İşte o köşe yazısı:

Kızlay denilince çoğumuzun aklına kan bağışı toplayan, maden suyu satan, yarı resmi yarı ticari bir kurum geliyordu. Ancak öyle olmadığını, Kızılay’ın aslında çok büyük bir yardım kuruluşu olduğunu, dünyanın her yerinde milletimizi temsil ettiğini, gönüllü ordusuyla yüreklere dokunduğunu, Kızılay Torbalı’da kurulunca anladık. Şahsen benim için öyle oldu.

Ömer Günaydın başkanlığında kurulan Türk Kızılayı Torbalı Şubesi, özellikle geçtiğimiz Ramazan ayında çok büyük yardımlara imza attı. İhtiyaç sahibi binlerce vatandaşımıza ulaştı. Bir baktık öğrencilere bayramlık elbise dağıtıp yüreklerimizi ısıttılar, bir baktık hastanede yatan çocuklara oyuncak verdiler, bir baktık yaşlı bir vatandaşımızın kapısının eşiğine oturup erzak yardımı yaptılar, bir baktık mahalle mahalle dolaşıp yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımızın kapısını çaldılar.

Kuruluşlarını yaptılar, binalarını hizmete açtılar hemen işe koyuldular. Sordum, soruşturdum. Ramazan boyunca ilçemizde 500 aileye, 500 TL nakdi yardım yapmışlar. 2.000 aileye ramazan erzak kolisi, 3.000 öğrenciye bayramlık kıyafet, 200 aileye konserve kavurma ve ayçiçek yağı, çocuklu 400 aileye pastorize süt dağıtmışlar. İlçemizin beş ayrı mahallesinde, mahalle başına 2.000 kişilik olmak üzere toplamda 10.000 kişilik iftar yemeği vermişler. Her yere koşmuşlar, her yaraya merhem olmaya gayret etmişler.

Tebrik ediyorum, takdir ediyorum. Eskilerin bir sözü vardır, “marifet iltifata tabidir” diye. Burada gerçekten büyük bir marifet var. Kısa zamanda bu büyük başarı, takdir edilsesi, tebrik edilesi.

Ben Ömer Günaydın’ı çok uzun yıllardır tanırım. Benim bu mesleğe başlamamı sağlayan, gerçek anlamda hocam diyebileceğim bir insandır. 2009 yılında, sahibi olduğu gazetede köşe yazmaya başlamıştım. Köşe yazmaya nasıl başladığımı kısaca anlatayım. O zamanlarda, gazetelerin internet sitesindeki haberlerin altına yorumlar yapmak çok modaydı. Ben de hemen hemen her haberin altına girer uzun uzun yorum yazardım. Bir gün beni aradı ve aynen şöyle dedi, “Yorumlarını okuyorum. Hiçbirine katılmıyorum. Ama bu kadar özenle ve uzun uzadıya yazılmış yazıların yorum kısmında kaybolup gitmesine gönlüm razı değil. Sana bir köşe vereceğim, istediklerini orada özgürce yaz” Böyle başladı benim gazetecilik ve yazarlık maceram. Böyle bir adamdır yani Ömer Günaydın. Tahammül eşiği çok yüksektir, farklılıkları bir zenginlik olarak görür, herkesin düşüncesine saygı duyar. Kimseyi yazdıklarından, çizdiklerinden, yorumlarından dolayı kınamaz, aksine teşvik eder.

Türk Kızılayı Torbalı Şubesi’ni kurarken de bu tarzını, hayata karşı bu bakış açısını aynen korumuş, onu görüyorum. Yönetiminde farklı görüşlerden, farklı yelpazelerden isimler var. Uzun yıllar CHP’de İlçe Başkan Yardımcısı olarak görev yapmış, partinin genç jenerasyonunun önde gelen isimlerinden Semih Canbeldek mesela. Yine, CHP’nin genç jenerasyondaki öncü ve güçlü isimlerinden İbrahim Çetin. Aynı şekilde, Çağlar Arifoğlu. Bu isimler, Türk Kızılayı Torbalı Şubesi’nde Ömer Günaydın ile omuz omuza çalışıyor. AK Partili Eski Belediye Meclis Üyesi Mehmet Türkoğlu, ilçemizin genç işadamlarından Zeki Öztaş, Gıda Mühendisi Ceren Türkmen Tontaş, Avukat Çağatay Akar yine yönetimde görev yapan isimlerden. Çok güzel bir renk, mükemmel bir ahenk oluşmuş. Herkesin, her kesimin temsil edildiği, hepimizin Kızılayı. İstediğimiz, özlediğimiz, beklediğimiz buydu. Ömer Günaydın, Torbalı’da bize bunu sağladı.

Torbalı çok büyüdü. Tanıyanlar çoğunluktadır ama tanımayanlar da elbette vardır. Kırmızı Yelekli İyilik Hareketi’nin genç ve vizyoner başkanı kimdir, necidir, biraz bahsetmek isterim.

1983 yılında Torbalı’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, Anadolu Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi ile Medya ve İletişim bölümlerinde eğitim gördü. İzmir Demokrasi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’nda Yerel Yönetimler Maliyesi alanında yüksek lisansını yaptı. İkinci yüksek lisansına, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Kentsel Dönüşüm alanında devam ediyor.

Vatani görevini Ankara’da, Jandarma Genel Komutanlığı’nda tamamladı. 17 yaşında kendi yerel gazetesini kurdu. Torbalı’da ilk günlük gazete geleneğini o başlattı. Ben de dahil olmak üzere, onlarca insana mesleği öğretti.

İzmir ve İstanbul’da bulunan çeşitli basın kuruluşlarında muhabir, editör, köşe yazarı olarak çalıştı. Bazı özel şirketlere, kurum ve kuruluşlara Basın Danışmanlığı hizmeti verdi. Yöneticilerinin seçimle belirlendiği en alttaki kamu kurumu olan belediyede de çalıştı, yine yöneticilerinin seçimle belirlendiği en üstteki kamu kurumu TBMM’de de çalıştı. Ödemiş Belediyesi’nde Koordinatör Başkan Danışmanı olarak, TBMM’de Parlamenter Danışmanı olarak görev yaptı.

Sivil toplumda İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nde, Parlamenter Danışmanları Derneği’nde, Karşıyaka Spor Kulübü Derneği’nde görevler aldı. Evli, ikisi kız biri erkek olmak üzere üç çocuk babası.

Yazının başında da bahsettiğim gibi, Ömer Günaydın’ı uzun yıllardır tanırım. Kendimi bildim bileli toplumsal hayatın içerisinde olduğuna şahidim, sosyal meselelere karşı fevkalade ilgili olduğunu biliyorum. Hiçbir zaman vicdanını köreltmediğini, adaletten ayrılmadığını da biliyorum. Kendisi gibi düşünen çoğu kişinin bakmaya bile cesaret edemediği yollarda yürüdü, iftiralara ve çarpıtmalara uğrayıp, bedeller ödemesine rağmen de yolundan dönmedi. Kınayıcıların kınamasından korkmaz. Doğru bildiğini her zaman her platformda söyler. Bu anlamda, fazlaca dik duruşlu ve nevi şahsına münhasır bir adamdır Ömer Günaydın.

Peki, diyeceksiniz ki hep iyi yanlarını yazdın bu adamın hiç mi kötü yanı yok. Kendisine de söylediğim, defalarca yüzüne de haykırdığım gibi fazlaca elitist bir tavrı vardır Ömer Günaydın’ın. Tanımayanlara kibirli gelen bir duruşu olduğundan, karşıdan bakıldığında da itici gelebilen bir durum söz konusu oluyordu. Tanıyanlar için işin özünü bildiklerinden pek sorun olmasa da, tanımayanlar için nahoş bir durum bu. Hitap ve tasvir yeteneğinin mükemmel olması, konuşmalarının ağdalı hale gelmesine yol açıyor. Hitabetin iyisi, sihirbazlık gibi bir şeydir. Ama doğru yerde doğru zamanda yapıldığında. Her ortamda yapılınca bazen sıkıntı olabiliyor. Bunun için kendisine hep daha fazla dinlemesini, daha az konuşmasını tavsiye etmiştim.

Şimdi baktığımda, bu sorunu aşmış olduğunu görüyorum. Kapısının eşiğine oturduğu yaşlı teyzemize sarılışında, elini tuttuğu küçücük yavrumuza bakışında samimiyeti gördüm. Bu hesapsız-kitapsız, insanın gerçek özünü yansıtan samimiyet. Rabbim bu şekilde devam etmesini nasip eylesin.

Türk Kızılayı Torbalı Şubesi’ni kurarak, ilçemizde bir iyilik hareketinin başlamasına vesile olarak gönülleri fethetti, umarım gayretli ve başarılı çalışmalarının devamı gelir.

Hamiyetperver Türk halkının, başta kendi içerisindeki mazlumlar olmak üzere, dünyanın her yerine uzattığı merhamet eli olarak ulvi bir görevi yerine getiren Türk Kızılayı’nın Torbalı’mızda bayrağını dalgalandırmak kendisine nasip oldu.

Bugüne kadar yaptıkları ve bundan sonra yapacakları hizmetler hayırlara vesile kılınsın. Allah gayretlerini arttırsın, emeklerini zayi etmesin.