

“16 Nisan Türkiye için çok önemli bir tarih. Türkiye’nin bütün sıkıntılarının giderileceğini söylüyorlar ama öyle bir şey yok maalesef. 16 Nisanı bütün gücümüzle ciddiye almamız gerekir. Protesto etmek de maalesef ‘Evet’e yarayacaktır. Dolayısıyla mutlaka gidip oyumuzu vermeliyiz. Cumhurbaşkanlığı Sistemi aslında rejimi değiştirmektir. Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile Cumhurbaşkanı bakanları atayabilecek. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkileri bir kişiye verilecek. Aynı zamanda geçirmek istedikleri maddeler anayasanın özü ile ters düşüyor. Cumhurbaşkanlığı Sistemiyle toplumun yarısının dışlandığı bir ülke yönetilemez. Burada en hayırlı sonuç 16 Nisan’da ‘hayır’ çıkmasıdır. Burada hepimize sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluk bir keyfiyete, Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçit vermemektir. “Evet” dendiği takdirde neler olacağını aktarmamız gerekiyor. Bu referandumda hepimiz geleceğimiz için hayır çıkartmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz. ‘Hayır’da hayır vardır”

Polat: Türkiye, jeopolitik tarihi bir savaş vermektedir

Maruki'den sonra konuşmasını gerçekleştiren VP Genel Başkan Yardımcısı Soner Polat, askeriye üzerindeki tecrübelerinden yola çıkarak, Türkiye'nin uluslararası arenada çetin bir jeopolitik savaş verdiğini ifade etti. Özellikle Kıbrıs, Suriye ve Ege kıta sahanlığı tarihi mücadelelerin yürütüldüğünü belgelerle ortaya koyarak, gidilen halk oylamasının milli birlik ve beraberliği zedeleyeceğini, bu nedenle Türkiye'de milli ve etkin bir meclisin varlığının önemini belirtti.

Polat, “Terörle mücadele devam ederken maalesef biz hayır-evet diye bölüştük. Tam da milli birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğu bir günde Başkanlık Sistemini tartışıyoruz. Cumhurbaşkanlığı sistemi bizi ikiye böldü. Anayasa diyor ki yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı’na aittir. Burada ise Cumhurbaşkanı kararname çıkartıyor, fiilen meclisin yasa yapma yetkisi kalkıyor. Biliyoruz ki HSYK yargının sopası. Yargıdan kişileri de Cumhurbaşkanı seçiyor. Demek ki eğer biz ‘evet’ dersek anayasası olmayan bir ülkede yaşayacağız. Bu sistemde millet yok, meclis yok; sadece başkan ve adamları var. Geçmişimize bakalım Kurtuluş Savaşında Vahdettin kaçtı, meclis savaştı” diyerek düşüncelerini özetledi.

Tuncer: Yapılmak istenen şey ülkenin yok edilmesidir. 
 
Tiyatro sanatçısı olan Gülşen Tuncer, son yıllarda ülkede yaşanan sosyo-kültürel yozlaşmanın referandum sonrası daha da artacağını, bunun Türk Milletinin yüzyıllardır verdiği mücadeleler sonrası kazanmış olduğu modern değerlerinin kaybettireceği uyarısında bulundu. Ve anayasa değişikliğini bir sanatçı gözüyle şöyle değerlendirdi:

“Ülkenin terör ve ekonomik bakımdan sıkıştırıldığı bugünlerde Başkanlık Sistemi gündeme getiriliyor. Bir anayasa değiştiriliyorsa o ülkenin insanlarını ileriye götürmek için yapılır. Bugün yapılmak istenen bedenden organların çıkarılması gibidir. Yani yapılmak istenen şey buradaki aklın ve o aklın yaptığı yasama yürütme ve yargının yok edilmesiyle; ülkenin yok edilmesidir. Akılla, bilgi ile, bilinç ile, örgütlü olarak bu tsunamiyi inanın ki engelleriz. Biz bunu engeller ve geriye döndürürüz. Çünkü bizler ne istediğimizi çok iyi biliyoruz. Bizler sonrasını düşünüyoruz. Bizler Türkiye Cumhuriyetinin sahibiyiz. Bizler hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan çok büyük onur duyuyoruz. Cumhuriyetimizin ilelebet payidar olmasını istiyoruz. Ülkemizin tam bağımsız olmasını ve komşularımızla geçinebilmeyi istiyoruz. Onun için referandumda arkadaş, ‘hayır’ diyoruz”

Son konuşmacı olarak kürsüye çıkan TGB Genel Başkanı Çağdaş Cengiz, panel konularını derlercesine yapmış olduğu konuşmada şöyle konuştu:

Cengiz: “Halk oylamasından hayır çıkacak”

“İzmir’e her zaman güveniyoruz. 16 Nisan’a doğru giderken o maratona en önde İzmirliler koşacak biliyoruz. Karşı tarafta ‘evet’ diyenlerde ciddi bir telaş ve dağınıklık hali var. Ve bu uzun süredir onların yaşamadığı bir süreç. Bu dağınıklığın sebebi açık, kendi seçmen kitlesine neden “evet” dediklerine dair ikna edici argümanlar üretemiyorlar. Parlamenter sistem için vesayet diyorlar ancak başkan ve adamlarından daha büyük bir vesayet olabilir mi? Toplumda şu gerçekliği hepimiz görüyoruz ‘hayır’ çıkma ihtimali çok yüksek. Şu an kararsızlar dağıtıldığında ‘evet’ çok çıkmıyor. ‘Hayır’ı yüzde 51’e, 60’lara dayamak çok şey değiştirecek. 

Bu 43 günün her dakikasını, saatini çok farklı geçirmemiz lazım. Türkiye’de gençlik kitlesi çok önemli. Ve gençlik daha kolay ikna edilebilir durumda. Türkiye Gençlik Birliği olarak gençlik odaklı bir çalışma yürüteceğiz ama bu tabii ki gençlik ile sınırlı kalmayacak, sahalara ineceğiz. Bu halk oylamasından çıkacak olan sonuç ne olacaksa olsun Türkiye, milli egemenliğini kesinlikle bir yalnız adama teslim etmeyecektir. Türkiye’de milletin egemenliğine ve Türkiye’nin yüz elli yıllık meclis birikimine karşı tavır alanlar yenilecektir. Çünkü 16 Nisan da ‘hayır’ demek; huzur demek, terörle mücadele demek, milletçe birleşmek demek. 16 Nisanda herkesi ‘hayır’da ikna etmek bizim görevimizdir.16 Nisan ‘hayır’lı gelecek” diyerek halk oylamasında oyların çoğunluğunun ‘hayırdan yana olacaktır.

Konuşmacılarının değerlendirmesinin ardından “Vatan senden Hayır bekler” paneli konuşmaların bitmesinin ardından soru-cevap ile sona erdi.