Bir ay öncesi başladı döviz kurlarındaki hareketlilik ve beraberinde de sadece döviz değil, dövize bağlı olsun veya olmasın her şeyin fiyatı da arttı.

Döviz yüzde yüz arttı ama sanki fırsat bu fırsat gibisinden, dövizle ilgisi olsun, olmasın hemen hemen bütün her şeyin fiyatı, yüzde yüz değil, bazı şeylerde, yüzde 500 arttı.

Aynı gemideyiz diye bağırıyoruz, birileri batan geminin mallarının satışına başlarcasına, zam üstüne zam patladı.

Bir taraftan dövizi bahane edenler, diğer taraftan, stokçuluk yaparak olması gereken malı yok sattırıp, daha da ileri seviyede para kazanma derdine düştüler.

Sanki bu ülkede tek başlarına yaşayacaklar, sanki bu ülkede onların çocukları yaşamayacak.

Milyonlar ekonomik olarak kendini nasıl idare edeceğini düşünürken, senin kasanda trilyonları olsa ne yazar.

Nasıl rahat edeceksin, nasıl rahat yiyeceksin, nasıl rahat gezeceksin, nasıl rahat uyuyacaksın.

Ama yok trilyonluk olunca yapacağını biliyoruz.

Önce kendine çok güvenlikli bir sistem kurmaya çalışacaksın. Hacet görmeye gittiğin tuvalete bile kamera koyacaksın, senden önce giren var mı, sen oraya giderken içinde kimse var mı diye.

Sonra çocuğun varsa onun güvenliğini düşüneceksin, trilyonluk mirasın varisi sonuçta. Ya başına bir şey gelirse, sana dokunamayan ona dokunmaya çalışırsa. Özel bir şoför, özel bir araba, özel bir okul, özel bir de koruma tutacaksın.

O da yetmedi, eşinle ve dostunla bir yere gideceksin sıradan bir akşam yemeğine ama trilyonun var ya, ya giderken ölürsen, ya yerken ölürsen, ya dönerken ölürsen diye başlayacaksın tedbirler üzerine tedbirler almaya.

Sağdan saldıran için sağ koruma, soldan saldıran için sol koruma, önden geleni durduracak koruma, arkana ise iki koruma.

Trilyonun var ya!

Dur daha da bitmedi, dışarda rahat hareket edemiyor, rahat yiyemiyorsun ya, bir de bunun ev hali var.

Ya zehirlerlerse seni, trilyonların olduğu için.

Evine yemek yapmaya birisini alacaksın, evi temizlemeye birisin alacaksın, evin bahçesine bakmaya, çocuklara bakmaya, kapıları açmaya, sen gece uyurken senin yerine can nöbetini tutacak birkaç kişiyi de daha alacaksın.

Yetmeyecek, onları almakla kalmayıp, onları göz ucuyla denetleyecek bir de en sağlam adam bulacaksın.

En sağlam dediğini de sen denetleyeceksin.

Trilyonun var ya!

‘Parayla saadet olmaz’ sözünün ne anlama geldiğini bilmek için çok ama çok paranızı olması yeterli.

‘Az aşım, ağrısız başım’ sözünün ne anlama geldiğini bilmek için de çok ama çok paranızın olması yeterli.

İşin en kötüsü de ne biliyor musunuz?

Trilyonlarınız varken sizin veya yakın çevrenizdeki birisinin derdi olmayan bir derde, hastalığa tutulması.

Trilyonların var ya!

Keşke olmasaydı da, huzurum, sağlığım olsaydı dedirten kötü şey.

Allah herkese sağlıklı, mutlu ve huzurlu hayat versin.